GÜNCEL: 15/03/2013 |
|||||||||||||||||||||||||
Ekonomi
Bakanlığından: İTHALATTA HAKSIZ
REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2013/4) BİRİNCİ KISIM Genel Bilgi ve İşlemler Soruşturma MADDE 1 – (1) Borusan Paslanmaz Çelik
Boru ve Profil San. ve Tic. A.Ş. (Borusan) tarafından yapılan
başvuru üzerine Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), ve Çin
Tayvan’ı (Tayvan) menşeli “paslanmaz çelikten borular” için
19/4/2012 tarihli ve 28269 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (2012/9)
ile başlatılan damping soruşturması Ekonomi Bakanlığı (Bakanlık) İthalat Genel
Müdürlüğü (Genel Müdürlük) tarafından yürütülerek tamamlanmıştır. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 14/6/1989 tarihli ve 3577
sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999
tarihli ve 99/13482 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi
Hakkında Yönetmelikten (Yönetmelik) oluşan ithalatta haksız rekabetin önlenmesi
hakkında mevzuat hükümleri çerçevesinde
yürütülen damping soruşturması sonuçlarını içermektedir. Yerli üretim dalının temsil niteliği MADDE 3 – (1) Başvuru
sahibi Borusan firmasının Yönetmeliğin 20 nci maddesi çerçevesinde
yerliüretim dalını temsil niteliğini haiz olduğu tespit edilmiştir.
Soruşturma esnasında bu tespiti değiştirecek herhangi bir somut bilgi
alınmamıştır. İlgili tarafların bilgilendirilmesi, dinlenmesi ve
bilgilerin değerlendirilmesi MADDE 4 – (1) Soruşturma açılmasını müteakip, söz
konusu ürünün Bakanlıkça tespit edilen ithalatçılarına, ÇHC ve Tayvan’da
yerleşik bilinen ihracatçılarına ve anılan ülkede yerleşik diğer
ihracatçılara erişilebilmesini teminen ÇHC’nin Ankara’daki Büyükelçiliği
ile Tayvan’ın Ankara’daki Taipei Ekonomi ve Kültür Ofisi’ne
soruşturma açılış tebliği, şikâyetin gizli olmayan metni ve soru
formlarına ilişkin bildirimler gönderilmiştir. (2) Taraflara soru formunu yanıtlamaları için
posta süresi dahil 37 gün süre tanınmıştır. İthalatçı ve
soruşturma konusu ülkelerdeki üretici/ihracatçıların süre
uzatımı yönündeki makul talepleri karşılanmıştır. (3) Yerli üretici, soru formuna usulüne
uygun şekilde yanıt vermiştir. Ayrıca, soruşturma süresi boyunca
Bakanlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave
bilgileri temin etmiştir. (4) Soruşturma konusu maddenin
ithalatını yaptığı tespit edilen ve kendilerine soru formu
gönderilen firmalardan 20’si ithalatçı soru formuna yanıt göndermiştir. (5) Tayvan’da
yerleşik üretici/ihracatçılardan Yeun Chyang Industrial Co.Ltd. (YC)
firması üretici-ihracatçı soru formuna usulüne uygun olarak cevap
vermiş ve soruşturma süresince işbirliği halinde bulunmuştur. Firmanın
soru formuna verdiği yanıtların incelenmesi neticesinde tespit edilen
eksiklikler firmaya bildirilmiş, firma bu eksikliklere ilişkin
yanıtını da kendisine tanınan süre içerisinde Bakanlığa iletmiştir. (6) Öte yandan, YC firması nezdinde
yapılan yerinde doğrulama soruşturması esnasında firmanın isminin 29/6/2012
tarihinde YC Inox Co., Ltd. olarak değiştirildiği tespit
edilmiştir. Firma söz konusu isim değişikliğine ilişkin olarak Tayvan
Ekonomik İşler Bakanlığı Dış Ticaret Ofisi’nden alınan belgeyi
Bakanlığa sunmuştur. (7) Tayvan’da yerleşik diğer bir firma
olan Froch Enterprise Co., Ltd. (Froch) firması da
soru formuna süresi içinde yanıt vermiştir. Yanıtın incelenmesi neticesinde
tespit edilen eksikliklerin tamamlanması istenmiştir. Firma eksikliklere
ilişkin yanıtını süresi içerisinde Bakanlığa iletmiş olsa da talep
edilmesine rağmen damping marjı hesaplamasına esas teşkil edecek maliyet
verilerinin ihracata konu olan ürün tipleri bazında sunulmadığı ve
soru formunda talep edilen kâr/zarar beyanı tablolarının
doldurulmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle söz konusu firma
için damping marjı hesabı için eldeki mevcut veriler
kullanılmıştır. (8) Tayvan’da mukim
firmalardan Ching-Hann Industries Co., Ltd. (Ching-Hann)
firması ise soru formuna süresi içerisinde yanıt veremediğinden
adı geçen firmanın işbirliğine gelmediği kabul edilmiştir. (9) ÇHC’de yerleşik Foshan Vinmay Stainless Steel Co., Ltd.
(Foshan Vinmay) firması üretici/ihracatçısoru formunu süresi
içerisinde yanıtlamıştır. ÇHC’de yerleşik diğer bir firma
olan Foshan Nanhai Qiuxun Stainless Steel Product Co.
Ltd. (Foshan Nanhai) firması da soru formuna
yanıtını Bakanlığa sunmuş, bununla beraber yapılan inceleme neticesinde
bir takım eksiklikler tespit edildiğinden adı geçen firmadan bu
eksiklikleri gidermesi talep edilmiştir. Yanıtların incelenmesi neticesinde
firmanın işbirliğine geldiği kabul edilmiştir. (10) ÇHC’de yerleşik her iki firma da
piyasa ekonomisi koşullarında faaliyet göstermediklerini kabul ederek
bireysel muamele talebiyle Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ihracat işlemleri
kullanılarak kendileri için damping marjı tespiti
yapılmasını talep etmişlerdir. Adı geçen firmaların bu talebi kabul
edilmiştir. (11) Soruşturma sonucunda alınacak karara esas
teşkil edecek bilgi, bulgu, tespit ve değerlendirmeleri içeren nihai
bildirim ÇHC’nin Ankara’daki Büyükelçiliği ve Tayvan’ın Ankara’daki
resmî temsilciliği ile soruşturma sırasında işbirliğinde bulunan
ithalatçılara, yukarıda adı geçen yurtdışında yerleşik üretici/ihracatçılara
ve yerli üreticiye iletilmiştir. Adı geçen tüm taraflara nihai bildirime
ilişkin görüş bildirmeleri için uygun bir süre tanınmış, nihai bildirime
yanıt verme süresinin uzatılması yönündeki makul talepler
karşılanmıştır. (12) Froch firması için hazırlanan
firma nihai bildiriminde bir ürün tipi için kullanılan maliyet verisinde
maddi hataya rastlanmış, ilgili ürün tipi için gerekli düzeltmeleri
içeren firma bildirimi firmanın yasal temsilcisine vakit geçirmeksizin
iletilmiştir. Firmanın nihai bildirime yanıt verme süresinin
uzatılması talebi bu husus dikkate alınarak değerlendirilmiştir. (13) Nihai bildirim sonrasında soruşturma
konusu ürünün ithalatçıları ile Froch firmasından gelen
dinleme toplantısı talepleri de kabul edilmiştir. Bu çerçevede,
ithalatçılar ile yerli üretici firmanın katılımı ile 13/12/2012
tarihinde, Froch firmasının Türkiye’deki temsilcisinin katılımıyla
da 25/12/2012 tarihinde dinleme toplantıları düzenlenmiştir. (14) Tarafların soruşturma boyunca ve nihai bildirim
sonrasında ortaya koyduğu tüm bilgi, belge ve görüşler incelenmiş, mezkûr
görüşlerden soruşturma kapsamında değerlendirilebilecek olanlara bu Tebliğin
ilgili bölümlerinde değinilmiştir. Ayrıca, ilgili taraflardan alınan bilgi ve
belgelerin gizli olmayan nüshaları, talep eden bütün ilgili tarafların
bilgisine sunulmak üzere hazır tutulmuştur. Yerinde doğrulama soruşturmaları MADDE 5 – (1) Yönetmeliğin 21 inci
maddesi çerçevesinde yerli üretici Borusan firmasının
Gebze’deki idari ofisleri ve üretim tesisleri ile Tayvan’da yerleşik
bulunan ve soru formlarına yanıt veren Froch ve YC firmaları nezdinde
yerinde doğrulama soruşturmaları gerçekleştirilmiştir. Soruşturma dönemi MADDE 6 – (1) Damping belirlemesi
için 1/1/2011–31/12/2011 tarihleri arası soruşturma dönemi (SD)
olarak kabul edilmiştir. Zarar belirlemelerinde ise veri toplama ve analiz
için 1/1/2008-31/12/2011 arasındaki dönem esas alınmıştır. Soruşturma konusu ürün ve benzer ürün MADDE 7 – (1) Soruşturma konusu eşya, 7306.40.20.90.00
ve 7306.40.80.90.00 Gümrük Tarifeİstatistik Pozisyonları (GTİP) altında
yer alan “Paslanmaz çelikten kesiti daire şeklinde olan diğer
(dikişli) boruların soğuk çekilmiş veya soğuk haddelenmiş olanlarının;
diğerleri” ile 7306.61.10.00.00 GTİP’i altında yer alan “Paslanmaz
çelikten kesiti kare/dikdörtgen şeklinde olan dikişli borular”dır. (2) Soruşturmaya konu paslanmaz çelikten
borular muhtelif ebatlarda kesiti daire veya kare/dikdörtgen şeklinde
olabilmekte ve mobilya ve aksesuar üretiminde, otomotiv sektöründe,
endüstriyel mutfak imalatında ve gıda, kimya, gübre, kağıt, ilaç, boya,
petrokimya, plastik ve yağ sanayileri başta olmak üzere her
tür korozifortam ve uygulama alanlarında kullanılabilmektedir. (3) Soruşturma kapsamında işbirliğinde bulunan
ithalatçılar tarafından nihai bildirim öncesinde, yerli üreticinin ürettiği
paslanmaz çelik borularda soruşturma konusu ülkelerdeki üretici/ihracatçıların ürünlerinden
farklı olarak kaynak izinin bulunduğu, söz konusu borularda
iç yüzeyde çapak olduğu, ürünlerin boy kesimlerinde kör bıçak
kullanımı nedeniyle büzülmeler yaşandığı, yerli üreticinin 168 mm
altındaki çaplarda üretim yapamadığı, polisajlı, kanallı ve oval
boru üretme kapasitesinin bulunmadığı, A511 ve A213 standardı ile
SCH 5, 10, 20, 40, 80 ve 120 kalınlıklarında boru üretemediği, 201, 202 ve
301 kalite üretiminin olmadığı, gerekli kalite testlerinin yapılmadığı ve
kaynak operatörlerinin American Welding Society (AWS)
sertifikasına sahip olmadığı öne sürülmüştür. (4) Soruşturma kapsamında işbirliğine gelen
ithalatçıların yukarıda özetlenen iddiaları gerek yerinde doğrulama
soruşturması sırasında gerekse yazılı olarak yerli üreticiye
iletilmiş, bu iddialara ilişkin açıklama talep edilmiştir. (5) Nihai bildirim sonrasında gelen görüşler
incelendiğinde ise ithalatçı firmaların bir kısmının nihai
bildirim öncesinde dile getirilmeyen yeni iddialar öne
sürdüğü görülmüştür. Bu bağlamda, yerli üreticinin 168.3
mm’den daha büyük çaplı ürünler ile et
kalınlığı 5 mm’den fazla olan ürünleri üretemediği,
ASTM A312, ASTM A778, DIN 11850, ANSI-B3619 ve ANSI-B3610
normlarında üretiminin olmadığı belirtilerek, yerli üreticinin
ürettiği ürünler ile adı geçen ülkelerden gerçekleştirilen
ithalata konu olan ürünlerin benzer ürün olmadığı savunulmuştur. (6) Yerli üretim
dalı tarafından üretilen paslanmaz çelik borularda kaynak
izinin görülmesi ile ilgili iddiaya ilişkin olarak verilen yanıtta,
soruşturma konusu maddenin boyuna kaynaklı dikişli boru
olması nedeniyle bu ürünlerde kaynak izinin görülmesinin üretim
yönteminin doğal sonucu olduğu ifade edilmiştir. Bununla beraber, talep
gelmesi halinde üretilen borularda ilave işlem yapılarak dikiş izinin
giderildiği ancak buna rağmen kesitten bakıldığında kaynak izinin tamamen
giderilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Kaynak izi olmayan
boruların dikişsiz paslanmaz çelik borular olduğu ve soruşturma
kapsamında yer almadığı da belirtilmiştir. (7) Üretilen boruların
iç yüzeylerinde çapak olduğu iddiasına karşı söz
konusu çapaklanmanın kaynak işleminin doğal bir sonucu olarak
ortaya çıktığı, buna karşılık standartların elverdiği düzeyin ötesinde
bir çapaklanmanın olmadığı ifade edilmiştir. Bu iddiaya ilişkin olarak
verilen yanıtta ayrıca, iç yüzeyde çapaklanma görülmemesinin kaynak
kalitesinde şüphe yaratması gerektiği vurgulanarak müşteri talebine
göre çapak temizleme işleminin de yapılabildiği ifade edilmiştir. (8) Yerli üretim dalı tarafından üretilen
boruların boy kesim yerlerinde kör bıçak kullanımı nedeniyle büzülme
olduğu iddiasına ilişkin olarak alınan yanıtta ise boy kesim yerlerinde
büzülmenin “alpha cut” makinesi kullanıldığında söz konusu
olabileceği, buna karşılık yerli üretici tarafından adı geçen kesim
makinelerinin kullanılmadığı ifade edilmiştir. Yerli üretici
tüm üretim hatlarında mekanik hızlı testere
kullanıldığını belirterek ürettiği borularda büzülme görülmesinin mümkün
olmadığını belirtmiştir. Yerli üretici ayrıca, soruşturma konusu ülkeler
dışından alpha cut makinesiyle kesilmiş boruların ithal
edildiğini ve bu ürünlerin yerli üreticinin adı kullanılarak
pazarlandığı yönünde duyumlar aldığını da ifade etmiştir. (9) Yerli üretim dalının
bazı ebatlarda üretim yapamadığına ilişkin olarak gündeme getirilen
iddialarla ilgili olarak alınan yanıtta çapı 10 ila 168.3mm olan
boruların üretiminin gerçekleştirildiği ve bu
aralıkta üretilenürünlerin piyasadaki toplam talebin çok büyük bir
kısmını oluşturduğu ifade edilmiştir. Yerli üretici ayrıca,
bünyelerinde bulunan mekanik atölyeleri sayesinde standart
dışı taleplere uygun kalıpların da kısa sürede hazırlanabildiğini
belirtmiştir. (10) Bununla beraber, yerli üretim dalının
ithalata konu olan bütün tip ve ebatlarda üretim gerçekleştirmesinin
ekonomik açıdan sürdürülebilir olmadığı; yerli üretim dalının talep
koşullarını dikkate alarak maliyet açısından en azından
başa baş noktasında üretimini sürdürebileceği ürün
tiplerini tercih etmesinin ekonomik açıdan makul olduğu değerlendirilmektedir. Özellikle dampingli ithalatın
yarattığı fiyat ve maliyet baskısı dikkate alındığında
yerli üretim dalının tüm ürün tiplerini kapsayacak bir üretim
yapılanmasına gitmemesi olağandır. (11) Yerli üreticinin polisajlı boru
ve profil, kanallı boru ve profil ile oval boru üretimi olduğu
yerinde doğrulama soruşturması esnasında tespit edilmiştir. (12) Yerli üretici A511 ve A213 standardının
dikişsiz (boyuna kaynaklı olmayan) paslanmaz çelik boruların
Amerikan standardındaki ismi olduğunu bu ürünlerin de soruşturma
kapsamına dahil olmadığınıbelirtmiştir. SCH 5, 10, 20, 40, 80 ve
120 gibi tanımların da boru et kalınlıklarının Amerikan standardına göre
sınıflandırmasından kaynaklandığı, tüm bu ölçülerin metrik sistemde de
karşılıklarının bulunduğu ve üretimin de mevcut olduğu ifade edilmiştir. (13) Yerli üretim dalının 201, 202 ve 301
kalite çelikten mamul boru ve profil üretimi olmadığına
ilişkin olarak verilen yanıtta bu kalitedeki ürünlerin de
diğer ürünlerle aynı üretim sürecine tabi olduğu ve yeterli talep gelmesi
halinde bu kalitedeki ürünlerin de üretiminin
gerçekleştirilebileceği ifade edilmiştir. (14)
Yerli üreticinin eddy current olarak bilinen kalite
testini gerçekleştiremediği yönündeki iddiaya ilişkin olarak alınan yanıtta
ise müşteri talebi halinde bu testin gerçekleştirilebildiği ifade edilmiştir.
Firma nezdinde yapılan yerinde doğrulama soruşturması esnasında da bu
testin gerçekleştirilebilmesi için gerekli teçhizatın bulunduğu
ve çalışır vaziyette olduğu tespit edilmiştir. Yerli üreticinin
adı geçen test haricinde de mekanik testleri gerçekleştirebildiği
görülmüştür. (15) Son olarak AWS sertifikalı kaynak
operatörüne sahip olmadığı iddiası hakkında yerli üretim
dalının görüşüne başvurulmuş, firmanın çalıştırdığı tüm kaynak
operatörlerinin AWS ve EN standartlarına göre test edilip
sertifikalandırıldığı ifade edilmiştir. (16) Sonuç olarak yapılan incelemeler
neticesinde, yerli üretim dalı tarafından üretilen dikişli
paslanmazçelik boru ve profiller ile soruşturma
konusu ülkelerden ithal edilenlerin, teknik ve fiziki özellikleri,
dağıtım kanalları, kullanıcı algılamaları ve kullanım
alanları itibariyle benzer özelliklere sahip olduğu ve soruşturmaya
konu ülkeden ithal edilen ürünün yerli üretim
dalının ürünüyle doğrudan rekabet içinde bulunduğu, bu nedenle
Yönetmeliğin 4 üncü maddesi çerçevesinde benzer ürün olarak kabul
edilebileceği anlaşılmıştır. (17) Soruşturma konusu ürün ile ilgili
açıklamalar genel içerikli olup, uygulamaya esas olan GTİP ve karşılığı eşya
tanımıdır. Bununla beraber, soruşturma konusu eşyanın Türk Gümrük Tarife
Cetveli’nde yer alan tarife pozisyonunda ve/veya tanımında yapılacak
değişiklikler bu Tebliğ hükümlerinin uygulanmasına halel getirmez. İKİNCİ KISIM Dampinge İlişkin Belirlemeler BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Genel MADDE 8 – (1) Damping belirlemesi
için 1/1/2011–31/12/2011 tarihleri arası soruşturma dönemi olarak
kabul edilmiştir. (2) Tayvan’da yerleşik YC firması için
yapılan damping belirlemelerinde, firmanın soru formuna verdiği
yanıtlar ile yerinde inceleme esnasında firma tarafından sağlanan veriler
esas alınmıştır. Tayvan’da yerleşik diğer üretici/ihracatçı firma
olan Froch firması soru formuna süresi içerisinde yanıt
vermesine rağmen kendisinden ürün tipi bazında talep edilen maliyet
verilerini sunamamıştır. Bu firma için damping belirlemesi
yapılırken doğrulaması yapılabilmiş mevcut en iyi veriler
kullanılmış, ürün tipi bazında maliyetler de soruşturmaçerçevesinde elde
edilen veriler kullanılarak oluşturulmuştur. (3) İşbirliğine gelen ve piyasa ekonomisi
koşullarında faaliyet gösterdiği kabul edilen üretici-ihracatçıfirmalar
için özel bildirimlerinde aksi belirtilmediği sürece normal değer,
ihraç fiyatı ve damping marjı aşağıda belirtildiği şekilde
tespit edilmiştir. Buna ilaveten, firmalara gönderilen özel
bildirimlerde normal değer, ihraçfiyatı ve damping marjı tespitinin nasıl
yapıldığı detaylı olarak açıklanmıştır. (4) ÇHC’den işbirliğine gelen ancak piyasa
ekonomisi koşullarında faaliyet göstermediği kabul
edilenüretici-ihracatçı firmalar için normal değer Yönetmeliğin
7 nci maddesi hükümleri çerçevesinde belirlenmiştir. İKİNCİ BÖLÜM Piyasa Ekonomisi Koşullarında
Faaliyet Gösteren Üretici-İhracatçı Firmalar İçin
Normal Değer Temsil testi MADDE 9 – (1) Yönetmeliğin 5 inci maddesi
hükmü gereğince, işbirliğine gelen üretici/ihracatçı firmanın
menşe ülkedeki iç piyasa satışlarının normal değer tespitinde kullanılıp
kullanılmayacağının belirlenmesi için ürün tipleri bazında temsil testi
uygulanmıştır. Buna göre, benzer mal satışlarının miktar bazında Türkiye’ye
satışların %5’ini veya daha fazlasını oluşturması halinde normal
değer, normal ticari işlem çerçevesinde kabul edilen içpiyasa
satışları esasında, aksi halde oluşturulmuş normal değer esasında
belirlenmiştir. Normal
ticari işlem testi MADDE 10 – (1) Yönetmeliğin 5 inci maddesi
hükümleri gereğince, işbirliğine gelen üretici/ihracatçıfirmanın
menşe ülkedeki iç piyasa satışlarının normal değer tespitinde
kullanılıp kullanılmayacağının belirlenmesi için ürün tipleri bazında
normal ticari işlem testi uygulanmıştır. Buna göre; a) Benzer ürünün tip bazında
ağırlıklı ortalama net satış fiyatının (indirimler, vergiler ve
iadeler düşülerek hesaplanmış) ağırlıklı ortalama birim
maliyetinin üzerinde olduğu durumlarda normal değer; 1) Birim maliyetin üzerindeki
satış miktarının ürün tipinin toplam satış miktarının %80’ini
veya daha fazlasını oluşturması halinde, soruşturma dönemi boyunca
gerçekleşen tüm iç piyasa satış işlemlerinin (kârlı ya da
kârsız) ağırlıklı ortalaması esasında, 2) Birim maliyetin üzerindeki
satış miktarının ürün tipinin toplam satış miktarının
%80’inden daha azını oluşturması halinde ise soruşturma dönemi boyunca
gerçekleşen yalnızca kârlı iç piyasa satış işlemlerinin
ağırlıklı ortalaması esasında belirlenmiştir. b) Benzer ürünün tip bazında
ağırlıklı ortalama net satış fiyatının, ağırlıklı ortalama
birim maliyetinin altında olması halinde normal değer, soruşturma dönemi
boyunca kârlı iç piyasa satış işlemlerinin
ağırlıklıortalaması esasında belirlenmiştir. c) Benzer ürününün tip bazında
kârlı satış işlemi olmaması halinde normal değer,
oluşturulmuş normal değer esasında belirlenmiştir. İç piyasa satışlarına dayanan normal değer MADDE 11 – (1) İşbirliğine
gelen üretici/ihracatçı firmalar için Yönetmeliğin 5 inci maddesi
hükmügereğince iç piyasa satışlarının esas alındığı hallerde normal
değer, menşe ülkenin iç pazarında benzer ürün için normal
ticari işlemler çerçevesinde bağımsız alıcılar
tarafından ödenmiş olan veya ödenmesi gereken fiyatlar
esasında belirlenmiştir. Oluşturulmuş değer MADDE 12 – (1) Oluşturulmuş normal
değer, işbirliğine gelen üretici/ihracatçı firmadan temin edilen
benzer ürünün tip bazındaki imalat maliyeti ile satış, genel ve idari
giderlerine makul oranda bir kârın eklenmesi suretiyle
hesaplanmıştır. Ürün tipi esasında maliyet verilerini sunmayan Froch firması için üretim
maliyetlerinin ve normal değerin tespitinde izlenen yöntem firma özel
bildiriminde ayrıca açıklanmıştır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Piyasa Ekonomisi
Uygulamayan Ülkelerde Faaliyet Gösteren Üretici-İhracatçı Firmalar İçin
Normal Değer Bireysel muamele taleplerinin değerlendirilmesi MADDE 13 – (1) Soruşturma kapsamında işbirliğinde
bulunan ÇHC’de yerleşik firmalar, soru formlarında verdikleri
yanıtlarda piyasa koşullarında faaliyet gösterdiklerini öne sürmeyerek,
kendileri için bireysel muamele talebinde bulunmuşlardır. Firmaların
kendilerine bireysel muamele yapılması talepleri uygun bulunmuş olup,
Türkiye'ye satış verileri kullanılarak her biri için
ayrı bir damping marjı hesaplanmıştır. Oluşturulmuş normal değer MADDE 14 – (1) ÇHC'de yerleşik işbirliğinde
bulunan firmaların piyasa ekonomisinde faaliyet göstermediği kabul
edildiğinden normal değer Yönetmeliğin
7 nci maddesi çerçevesinde, Türkiye'de benzer malın birim
imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri ile makul bir kârın eklenmesiyle
oluşturulmuştur. (2) Foshan Nanhai firması oluşturulmuş normal
değer tespitinde emsal ülke olarak Tayvan’ın seçilmesini talep
etmiş ancak bu talebe ilişkin gerekçeler ile Tayvan’daki maliyet
koşullarına ilişkin bilgi ve belge sunulmadığından söz konusu talep kabul
edilmemiştir. Bununla beraber, normal değerin tespitinde Türkiye’deki veriler
olduğu gibi alınmamış, uluslararası piyasa koşulları göz önüne
alınarak ilgili kalemlerde gerekli ayarlamalar yapılmıştır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İhraç Fiyatı İhraç fiyatının belirlenmesi MADDE 15 – (1) İşbirliği
yapan üretici-ihracatçı firmalar için ihraç fiyatı kural
olarak Türkiye’ye satışlarında bağımsız alıcılarca fiilen ödenen fiyat
esasında belirlenmiştir. Bununla beraber, ÇHC’de yerleşik işbirliğinde
bulunan firmaların yanıtları incelendiğinde söz konusu firmaların
Türkiye’ye satışlarının önemli bir bölümünü tacir firmalar
aracılığıyla gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. (2) Foshan Vinmay firmasının
yanıtları incelendiğinde, firmanın aracı ihracatçı firmalara
kestiği faturalar ile bahse konu aracı firmaların Türkiye’deki alıcılara
kestiği faturaların tutarları arasında ciddi farklar bulunduğu
belirlenmiştir. Foshan Vinmay firması yanıtında
aracı ihracatçı firmalara kesilen faturalardaki tutarların
fabrikaçıkış aşamasındaki fiyat olduğunu beyan ettiğinden
ihraç fiyatı tespiti
yapılırken Foshan Vinmay firmasının
aracıihracatçı firmalara kestiği faturalarda yer alan fiyatlar esas
alınmıştır. (3) Foshan Nanhai firmasının soru
formuna verdiği yanıtlar ile sunduğu belgeler incelendiğinde de benzer durum
tespit edilmiştir. Bununla
beraber, Foshan Nanhai firması aracı ihracatçı firmalara
kesilen faturaları veya bu firmalarla yapılan sözleşme örneklerini
sunmamıştır. Belgelerin incelenmesi neticesinde fatura örneği sunulan
işlemlere konu olan soruşturma konusu maddenin
gerçekten Foshan Nanhai firmasınca üretildiğine dair
herhangi bir kanıta ulaşılamadığından ihraç fiyatı belirlemesi
sadece doğrudan Foshan Nanhai tarafından faturası kesilen
işlemler için yapılmıştır. BEŞİNCİ BÖLÜM Damping Marjları Fiyat karşılaştırması MADDE 16 – (1) Adil bir karşılaştırmanın
yapılabilmesini teminen, normal değer ile ihraç fiyatı mümkün
olduğu ölçüde fabrika çıkış aşamasına getirilerek
aynı aşamada karşılaştırılmıştır. (2) Yönetmeliğin 10 uncu maddesi
hükmü gereğince, ilgili taraflarca fiyat
karşılaştırmasını etkilediği ileri sürülen hususlar
değerlendirilmiş ve kalite sınıflandırması, taşıma, sigorta, yükleme ve
bindirme masrafları, paketleme giderleri, ödeme koşulları, ticarî aşama
farklılığı, indirim, geri ödeme, banka masrafları, vergi iadesi gibi
belgelendirilen, uygulanabilir ve haklı görülen ayarlamalar yapılmıştır. (3) Foshan Vinmay firması nihai
bildirime ilişkin olarak gönderdiği yanıtta ihraç fiyatı olarak
firmanın aracı ihracatçı firmalara kestiği faturalarda yer alan
fiyatların dikkate alınmasına itiraz ederek, değerlendirmenin ilgili aracı ihracatçı firmanın
Türkiye’deki alıcılara kestiği fatura bedeli üzerinden
yapılması gerektiğini savunmuştur. (4) Yukarıda da ifade edildiği üzere, fiyat
karşılaştırmasının adil şekilde yapılabilmesi için normal değer ile
ihraç fiyatının mümkün olduğunca fabrika çıkış aşamasında
yapılmasına çalışılmıştır. Foshan Vinmay firmasısoru
formuna verdiği yanıtlarda aracı ihracatçı firmaya kesilen faturada
yer alan fiyatın fabrika çıkış aşamasındaki fiyat olduğunu açık
bir şekilde belirtmiştir. Öte yandan,
aracı ihracatçı firmaya kesilen faturada yer alan fiyatların nihai
fiyatlandırmaya esas teşkil ettiği de açıktır. Nitekim firmanın
aracı ihracatçı firmaya ayrıca fatura kesmeyerek komisyon
bedeli ödemesi durumunda da aynı ayarlamanın Türkiye’deki
ithalatçıların ödediği bedelüzerinden yapılması gerekecektir. Bu
nedenle firmanın itirazının kabul edilmesi uygun görülmemiştir. (5) Foshan Vinmay firmasının diğer
itirazı ise hesaplamalarda ödeme vadesinin firmanın Türkiye’deki
ithalata ilişkin olarak beyan ettiği 20 gün yerine 60 gün olarak kabul
edilmesi olmuştur. (6) Ödeme vadesinin tespitinde
aracı ihracatçı firmanın Türkiye’deki alıcılara
yaptığı satışların değil Foshan Vinmay firmasının
aracı ihracatçı firma ile yaptığı satış kontratında
belirtilen vadeler kullanılmıştır. Söz konusu kontratların incelenmesi
sonucunda vadenin 60 gün olarak belirlendiği tespit edildiğinden ödeme
vadesi olarak bu süre dikkate alınmıştır. (7) ÇHC’de yerleşik işbirliğinde bulunan
diğer firma olan Foshan Nanhai firması nihai bildirime
ilişkin olarak herhangi bir görüş iletmemiştir. (8) Tayvan’da
yerleşik Froch firması nihai bildirime ilişkin olarak sunduğu
görüşlerinde kendisi için oluşturulan üretim maliyetlerinin makul
olamayacak ölçüde yüksek olduğunu öne sürmüş aynı düzeyde
kalite ve et kalınlığına sahip ürün tipleri arasında
sadece ürün çapına bağlı olarak ciddi üretim maliyeti
farklılığının bulunduğunu belirterek bu durumun hesaplamalarda maddi bir hata
olduğunu gösterdiğini ifade etmiştir. (9) 8 inci maddede de belirtildiği üzere bu
firma için damping belirlemesi yapılırken doğrulaması yapılabilmiş mevcut
en iyi veriler kullanılmış, ürün tipi bazında maliyetler de soruşturma çerçevesinde
elde edilen veriler kullanılarak oluşturulmuştur. Hesaplamalar
yapılırken ürün kalitesi, et kalınlığı ve dış çap gibi
unsurlara göre ortalama maliyet hesaplaması yapılmamış soruşturma
kapsamında işbirliğine gelen tarafların sunduğu gerçek veriler
kullanılmıştır. (10) Doğrulanabilen veriler
arasında Froch firmasının ürettiği ürün tipleri ile birebir
uyuşan ürün tipleri olması durumunda üretim
maliyetleri çeşitli ayarlamalar yapılmak suretiyle aynen
alınmış, ürün tipleri arasında birebir örtüşme
olmadığı hallerde Froch firmasının ürettiği ürün
tipine en yakın olan ürün tipinin maliyeti yineçeşitli ayarlamalar
sonrasında esas alınmıştır. Yakın ürün tiplerinin olmadığı istisnai
hallerde ise firma lehine olacak şekilde Froch firmasının
sunduğu verilerin doğru olduğu varsayılarak ortalama maliyet verileri
kullanılmıştır. İmalat maliyetinin üzerine eklenen satış, idari ve
genel giderlerin tespitinde ise yine firmanın lehine bir uygulamaya gidilerek
firmanın yerinde doğrulama esnasında hazırlayıp sunduğu veriler
kullanılmıştır. (11) Firmanın itirazına ilişkin olarak, kullanılan
verilerin dönemsellik arz etmesinin ve söz konusu maliyet verilerinin verisi
kullanılan tarafların üretim miktarı, yöntemi, hammadde tedarik
koşulları gibi unsurlarından etkilenmesinin muhtemel olduğu
düşünülmektedir. Yapılan itiraza yönelik incelemelerde herhangi bir maddi
hataya da rastlanmamıştır. (12) Damping marjı tespitinde soruşturma
konusu ürünlerin tip bazındaki maliyetleri büyük önem taşımakta,
tip bazındaki maliyet verileri yapılan hesaplamalarda esas unsurlardan birisi
olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle üretici/ihracatçı firmalara gönderilen
soru formlarında tip bazında maliyete ilişkin detaylı bilgi talep
edilmektedir. Froch firması tip bazında maliyet verilerini soru formuna
verdiği yanıtlarda sunmadığı gibi, talep edilmesine rağmen bu eksikliği
giderecek bir çalışma içine de girmemiştir. Buna ilaveten firma, soru
formunda yer alan ve damping marjı hesaplamasında dikkate
alınan kâr-zarar beyanı tablolarını kendisinden ikinci defa talep
edilmesine rağmen doldurmamıştır. Mevcut halde, firmanın işbirliğine
gelmemiş kabul edilebilmesine olanak sağlayacak koşulların mevcut olduğu
değerlendirmesine rağmen firmanın lehine olacak şekilde bir yaklaşım
benimsenmiş ve firma için damping marjı tespitine çalışılmıştır. (13) Damping marjı tespitinde
oluşturulmuş normal değer yönteminin kullanılması istisnai bir
yöntemdir. Normal şartlar altında bu yönteme başvurulduğunda firmaların
sunduğu maliyet verileri esas alınarak hesaplama yapılırken Froch firmasının
maliyet verilerini kendisinden istenildiği şekilde
sunmaması nedeniyle oluşturulmuşnormal değer hesaplamaları oluşturulmuş maliyet
verilerine dayandırılmak zorunda kalınmıştır. Bu koşullar altında yapılan
hesaplamaların ideal koşulları yansıtmaması olağandır. (14) Bu itibarla, firmanın işbirliği düzeyi ve
yapılan incelemede maddi bir hataya rastlanılmaması dikkate alınarak
yapılan itiraza ilişkin olarak bir değişiklik yapılmasına gerek
görülmemiştir. (15) YC firması nihai bildirime ilişkin olarak
sunduğu yanıtta toplam net ihracat değerinin tespitinde dikkate alınan satış indirimlerinin
soru formuna verilen yanıtta Tayvan doları olarak beyan edildiğini buna
karşılık hesaplamalarda Amerikan doları cinsinden
hesaplamaya dahil edilerek toplam ihraç fiyatının olduğundan düşük
belirlendiğini ifade etmiş ve söz konusu maddi hatanın düzeltilmesini talep
etmiştir. Yapılan incelemede firmanın itirazının yerinde olduğu tespit
edilmiş ve gerekli düzeltme yapılmıştır. (16) YC firmasının diğer itirazı hammadde
tedarik ettiği üreticilerden aldığı “ihracat
işleme iadesi”nin fiyat karşılaştırması aşamasında dikkate
alınmaması üzerine olmuştur. Firma soru formuna verdiği yanıtta, ihraç ettiğiürünlere
ilişkin olarak hammadde tedarik ettiği üreticilerden iade almaya hak
kazandığını beyan etmiş ve alınan bu iadelere karşılık olarak
ihraç fiyatının ortalama iade tutarı kadar artırılmasını veya
normal değerin aynı tutarda düşürülmesini talep etmiştir. Firma bu
ayarlamanın normal değer ile ihraç fiyatının adil
karşılaştırılması koşulunun yerine getirilmesi için gerekli olduğunu
savunmuştur. (17) Firmanın bu talebinin kabul edilebilmesi için
ihracat ve yurt içi satışlara ilişkin maliyet kayıtlarının ayrı ayrı tutulması ve
alınan iadelerin sadece ihracata konu olan ürün tiplerinin maliyetine
yansıtılmış olduğunun gösterilmesi gerekmektedir. Buna karşılık gerek
firmanın verdiği yanıtlardan gerekse yerinde doğrulama aşamasında yapılan
incelemelerde maliyet muhasebesi kaydının yurt içi satışlar-ihracat ayrımı yapılmadan
tutulduğu anlaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle, firmanın üretim maliyeti
verilerinin yurt içi satışlar-ihracat ayrımıgözetmeksizin her bir ürün
tipinin ortalama maliyetini yansıttığı, hammadde tedarikçilerinden ihracat
işlemleri için alınan iadelerin tüm hammadde alımlarına ortalama olarak
yansıtıldığı belirlenmiştir. Bu nedenle alınan bu iade ve indirimlerin
ihracat ve yurt içi satış fiyatları üzerindeki münhasır etkisinin
tespiti mümkün olmamıştır. (18) YC firmasının Dünya
Ticaret Örgütü Anti-Damping Anlaşması’nın 2.4 üncü maddesinde
bahsi geçen adil karşılaştırma ilkesine atfen talep ettiği ayarlamanın
yapılabilmesi için alınan iadenin sadece ihracat fiyatlandırmasını etkilediğinin
buna karşılık söz konusu uygulamanın yurt içinde yapılan satışlarda üretim
maliyetine ve dolayısıyla fiyatlandırmaya etki etmediğinin net
bir şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Buna karşılık firma sadece
alınan iadeye ilişkin kanıt sunmuş, bu iadenin fiyatlandırma üzerindeki
farklı etkisini gösterememiştir. Firma bunun yerine genel olarak
hesaplanan bir oranın kullanılarak üretim maliyetlerinin
artırılmasını önermiştir. (19) Buna karşılık, söz konusu iadelerin ürün
tipi bazında maliyetlere ve fiyatlandırmaya etkisi görülmeden genel bir oran
kullanılarak maliyet ve fiyatlarda ayarlama yapılmasının ürün tipi
bazında yapılan normal ticari işlem değerlendirmesinin yanı sıra toplam
kârlılık ve dolayısıyla normal değer hesaplamalarını da etkilemesi
kaçınılmazdır. Maliyet ve dolayısıyla fiyatlandırma üzerindeki etkisi
net bir şekilde gösterilemeyen söz konusu iadeler için böyle bir
ayarlama yapılması fiyat karşılaştırmasının adil
olmasını sağlayamayacağı gibi böyle bir yöntemin yapılan
değerlendirme ve hesaplamaların sıhhatini de olumsuz etkileyeceği
düşünülmektedir. Dolayısıyla bu ayarlama talebinin kabulü uygun
görülmemiştir. (20) YC firması kendisine gönderilen
firma özel bildirimine atıf yaparak toplam satışları dikkate
alınarak yapılan değerlendirmede ağırlıklı ortalama satış fiyatının
ağırlıklı ortalama kâr marjından yüksek ve kârlı gerçekleştirilen
satışların oranının toplam satışlar içerisindeki payının
%80’nin üzerinde olduğunu vurgulamış ve bu itibarla kâr
marjı tespiti yapılırken kârlı kârsız tüm satışların toplam
kârlılık oranının dikkate alınmasını ve belirlenen bu oranın damping
marjı tespitinde kullanılmasını talep etmiştir. (21) Ağırlıklı ortalama satış fiyatlarının
ağırlıklı ortalama maliyetlerin üzerinde olup olmadığının
değerlendirilmesi ile kârlı satışların toplam satışlar içerisindeki
payının tespiti ürün tipi bazında yapıldığından bu talebin
kabulü uygun görülmemiştir. (22) Firma buna karşılık olarak, yukarıda bahsi
geçen değerlendirmenin ürün tipi bazında yapılmasıhalinde kârlılık
oranının tespitinin inşaat borusu satışları dikkate alınarak
yapılmasını talep etmiştir. Buna gerekçe olarak ise Türkiye’ye
gerçekleştirilen ihracatın önemli bir kısmının bu tip ürünleri
içerdiği, yurt içi satışlara konu olan ürünlerin
ise sınai borulardan oluştuğu ve bu iki ürün tipi arasında
farklı maliyet, fiyat ve pazar koşullarının bulunması gösterilmiştir. Firma
iddialarına destek olarak Dünya Ticaret Örgütü Anti-Damping
Anlaşmasının 2.2.2nci maddesi ile Yönetmeliğin 2 ve
6 ncı maddelerine atıf yapmıştır. Firma idarenin Yönetmeliğin
6 ncı maddesiçerçevesinde satış giderleri, genel ve idari giderler
ile kârın belirlenmesinde sayılan alternatif yöntemler arasında seçim
yaparken takdir yetkisinin sınırlı olduğunu, aynı sonucu verecek
başka bir yöntem belirlenmediği sürece firmanın yukarıda açıklanan önerisini
kabul etmek zorunda olduğunu savunmuştur. (23) Firmanın Türkiye’ye gerçekleştirilen ihracata
konu olan tiplerin inşaat borusu buna karşılık yurt içine satışı yapılan ürün
tiplerinin sınai boru olduğu yönündeki iddiası ne soru formuna
verilen yanıtlarda ne de yerinde doğrulama aşamasında dile
getirilmiştir. Ürün tiplerinin kodları ve faturalarda yer alan
veriler de böyle bir farklılığa işaret etmemektedir. Buna ilaveten bu
iki ürün kategorisi arasında fiyatlandırma, maliyet ve pazar koşullarına
ilişkin olarak herhangi bir farklılığın söz konusu olduğuna dair bir bilgi de
nihai bildirim sonrasına kadar sunulmamıştır. Dolayısıyla soruşturmanın bu
aşamasında bu iddiaların doğrulanması mümkün olmamıştır. (24) Öte yandan firma tarafından nihai bildirim
sonrasında sunulan itirazda iki ürün kategorisi arasındaüretim
maliyetlerinin, kârlılığın ve pazar koşullarının farklı olduğu
savunulmuş olsa da satış giderleri, genel ve idari giderler ile
finansal giderler ile diğer giderlerin tüm ürün tipleri için ciro içindeki
payları gözetilerek dağıtılmasına itiraz edilmemiştir. Firmanın ilk defa
nihai bildirim sonrasında öne sürdüğü bu iddianın kabul edilmesi
daha önce firma tarafından sunulan tüm maliyet verilerinin
sorgulanmasını ve buna göre gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Dolayısıyla soruşturmanın bu aşamasında doğrulanabilir nitelikte
bulunmadığından bu itirazın kabulü uygun görülmemiştir. Damping marjları MADDE 17 – (1) Yönetmeliğin 11 inci maddesi
hükmü çerçevesinde damping marjları, normal değer ile ihraç fiyatlarının
ağırlıklı ortalamalarının karşılaştırılması suretiyle
hesaplanmıştır. Damping marjının belirlenmesinde kullanılan yöntem ile
yapılan hesaplamalar, firma özel bildirimlerinde ayrıntılı olarak
gösterilmiştir. İşbirliğine gelmediği kabul edilen firmalar için ise Yönetmeliğin
26 ncı maddesi hükmü uyarınca, işbirliğinde
bulunmamayı ödüllendirmemek ve işbirliğinden kaçınmayı önlemek
amacıyla, işbirliğinde bulunan firmaların Türkiye’ye ihraç ettiği
belirlenen ürün tipleri için ürün grubu bazında
hesaplanan damping marjlarının en yüksek olanı esas
alınmıştır. (2) Buna göre, soru formuna cevap
veren üretici/ihracatçı firmalar ile işbirliğinde bulunmayan diğer
firmalar için CIF bedelin yüzdesi olarak
hesaplanan damping marjları aşağıda yer almaktadır. Tayvan YC Inox Co., Ltd. ……………………………………………..…...
% 7,98 Froch Enterprise Co., Ltd………………..........................................
% 14,65 Tayvan’da
yerleşik diğer firmalar…………………………………. % 25,78 ÇHC Foshan Vinmay Stainless Steel Co., Ltd. ………………………….
% 21,95 Foshan Nanhai Qiuxun Stainless Steel Product Co.
Ltd. …………. % 35,32 ÇHC’de yerleşik
diğer firmalar……………………………………. % 47,12 ÜÇÜNCÜ KISIM Zarara İlişkin Belirlemeler BİRİNCİ BÖLÜM Dampingli İthalat Genel MADDE 18 – (1) Yönetmeliğin
17 nci maddesi çerçevesinde, soruşturma konusu ülke
menşeli ithalatın hacminde mutlak anlamda ya da Türkiye tüketimine
oranla önemli ölçüde bir artış olup
olmadığı incelenmiştir. Bu inceleme zarar incelemesine esas olarak kabul
edilen 2008-2011 yılları arasındaki dönem için yapılmıştır. Bununla
beraber, aynı dönem için genel ithalatın gelişimi ile soruşturmaya konu
olmayan üçüncü ülkelerden gerçekleştirilen ithalatın seyri de
incelenmiştir. Genel ithalatın gelişimi ve fiyatları MADDE 19 – (1) Soruşturma konusu maddenin
genel ithalatı miktar bazında 2008 yılında 15.533 ton iken 2009 yılında
15.526 ton, 2010 yılında ise 15.702 ton olarak
gerçekleşmiştir. SD’yi içeren 2011 yılındaki ithalat
miktarı ise 20.594 tondur. (2) Toplam ithalatın ortalama birim
fiyatları incelendiğinde ise 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla 4.091 ABD
Doları/ton ve 2.777 ABD Doları/ton olan birim fiyatların 2010 yılında 3.428
ABD Doları/tona yükseldiği, 2011 yılında ise 3.860 ABD Doları/ton olarak
gerçekleştiği görülmektedir. Soruşturma konusu ithalatın gelişimi ve fiyatları MADDE 20 – (1) ÇHC menşeli ithalatın
gelişimi incelendiğinde, 2008 yılında 2.208 ton olarak gözlenen ithalat
miktarının 2009 yılında ciddi düzeyde gerileyerek 256 tona düştüğü, 2010
yılında ise tekrar toparlanarak 1.811 tona ulaştığı görülmektedir. 2011
yılında ise bahse konu ülke menşeli ithalat miktarı bir önceki
yıla göre %219 oranında artarak 5.780 tona ulaşmıştır. ÇHC menşeli
ithalatın soruşturma konusu madde ithalatı içerisindeki payına
bakıldığında 2008 yılında %14 seviyesinde olan ithalat içindeki payın 2009 ve
2010 yıllarında sırasıyla %2 ve %12 olarak gerçekleştiği, 2011 yılında ise
%28’e yükseldiği görülmektedir. (2) ÇHC’den gerçekleştirilen ithalatın
ortalama birim fiyatları 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla 4.036 ABD
Doları/ton ve 3.587 ABD Doları/ton iken 2010 yılında 3.572 ABD Doları/ton
olarak gerçekleşmiş, 2011 yılında ise 3.691 ABD Doları/tona ulaşmıştır. (3) 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla 3.398 ve 2.999
ton olan Tayvan menşeli ithalat ise 2010 yılında 3.438 tona
yükselmiştir. SD’yi de içeren 2011 yılında ise Tayvan menşeli
ithalatın miktarı bir önceki yıla göre %52 oranında artış göstererek
5.243 tona ulaşmıştır. Bu dönemde Tayvan menşeli ithalatın ithalat
içerisindeki payı incelendiğinde ise 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla
%22 ve %19 olan ithalat içi payın 2010 yılında tekrar %22’ye ulaştığı, 2011
yılında ise %26’ya yükseldiği görülmektedir. (4) Tayvan’dan gerçekleştirilen ithalatın ortalama
birim fiyatlarına bakıldığında 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla 4.873 ABD
Doları/ton ve 2.933 ABD Doları/ton olan birim fiyatların 2010 yılında 3.553
ABD Doları/ton seviyesine ulaştığı, 2011 yılında ise 3.814 ABD Doları/tona
yükseldiği görülmektedir. Üçüncü ülkelerden gerçekleştirilen ithalat MADDE 21 – (1) Üçüncü ülkelerden
gerçekleştirilen ithalata bakıldığında 2008 yılında 9.927 ton olan ithalat
miktarının 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla 12.270 ve 10.454 ton olarak
gerçekleştiği, 2011 yılında ise 9.571 tona gerilediği
görülmektedir. Üçüncü ülkeler menşeli ithalatın genel ithalat
içerisindeki payı ise 2008 yılında %64, 2009 yılında %79, 2010 ve 2011
yıllarında ise sırasıyla %67 ve %46 düzeyindedir. (2) Üçüncü ülkelerden gerçekleştirilen
ithalatın ortalama birim fiyatlarına bakıldığında da 2008 yılında 3.836 ABD
Doları/ton olan ortalama birim fiyatın 2009 yılında 2.722 ABD Doları/tona
gerilediği, 2010 yılında ise 3.361 ABD Doları/ton olarak gerçekleştiği
görülmektedir. 2011 yılındaki ortalama birim fiyatlar ise 3,986 ABD
Doları/ton olarak kaydedilmiştir. Türkiye toplam benzer mal tüketimi ve pazar payları MADDE 22 – (1) Türkiye toplam benzer mal
tüketimi hesaplanırken başvuru sahibi firma haricindeüretim ve yurt içi
satışlarına ilişkin olarak Bakanlığa bilgi veren bir diğer
yerli üreticinin verilerinden yararlanılmıştır. Yerli üreticilerin
yurtiçi satışlarının ve soruşturma konusu ülkelerden gerçekleştirilen
ithalatın toplam tüketime oranlanmasıyla da pazar
payları hesaplanmıştır. (2) Buna göre yurt içi tüketim endeksi 2008’de 100
birim iken 2009 yılında 99 birime gerilemiş, 2010 yılında ise 114 birime
yükselmiştir. 2011 yılının endeks değerinin ise 140 birim olarak
gerçekleştiği görülmektedir. Diğer bir ifadeyle 2008-2011
yılları arasında yurt içi tüketim %40 oranında artış göstermiştir. (3) ÇHC’nin 2008 yılında 100 birim olan
pazar payı endeksi, 2009 yılında 12 birime gerilemiş, 2010 yılında ise
72 birime yükselmiştir. 2011 yılında ise ÇHC menşeli ithalatın pazar
payı endeksi 187 birim seviyesindedir. (4) Tayvan’ın 2008 yılında 100 birim olan pazar
payı endeksi 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla 89 ve 88 birim olarak
gerçekleşmiş, 2011 yılında ise 110 birime yükselmiştir. (5) Soruşturma konusu ÇHC ve Tayvan menşeli
ithalatın toplam pazar payları endeksi ise 2008 yılı 100 kabul
edildiğinde 2009 yılında 59 birime gerilemiş, 2010 yılında ise toparlanarak
82 birime ulaşmıştır. 2011 yılındaki endeks değeri ise 141 birimdir. (6) Diğer ülkelerin toplam pazar payı 2008
yılında 100 kabul edildiğinde, 2009 yılında 125, 2010 yılında ise 92 birim
olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılı için endeks değeri 69 birimdir. (7) Öte yandan yerli üreticilerin pazar
payı 2008 yılında 100 birim kabul edildiğinde 2009 yılında 95 birime
gerilemiş, 2010 yılında ise 172 birime yükselmiştir. Yerli üreticilerin
2011 yılı için pazar payı endeksi ise 131 birimdir. İKİNCİ BÖLÜM Dampingli İthalatın Yerli Üretici
Fiyatları Üzerindeki Etkisi Genel MADDE 23 – (1) Yönetmeliğin 17 nci maddesinin
ilgili hükümleri çerçevesinde dampingli ithalatın yerliüretim
dalının satış fiyatları üzerindeki etkisi değerlendirilirken
işbirliğine gelen ihracatçı ve ithalat istatistikleri bazında fiyat
kırılması ve fiyat baskısı miktar ve oranları hesaplanmıştır. Fiyat kırılması MADDE 24 – (1) Fiyat kırılması,
ithal ürün fiyatlarının Türkiye piyasasında yerli üreticinin yurt
içi satışfiyatlarının yüzde olarak ne kadar altında kaldığını gösterir. (2) Fiyat kırılması analizinde soruşturma
konusu ülkelerin ve işbirliğinde
bulunan üretici/ihracatçıfirmaların ortalama CIF ithal
fiyatlarının üzerine gümrük vergisi ve diğer ithalat
masrafları ilave edilerek bulunan soruşturma konusu maddenin Türkiye
piyasasına giriş fiyatları, yerli üretim dalının ortalama yurtiçi
satış fiyatları ile karşılaştırılmıştır. Soruşturma konusu ithalatın
yurtiçi pazara giriş fiyatı bulunurken CIF ithal fiyatlarına
gümrüklerde gerçekleşen diğer masraflar için %2 oranında ilave yapılmıştır.
Söz konusu üründe herhangi bir gümrük vergisi bulunmamaktadır. (3) Bu çerçevede, ÇHC menşeli ithalat için
hesaplanan fiyat kırılması CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak 2008
yılında %20, 2009 yılında -%11, 2010 yılında %0,1 ve 2011 yılında ise %7’dir. (4) ÇHC’de yerleşik işbirliğine gelen
firmaların soruşturma dönemi olan 2011 yılındaki ortalama ihraçfiyatları kullanılarak
da fiyat kırılması hesabı yapılmıştır. Buna
göre, Foshan Vinmay firmasının yerli üreticinin fiyatları
üzerinde %7 oranında, Foshan Nanhai firmasının ise %32
oranında kırılmaya neden olduğu belirlenmiştir. (5) Tayvan menşeli ithalat için hesaplanan fiyat
kırılması ise CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak 2008 yılında -%1,
2009 yılında %8, 2010 yılında %1 ve 2011 yılında ise %4’tür. Tayvan’da
yerleşik işbirliğine gelen firmaların soruşturma dönemi olan 2011 yılındaki
ortalama ihraç fiyatları kullanılarak fiyat
kırılması hesabıyapıldığında ise YC firmasının
%8, Froch firmasının ise %4 oranında kırılmaya neden olduğu
belirlenmiştir. (6) Nihai bildirim sonrasında görüş bildiren
ithalatçı firmalar yukarıda tespiti yapılan fiyat
kırılmasıoranları ile
hesaplanan damping marjlarını karşılaştırarak hesaplamalarda
hata olduğunu öne sürmüşlerdir. Bu bağlamda, Foshan Vinmay firması için
tespit edilen fiyat kırılması oranının %7 olmasına
rağmen dampingmarjının %21,95 olmasının
ve Froch firması için tespit edilen damping marjının YC
firması için tespit edilen fiyat kırılmasından düşük olmasına
rağmen Froch firmasının damping marjının daha yüksek tespit
edilmesinin hesaplama hatasını gösterdiği savunulmuştur. (7) Nihai bildirim sonrasında
ithalatçı firmalar ile yerli üreticinin katılımıyla düzenlenen
dinleme toplantısında da benzer iddialar gündeme getirilmiş bahse konu
toplantıda gerekli açıklamalar yapılmasına rağmen aynı iddialar yazılı olarak
da tekrarlanmıştır. Fiyat kırılması yukarıda da izah edildiği üzere
ithal ürün fiyatlarının Türkiye piyasasında yerli üreticinin yurt
içi satış fiyatlarının yüzde olarak ne kadar altında kaldığınıgöstermektedir.
Bu bağlamda fiyat kırılmasının tespitinde karşılaştırma yerli üreticinin
fiyatları ile ithalatın birim fiyatları arasında yapılmaktadır. (8) Buna
karşılık, damping marjı tespitinde işbirliğine
gelen üretici/ihracatçı firmaların kendi içpiyasalarına
yaptıkları satışların fiyatları ile
ihraç ettikleri ürünlerin birim fiyatları tip bazında ve
fabrika çıkış aşamasında karşılaştırılmaktadır. Dolayısıyla, fiyat
kırılması ile damping marjı birbirinden tamamen farklıgöstergeler
olup aralarında bir korelasyon bulunmamaktadır. Fiyat kırılması, işbirliğine
gelen üretici/ihracatçı firmanın ihraç fiyatlarının yerli üreticinin fiyatlarının
ne kadar altında olduğunu gösterirken damping marjı yurt
dışındaki üretici/ihracatçı firmanın ihraç fiyatları ile kendi
iç piyasasında geçerli olan fiyatları arasındaki farkın CIF ihraç fiyatına
göre oranlanması suretiyle tespit edilmektedir. (9)
Bazı ithalatçı firmalar Foshan Nanhai firması için
tespit edilen fiyat kırılması oranının çok yüksek olduğunu belirterek
hesaplamanın aynı kalite paslanmaz çelik borular dikkate alınarak
yapılmasını talep etmişlerdir. Yapılan incelemede Foshan Nanhai firması için
ihracata konu olan tipler arasında 201 kalite paslanmaz çelikten
mamul ürünler olduğu tespit edilmiş, ithalatçı firmaların talebine
uygun olarak sadece 304 kalite paslanmaz çelikten mamul borular için de
fiyat kırılması hesaplaması yapılmıştır. Buna göre tespit edilen
fiyat kırılması %13 seviyesindedir. Fiyat baskısı MADDE 25 – (1) Dampingli ithalat nedeniyle
yerli üretim dalının fiyatlarının bastırılmış olması tespiti
yapıldığından dampingli ithalatın fiyatının yerli üretim
dalının olması gereken satış fiyatının ne kadar altında olduğu
belirlenmiştir. Fiyat baskısı, dampingli ithal fiyatlarının Türkiye
piyasasında yerli üretim dalının olması gereken satış fiyatının
yüzde olarak ne kadar altında kaldığını gösterir. (2) Fiyat baskısı analizinde, soruşturma
konusu ülkelerin ve işbirliğinde bulunan üretici/ihracatçı firmaların
ortalama CIF ithal fiyatlarının üzerine ithalat masrafları ilave
edilerek (gümrük vergisi sıfırdır) bulunan ilgili ürünlerin Türkiye
piyasasına giriş fiyatları, yerli üretim dalının üretim
maliyetine makul oranda kâr marjı eklenmek suretiyle tespit edilen
olması gereken satış fiyatı (hedef fiyat) ile
karşılaştırılmış ve dampingli ithalatın fiyatının yerli üretim
dalının olması gereken fiyatını önemli ölçüde
baskı altına aldığı tespit edilmiştir. (3) Bu çerçevede hesaplanan fiyat
baskısı ÇHC menşeli ürünler için CIF ihraç fiyatının yüzdesi
olarak 2008 yılında %51, 2009 yılında %24, 2010 yılında %22, 2011 yılında ise
%30 olarak hesaplanmıştır. (4) 2011 yılında ÇHC’de yerleşik
işbirliğine
gelen üretici/ihracatçılardan Foshan Vinmay firmasının
bireysel CIF ihraç fiyatının
%30’u, Foshan Nanhai firmasının ise %61’i oranında fiyat
baskısına neden olduğu tespit edilmiştir. (5) Tayvan menşeli ithalatın neden olduğu fiyat
baskısı ise 2008 yılında %25, 2009 yılında %50, 2010 yılında %23, 2011
yılında ise %26 olarak belirlenmiştir. 2011 yılında Tayvan’da yerleşik
işbirliğinde bulunan üretici/ihracatçı firmalar için fiyat baskısı ise
YC firması için %31, Froch firması için ise %27
düzeyindedir. (6)
Bazı ithalatçı firmalar Foshan Nanhai firması için
tespit edilen fiyat baskısı oranının çok yüksek olduğunu belirterek
hesaplamanın aynı kalite paslanmaz çelik borular dikkate alınarak
yapılmasını talep etmişlerdir. Yapılan
incelemede Foshan Nanhai firması için ihracata konu olan
tipler arasında 201 kalite paslanmaz çelikten mamul ürünler olduğu
tespit edilmiş, ithalatçı firmaların talebine uygun olarak sadece 304
kalite paslanmaz çelikten mamul borular için de fiyat
baskısı hesaplaması yapılmıştır. Buna göre tespit edilen fiyat
baskısı %37 olarak belirlenmiştir. Fiyat bastırması MADDE 26 – (1) Fiyat bastırması yerli üretim
dalının dampingli ithalat sebebiyle maliyet artışlarını fiyatına
yansıtamaması veya düşen maliyetlerden daha fazla oranda
fiyatlarını düşürmesi sebebiyle kâr oranının azalması veya
maliyet-satış oranının yükselmesidir. Yerli üreticinin soruşturma
konusu üründeki kâr (zarar) oranı2008 yılında -100 olarak kabul
edildiğinde bu oran 2009’da -148’e gerilemiş, 2010 yılında -81 ve 2011
yılında ise -78 seviyesinde seyretmiştir. Ürün kârlılığında 2009
yılından itibaren iyileşme görülüyor olsa da zarar devam etmektedir.
Yerli üreticinin birim ticari maliyet-birim yurt içi
satış fiyatı oranı 2008-2011 döneminde birden büyük
seyretmiştir. Bu durum, satış fiyatının maliyeti karşılama oranının
düşük olduğunu ve dampingli ithalat nedeniyle yerli üreticinin
zararına satış yaptığını teyit etmektedir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Yerli Üretim Dalının Durumu Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri MADDE 27 – (1) Yerli üretim dalının ekonomik
göstergelerinin incelenmesinde başvuru sahibi Borusan firmasının
soruşturma konusu ürüne ait 2008-2011 yılları verileri esas
alınmıştır. Yönetmeliğin 17 nci maddesi
hükümleri çerçevesinde, dampingli ithalatın yerli üretim
dalının ekonomik göstergeleri üzerindeki etkisinin tespiti amacıyla, zarar
dönemi içerisinde yerli üretim dalının üretim, satış, pazar payı,
yurtiçi fiyatlar, kapasite, kapasite kullanımı, maliyetler, stoklar,
istihdam, ücretler, verimlilik, nakit akışı, yatırımlardaki artış,
kârlılık, büyüme, sermaye artışı, net dönem kârı/zararı göstergeleri
analiz edilmiştir. (2) Söz konusu dönem için yapılan zarar analizinde
eğilimi görebilmek amacıyla TL bazındaki veriler TÜİK tarafından hesaplanan
yıllık ortalama üretici fiyatları endeksi kullanılarak enflasyondan
arındırılmış, reel hale getirilmiş ve 2008 yılı esas alınarak
endekslenmiştir. a) Üretim; 1) Yerli üretim dalının ilgili üründe 2008
yılında 100 olan üretim miktar endeksi 2009 yılında 111’e yükselmiş,
takip eden dönemde de artarak 2010 yılında 251 birime ulaşmıştır. 2011
yılındaki endeks değeri ise 265 birimdir. b) Satışlar; 1) Yerli üretim dalının ilgili üründe 2008
yılında 100 olan yurtiçi satış miktar endeksi, 2009 yılında 94 birime
gerilemiş, 2010 yılında 228 birime yükselmiştir. 2011 yılının endeks değeri
ise 212 birimdir. c) İhracat; 1) Yerli üreticinin ilgili üründe 2008
yılında 100 olan ihracat miktar endeksi, 2009 yılında 20’ye, 2010 yılında ise
2 birime gerilemiştir. 2011 yılında ise endeks değeri 418 birime
yükselmiştir. ç) Pazar payı; 1) Soruşturma konusu ürünün genel ithalat
miktarı ile yerli üretim dalının yurt içi satış miktarının
toplanması suretiyle belirlenen yurt içi tüketim miktar endeksi 2008 yılında
100 olarak alındığında 2009 yılında 99 birime gerilemiş, 2010 yılında
toparlanarak 114 birime yükselmiştir. 2011 yılındaki endeks değeri ise 140
birimdir. Yerli üretim dalının ilgili üründe yurtiçi pazar
payı ise 2008 yılında 100 olarak kabul edildiğinde 2009 yılında 95
birime gerilemiş, 2010 yılında ise 172 birim olarak gerçekleşmiştir. 2011
yılının pazar payı endeksi 131 birim seviyesindedir. d) Yurtiçi fiyatlar; 1) Yerli üretim dalının ilgili üründe
ağırlıklı ortalama yurtiçi birim satış fiyatı endeksinin, 2008
yılı verileri 100 olarak alındığında, 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla
74 ve 81 birim olarak gerçekleştiği, 2011 yılında ise 100 birim olduğu
görülmektedir. e) Maliyetler; 1) Yerli üretim dalının ilgili üründe
ağırlıklı ortalama birim ticari maliyet endeksi 2008 yılında 100 iken,
takip eden dönemde düşüş göstererek 2009 yılında 82’ye, 2010 yılında ise
79’a gerilemiştir. 2011 yılının verilerine göre ise endeks değeri 96
birimdir. f) Stoklar; 1) Yerli üretim dalının ilgili üründeki
stok verileri incelendiğinde 2008 yılında 100 olan stok düzeyi endeksinin,
2009 yılında 87’ye gerilediği, 2010 yılında ise 150 birime yükseldiği
görülmektedir. 2011 yılının endeks değeri 221 birimdir. g) Kapasite ve kapasite kullanım oranı (KKO); 1) Yerli üretim dalının 2008 ve 2009
yılları arasındaki dönemde üretim kapasitesinde bir değişiklik
olmamıştır. Üretim kapasitesi 2010 yılından itibaren artmış, 2008 ve 2009
yıllarında 100 birim olan endeks değeri 2010 yılında 172 birime, 2011 yılında
ise 356 birime yükselmiştir. Bu dönemde KKO ise 2008 yılı endeks değeri
100 birim kabul edildiğinde 2009 yılında 111, 2010 yılında 147, 2011 yılında
ise 74 birim olarak gerçekleşmiştir. ğ) İstihdam; 1) Yerli üretim dalının
ilgili üründeki çalışan toplam işçi sayısı endeksi 2008
yılında 100 kabul edildiğinde, 2009 yılında aynı kalmış, 2010 yılında
ise 127 birime yükselmiştir. 2011 yılının endeks değeri ise 145 birim olarak
gerçekleşmiştir. h) Ücretler; 1) Yerli üretim dalının
ilgili ürün üretiminde çalışan işçilerinin aylık
giydirilmiş brüt ücret endeksi 2008 yılında 100 olarak alındığında,
2010 yılında 84 birime gerilemiş, 2010 yılında ise 91 birim olarak
gerçekleşmiştir. 2011 yılı için endeks değeri ise 144 birimdir. ı) Verimlilik; 1) Yerli üretim dalının
ilgili ürün üretiminde çalışan işçi başına verimlilik endeksi
2008 yılında 100 iken, 2009 yılında 111’e, 2010 yılında ise 197 birime
ulaşmıştır. 2011 yılının endeks değeri ise 182 birimdir. i) Kârlılık; 1) Yerli üretim dalının ilgili üründe
ticari maliyetleri ve ortalama yurt içi satış fiyatları dikkate
alınarak hesaplanan yurt içi ürün birim kârlılık endeksi 2008 yılında
zarar söz konusu olduğundan -100 olarak kabul edilmiştir. Endeks değeri
izleyen yıllarda da negatif seyretmiş 2009 yılında -121’e gerilemiş,
2010 yılında -64, 2011 yılında ise -70 birim olarak gerçekleşmiştir. 2) Yerli üretim dalının tüm
satışları dikkate alınarak hesaplanan toplam kârlılık endeksi ise 2008
yılında zarar söz konusu olduğundan -100 olarak kabul edilmiştir. Endeks
değeri 2009 yılında -146 birime gerilemiş, 2010 yılında -77 birim, 2011
yılında ise -81 birim olarak gerçekleşmiştir. j) Nakit akışı; 1) Yerli üretim dalının ilgili ürün
satışları ile yarattığı nakit akışı endeksi kârlılıktaki
olumsuz seyir nedeniyle 2008 yılında -100, 2009 yılında -133, 2010 yılında
-137, 2011 yılında ise -106 birim olarak gerçekleşmiştir. k) Net kârlılık, özkaynakların kârlılığı; 1) Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile
ilgili olarak, 2008 yılında -100 olan net zarar endeksi (Net Kâr/Net Satış),
2009’da -30’a, 2010 yılında ise 26 birime yükselmiştir. 2011 yılındaki endeks
değeri tekrarlayan zarar nedeniyle -2 birime gerilemiştir.
Yerli üreticinin bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, 2008
yılı itibariyle -100 olan yatırımların geri dönüş oranı (Kâr/Özkaynak),
2009 yılında -11’e yükselmiş, 2010 ve 2011 yıllarında ise sırasıyla 28 ve 27
olarak gerçekleşmiştir. 2) Yatırım hasılatı (Kâr/Aktif Toplamı)
oranına bakıldığında ise 2008 yılında -100 birim olan oran, 2009 ve 2010
yıllarında sırasıyla -46 ve 36 birime yükselmiş 2011 yılını ise -7
olarak kapatmıştır. l) Büyüme; 1) Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile
ilgili olarak, aktif büyüklüğü reel olarak 2008 yılında 100 iken, takip
eden iki yılda sırasıyla 73 ve 294 olarak gerçekleşmiş, 2011 yılında ise 138
birimde kalmıştır. m) Sermaye artışı; 1) Yerli üretim dalının sermaye artırma
yeteneğini görebilmek amacıyla yerli üretim dalının bütün
faaliyetlerinde kullanılan öz sermayesinin gelişimi incelenmiştir. Buna
göre, 2008 yılında -100 olan öz sermaye endeksi, 2009 yılında -307’ye,
2010 yılında -380 birime gerilemiş, 2011 yılında ise 33 birime yükselmiştir. n) Yatırımlardaki artış; 1) Yerli üretim dalının yapmış olduğu
tevsi yatırımları 2008 yılında 100 olarak alındığında, 2009 yılında 131
birime yükselmiş, 2010 yılında ise 67 birim olarak gerçekleşmiştir. 2011
yılının endeks değeri 114 birimdir. 2) Firmanın yenileme yatırımlarına bakıldığında ise
2008 yılında 100 birim olan yatırım tutarının 2009 yılında 21 birime
gerilediği, 2010 yılında 253 birime, 2011 yılında ise 626 birime yükseldiği
görülmektedir. Ekonomik göstergelerin değerlendirilmesi MADDE 28 – (1) Yerli üretim dalının yukarıda
açıklanan ekonomik göstergeleri, firmanın dampingliithalattan
kaynaklanan olumsuzluklarla karşı karşıya olduğunu göstermektedir.
Firmanın üretim kapasitesinin büyük kısmını kullanamadığı, yurt içi
satışlarında dampingli ithalattan kaynaklanan fiyat
baskısı nedeniyle maliyetlerini karşılayamayacak düzeyde bir fiyatlandırma
politikası izlemek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durum
kârlılıktaki olumsuz tabloyu ve bu nedenle oluşan bilanço
olumsuzluklarını da açıklamaktadır. Bununla beraber, firmanın bilanço
verilerinin daha kapsamlı bir analizi de yapılarak zarara neden
olabilecek diğer unsurların etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. (2) Yerli üreticinin bilanço verileri
incelendiğinde aktif büyüklükte meydana gelen değişim dikkateçarpmaktadır.
Firmanın bilanço verileri sadece üretim faaliyetini değil aynı zamanda
ticari faaliyetleri de kapsadığından yukarıda
verilen konsolide rakamlar yerine bilanço verileri
ayrıştırılarak üretime ilişkin firma aktiflerinin gelişimi
incelenmiştir. Buna göre, firmanın üretime ilişkin aktifleri içerisinde
dönen varlıkların oranının yükseldiği gözlenmiştir. (3) Normal şartlar altında, firmaların
daha likit olan dönen varlıklarının toplam
varlıkları içerisindeki payının artması olumlu bir gösterge olarak
yorumlanabilmektedir. Bununla beraber yerli üreticinin bilanço verileri
incelendiğinde dönen varlıklar içerisinde stokların oranının ciddi düzeyde
olduğu ve 2008-2011 döneminde de artış gösterdiği görülmektedir. Diğer
bir ifade ile dönen varlıklarda stok tutarında dampingli ithalat
nedeniyle görülen artış firmanın yeterli satış hacmine
ulaşamadığının göstergesi niteliğindedir. 2008-2011 döneminde stokların dönen
varlıklar içerisindeki payının artması firmanın dönen varlıklarının
likidite kaybına uğradığını da göstermektedir. (4) Öte yandan, firmanın dönen
varlıkları daha az likit hale gelirken kısa vadeli
yükümlülüklerinin de arttığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle
yerli üretim dalı finansman kaynağı olarak daha fazla kısa
vadeli kaynak kullanmak zorunda kalmıştır. (5) Yerli üretim dalının bilanço kalemleri
incelendiğinde dikkat çeken bir diğer unsur da özsermayede görülen
erimedir. Bu duruma eşzamanlı olarak kısa vadeli kaynak kullanımının
artması işletme faaliyetlerinin fonlanmasında artan oranda
yabancı kaynağa başvurulduğunu göstermektedir. Diğer taraftan,
işletme dampingli ithalatın etkisiyle normal faaliyetlerinden zarar
etmekte, üretimden yapılan satış hacminin faaliyet giderlerini
karşılayamayacak düzeyde seyrettiği anlaşılmaktadır. (6) Nihai bildirime ilişkin görüşlerini ileten
bazı ithalatçı firmalar tarafından yerli üretim dalının
satışlarını 2 kat artırabilmek için yenileme yatırımlarını 6, finansal
giderlerini 4,5 ve satış giderlerini 3,74 kat artırmak zorunda kaldığı belirtilerek
bu dönemde işçi sayısının %45, idari personel sayısının ise %31 oranında artmışolmasından
hareketle yerli üreticinin sermayesinin yetersiz olduğu, yatırımların
doğru şekilde yapılamadığı ve personelin verimli
kullanılamadığı öne sürülmüştür. (7) Yerli üretim dalının incelenen dönemdeki
verimlilik artışı %82 düzeyindedir. Dolayısıyla işgücünün verimli
kullanılamadığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Serbest piyasa
koşulları altında faaliyet gösteren herhangi bir işletmenin üretim ve
satış miktarının yatırımlarındaki artış ile aynı oranda
artış göstermesini beklemek makul bir yaklaşım olarak değerlendirilmemektedir.
Nitekim nihai bildirimde paylaşılan rakamlar reel değerler olup yatırımların
nominal büyüklüğünü ifade etmemektedir. Bu itibarla, yenileme
yatırımlarındaki artış oranına bakarak ve bu artışın nominal büyüklüğü hakkında
veriye sahip olmaksızın yatırımların verimsiz olduğunu savunmak mümkün
görünmemektedir. (8)
Yerli üreticinin özsermayesindeki erimeye nihai bildirimde yer
verilmiştir. Bununla beraber, dampingli ithalattan kaynaklanan baskıyla
maliyetlerinin altında fiyatlandırma yapmak zorunda kalan
yerli üreticinin bu dönemde özsermaye yapısının güçlenmesini ve
dolayısıyla yabancı kaynak kullanımının düşmesini beklemek makul bir
yaklaşım olarak değerlendirilmemiştir. (9) İthalatçı firmaların
bazıları tarafından nihai bildirimden sonra öne sürülen iddialardan
bir diğeri ise yerli üretim dalının maliyetlerini düşürmesine rağmen zarar
durumunun devam etmesinin stok yönetimindeki başarısızlıktan
kaynaklandığıdır. (10) Nihai bildirimde yerli üreticinin nihai
mamul stokuna ilişkin reel veriler paylaşılmıştır. Endeks verileri
incelendiğinde dönem sonu stok miktarının arttığı görülmektedir. Buna
karşılık maliyetlerdeki iyileşmenin kârlılıkta mutlak anlamda değil nispi
anlamda bir iyileşme yarattığı gözlenmektedir. Nitekim incelenen dönemde
yerli üretim dalı dampingli ithalatın yarattığı fiyat
baskısı nedeniyle yurt içi satış fiyatlarını birim ticari maliyetlerinin
altında belirlemeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle, birim maliyetteki
gelişmeye rağmen dampingli ithalattan kaynaklanan fiyat baskısı yerli üreticinin
kârlı fiyat düzeylerinden piyasaya giriş yapmasını engellemiştir.
Artan üretim miktarına karşılık olarak satış miktarında buna yakın
oranda bir artış yaşanmaması nedeniyle de stok
miktarı artış göstermiştir. DÖRDÜNCÜ KISIM Diğer Hususlar Nihai bildirim sonrasında gündeme getirilen diğer
hususlar MADDE 29 – (1) Nihai bildirim sonrasında daha önce
ithalatçı soru formuna yanıt vermediği halde görüş beyan eden ve
düzenlenen dinleme toplantısına katılma talebinde bulunan
ithalatçı firmalar olmuştur. Bu firmaların dinleme toplantısına katılma
talepleri kabul edilmiştir. Söz konusu firmalar, soruşturma kapsamında
otomotiv sanayinde kullanılan 400 kalite paslanmaz çelikten mamul
boruları Tayvan’dan tedarik ettiklerini belirterek söz konusu maddelerin
yerli üretici tarafından üretilemediğini belirtmişlerdir. (2) Soruşturma açılışı sonrasında ne bahse konu
ithalatçı firmalar ne de bu firmaların Tayvan’da yerleşik tedarikçileri tarafından
işbirliğinde bulunulmuştur. Dolayısıyla nihai bildirim sonrasında gündeme
getirilen bu hususların doğrulanması mümkün olmamıştır. BEŞİNCİ KISIM Dampingli İthalat ile Zarar
Arasındaki Nedenselliğe İlişkin Belirlemeler Dampingli ithalatın etkisi MADDE 30 – (1) Soruşturma konusu ülkeler menşeli
ithalatın 2008-2011 yılları arasında hem miktar hem de değer bazında
artış gösterdiği ve bu artışa paralel olarak yurt içi piyasadan
aldığı pazar payının üçüncü ülkeler menşeli ithalat ile
yerli üretim dalı aleyhine yükseldiği tespit edilmiştir. 2008-2011
yılları arasında toplam Türkiye tüketimi %40 oranında büyürken
iki ülke menşeli ithalatın pazar payındaki artış oranı %41
düzeyinde seyretmiştir. Bu dönemde üçüncü ülkeler menşeli ithalatın
pazar payı %31 oranında gerilerken yerli üretim dalının pazar
payındaki artış toplam Türkiye pazarındaki büyümenin gerisinde kalarak
%31 seviyesinde kalmıştır. Bu veriler, yerli üretim
dalının dampingli ithalat nedeniyle Türkiye piyasasındaki nispi
konumundaki iyileşmenin iç piyasadaki toplam genişlemenin gerisinde kaldığını
göstermektedir. (2) Öte yandan, yerli üretim
dalının dampingli ithalatın yarattığı fiyat
baskısı nedeniyle fiyatlandırma yaparken ticari maliyetlerini göz
ardı etmek zorunda kaldığı ve bu nedenle incelenen dönemde sürekli
olarak faaliyet zararıyla karşılaştığı görülmektedir. Dolayısıyla,
toplam Türkiye piyasası içerisindeki payını artıran yerliüretim
dalının bunu ticari maliyetlerini dahi karşılayamayacak fiyat düzeylerinde
piyasaya giriş yaparak gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum, pazar
payındaki artışa rağmen yerli üretim dalının faaliyet kârı elde
edememesini açıklamaktadır. (3) Bununla beraber, dampingli ithalatın
birim fiyatlarının, birim ticari maliyetlerinin altında olmasına rağmen
yerli üretim dalının yurt içi
satış fiyatlarını önemli ölçüde kırdığı da tespit edilmiştir. (4) Bu tespitler ışığında, yerli üretim
dalındaki olumsuz gelişmelerin dampingli ithalatla eşzamanlı görülmesi
sebebiyle, yerli üretim dalında görülen zarar ile dampingli ithalat
arasında illiyet bağı olduğu sonucuna varılmıştır. Diğer ülkelerden ithalat MADDE 31 – (1) Diğer ülkelerden yapılan
ithalat miktarı 2008-2011 döneminde soruşturma konusu ülkelerden
farklı olarak nispeten istikrarlı bir seyir izlemiş ve söz
konusu ülkelerin Türkiye piyasasındaki pazar payları önemli ölçüde
düşmüştür. ALTINCI KISIM Sonuç Karar MADDE 32 – (1) Soruşturma
sonucunda dampingin, yerli üretim dalında zarar ve her ikisi
arasında illiyet bağının mevcut olduğu tespit
edilmiş olup, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun
kararı ve Bakan’ın onayı ile aşağıda tanımı ve menşei
belirtilen eşyanın Türkiye’ye ithalatında karşısında belirtilen oranlarda
dampinge karşı kesin önlem yürürlüğe konulmuştur.
Uygulama MADDE 33 – (1) Gümrük idareleri, Karar maddesinde gümrük
tarife pozisyon numarası, tanımı ve menşe ülkesi belirtilen eşyanın,
diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma
giriş rejimi kapsamındaki ithalatında, karşılarında gösterilen
oranda dampinge karşı kesin önlemi tahsil ederler. Yürürlük MADDE
34 – (1) Bu
Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE
35 – (1)
Bu Tebliğ hükümlerini Ekonomi Bakanı yürütür. 15 Mart 2013 CUMA Resmî Gazete Sayı : 28588 |