İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE
İLİŞKİN TEBLİĞ (2000/7) BİRİNCİ
KISIM Genel
İşlemler Soruşturma Madde 1 — Yerli üretim dalı adına hareket
eden Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği’nin (SUSEB) müracaatı üzerine
Hindistan, Tayland, Güney Kore ve Çin Tayvanı menşeli "Poliesterlerden
tekstürize iplikler" için 4/3/1999 tarihli ve 23629 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 99/2
sayılı Tebliğ ile başlatılan damping soruşturması, Dış Ticaret Müsteşarlığı
İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmüş ve tamamlanmıştır. Kapsam Madde 2 — Bu tebliğ; 4067 sayılı Kanunla
onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması Eki GATT 1994’ün VI
ncıMaddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma (Anti-Damping Anlaşması) ile 4412
sayılı Kanunla Değişik 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi
Hakkında Kanun, 30 Ekim 1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri
çerçevesinde yürütülen damping soruşturmasının sonuçlarını içermektedir. Bilgi toplanması
ve doğrulanması Madde
3 — Soruşturma açılış
tebliğinde, Türkiye’ye ihracat yapan firmaların kendilerini bildirmeleri için
15 günlük süre tanınmıştır. Ancak, taraflardan belirtilen süre içerisinde
yanıt alınamaması üzerine, konuya iyi niyetle yaklaşılarak, ihracatçılara 12
gün ek süre verilmiştir. Bu çerçevede, ön soru formuna yanıt veren ve
Türkiye’ye soruşturma konusu ürünü ihraç ettiğini beyan eden firmalar
şunlardır: Hindistan:
Reliance Industries Ltd., Modern Petrofils –A Unit of Modern Syntex (I) Ltd.,
Indo Rama Synthetics (I) Ltd., JBF Industries Ltd., Welspun Syntex Ltd., DCL
Polyesters Ltd., Rishab Special Yarns Ltd., Supertex Industrıes Ltd.,
RajasthanPolyesters Ltd., Raymond Synthetics Ltd., Akai Impex Ltd.,
Parasrampuria Industries Ltd., Sarla Polyester Ltd. Çin Tayvanı: Yi Jinn Industrial Co.
Ltd., Lea Lea Enterprise Co. Ltd., Far Eastern Textile Ltd., Chung Shing
Textile Co. Ltd., Nan Ya Plastics Corp., Zig Sheng Industrial Co. Ltd., The
E-Hsin International Corp. Güney Kore:
Hyosung Corporation, Han Kook Synthetics Inc. Tayland: Sunflag
(Thailand) Ltd. Hindistan ve Çin
Tayvanı için Yönetmelik’in 27’nci maddesi çerçevesinde firma bazında
örnekleme yoluna gidilmiştir. Bu doğrultuda, Hindistan’dan toplam ihracatın
%68,1’ini gerçekleştiren Reliance, Modern Petrofils, JBF ve Indo Rama
firmaları; Çin Tayvanı’ndan toplam ihracatın %95’ini gerçekleştiren Lea Lea
ve Yi Jinn firmaları örneklemeye seçilmiştir. Hindistan’dan Welspun Syntex, DCL Polyesters, Rishab Special
Yarns, Supertex Industrıes, Rajasthan Polyesters, Raymond Synthetics, Akai
Impex, Parasrampuria Industries, Sarla Polyester; Çin Tayvanı’ndan Far
Eastern Textile, Chung Shing Textile,Nan Ya Plastics, Zig Sheng Industrial
Co., The E-Hsin International firmaları örneklemeye seçilmemiş ancak,
işbirliğine gelmiş olarak addedilmiştir. Ön soru formuna
yanıt veren üretici-ihracatçı firmalara, maddenin yerli üreticilerine ve
bilinen 75 ithalatçı firmaya Yönetmelik’in 21’inci maddesi hükümleri
gereğince ilgili soru formları gönderilmiştir. Ancak, örneklemeye
başvurulduğu durumlarda soru formları yalnızca örnekleme kapsamındaki
firmalara gönderilmiştir. Taraflara soru
formlarını yanıtlamaları için posta süresi dahil 37 gün süre tanınmıştır. Söz
konusu sürenin uzatılması yönünde zamanında gelen makul talepler
karşılanmıştır. Soru formlarına
yanıt veren firmalar aşağıda sıralanmaktadır. Hindistan:
Reliance, Modern Petrofils, Indo Rama, JBF Industries Ltd. Çin Tayvanı: Yi
Jinn Industrial Co. Ltd. ve Lea Lea Enterprise Co. Ltd. Tayland: Sunflag
(Thailand) Ltd. Güney Kore: - Yerli
üreticiler: Nergis Holding A.Ş., Korteks Mensucat Sanayi ve Ticaret A.Ş.,
Sönmez Filament A.Ş., Polylen Sentetik İplik Sanayi A.Ş., Polyteks Tekstil
Sanayi Araştırma ve Eğitim A.Ş., Sifaş Sentetik İplik Fabrikaları A.Ş., SASA
Sun’i ve Sentetik Elyaf Sanayi A.Ş. İthalatçı
firmalar: 35 adet ithalatçı firma yanıt vermiştir. Indo Rama
(Hindistan) firması yerinde doğrulama soruşturması öncesinde bazı bilgileri
zamanında Müsteşarlığa iletmemiştir. Yapıcı bir yaklaşım gösterilerek firma
işbirliğine gelmiş kabul edilmiş ancak, örnek dışına çıkarılarak bireysel
damping marjı tespitinden mahrum bırakılmıştır. İlgili tarafların
bilgilendirilmesi ve dinlenmesi Madde
4 — Soruşturmanın
açıldığı tebliğ ile ilan edildiği üzere, 28 Mayıs 1999 tarihinde yerli
üretici, kullanıcı ve ithalatçı temsilcilerinin katılımıyla bir kamu dinleme
toplantısı düzenlenmiştir. Bu toplantı sırasında taraflar karşılıklı olarak
görüşlerini dile getirme fırsatı bulmuşlardır. Ayrıca Yönetmelik’in 25’inci maddesi
uyarınca, soruşturmanın ilgili taraflarına soruşturma sonucunda ulaşılan
bilgi ve bulguları içeren nihai bildirimler gönderilmiş ve tarafların
itirazlarını sunmaları için makul bir süre tanınmıştır. Bu çerçevede, talep
üzerine Çin Tayvanı ve Hindistan’da yerleşik firmalar ile yerli üreticiler
için ayrı ayrı dinleme toplantıları düzenlenmiştir. Tarafların nihai bildirime ilişkin yazılı
olarak ortaya koyduğu iddialar değerlendirilmiş ve haklı görülen itirazlar
dikkate alınmıştır. Hindistan
tarafının soruşturmanın açılışına ilişkin itirazları Madde
5 — Hindistan tarafı
kendilerine gönderilen şikayetin gizli olmayan özetinde, ithalatçı ve
ihracatçı firmaların unvanlarının yer almadığından hareketle şikayetin
yeterli delilleri haiz olmadığını, bu suretle ithalatçı firmaların savunma
haklarının engellendiğini öne sürmüştür. Yönetmelik’in 19’uncu maddesi uyarınca,
başvuru sahiplerinin makul olarak temin edebileceği bilgileri sunması
gerekmektedir. Firma bazında ithalat bilgileri DİE tarafından kayda
girilmekte ve sadece Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi yetkili kurumlarca
kullanılabilmektedir. Öte yandan, ihracatçı firma bilgilerinin temini bir
zorunluluk olmayıp, esasen diğer ülkelerdeki ihracatçı firma bilgilerine
erişmek her zaman mümkün bulunmamaktadır. Şikayetin gizli olmayan özetinde
ithalatçı firma unvanları yer almamakla birlikte, bu bilgiler her zaman için
yetkili merciin elinde mevcuttur. Zaten, soruşturma açılmasını müteakip 75
ithalatçı firmaya soru formları gönderilerek, haklarını savunmalarına imkan
tanınmıştır. Hindistan tarafı, şikayetin gizli olmayan
özetinde şikayetin SUSEB üyeleri tarafından desteklendiğine dair bilgi
bulunmadığını ileri sürmüştür. Ancak, Türk mevzuatına göre SUSEB’in üyeleri
adına hareket etme yetkisi bulunmaktadır. Hintli firma temsilcileri, soruşturmanın açılışında normal
değere esas olarak diğer ülkeler için sekiz aylık Avrupa Birliği’ne ihraç
fiyatının ortalamasının alınmasına karşın Hindistan için iki aylık döneme ait
iç piyasa fiyatlarının alınmasının Hindistan’a karşı ayırımcı bir uygulama
olduğunu ve bu uygulamanın Anti-Damping Anlaşmasına aykırı olduğunu iddia
etmişlerdir. Yönetmelik’in 19’uncu maddesine göre,
normal değerin belirlenmesinde öncelikli olarak iç piyasa fiyatlarının
kullanılması öngörülmekte ve ancak yurt içi fiyatların mevcut olmaması
durumunda üçüncü ülkeye ihraç fiyatları esas alınmaktadır. Esasen, soruşturma
açılmasına karar verilmeden önce Hindistan’ın Avrupa Birliği’ne ihraç
fiyatları da incelenmiş ve bu fiyatların alınması durumunda da önemli oranda
damping marjının mevcut olduğu görülmüştür. Diğer taraftan, Bombay piyasasında 1998
Mart-Nisan aylarında geçerli olan fiyatların süre itibariyle normal değeri
temsil eder nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca, soruşturmaya konu
tüm ülkeler için normal değere esas alınacak dönemin aynı olması yönünde
Anti-Damping Anlaşması’nda bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Hindistan
için iki aylık iç piyasa fiyatlarının alınması Anlaşma çerçevesinde Hindistan’a
karşı ayrımcı bir uygulama olmayıp, bilakis Anlaşma’nın bir gereğidir. Hindistan tarafı, Bombay piyasasında oluşan fiyatların istihsal
vergisi içerdiğini, dolayısıyla normal değer belirlenirken bu fiyatlarda
ayarlama yapılması gerektiğini iddia etmiştir. Ancak, Bombay piyasa fiyat
bilgilerini gösteren belgede böyle bir vergi ya da benzeri bir fiyat
düzeltmesini gerektiren unsur yer almamaktadır. Kaldı ki, sözü edilen vergi
için ayarlama yapılsa dahi damping marjı mevcuttur. Söz konusu belgenin kaynağının gizli
tutulmasına itiraz edilmiştir. Ancak, belgede yer alan bilgiler
Hindistan’daki bir meslek kuruluşu verilerine dayanmakta olsa da, bir şahıs
tarafından tedarik edilmiştir. Bu çerçevede, ifşa edilmesinin bu şahıs
üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkide bulunabileceği göz önüne alınarak
Yönetmelik’in 22’nci maddesi hükmü uyarınca sözü edilen belgenin kaynağı
gizli tutulmuştur. Hindistan tarafı, soruşturmanın açılış
aşamasında zarar verilerinin yetersiz olduğu ve yanıltıcı olduğunu öne
sürmüştür. Ancak, bu iddia başvuru aşamasında zarara ilişkin incelemenin
soruşturma sırasındaki ölçüde kapsamlı olmasının gerekmediği ve sunulan
verilerin de temel zarar faktörlerini içerdiği cihetle yerinde bulunmamıştır. Yerinde doğrulama soruşturmaları Madde 6 — Elde edilen bilgi ve belgelerin
doğrulanması ve ek bilgi temin edilmesi amacıyla Yönetmelik’in 21’inci
maddesi hükümleri gereğince aşağıda belirtilen firmaların idari ve üretim
merkezlerinde yerinde doğrulama soruşturması yürütülmüştür. Yerli üreticiler: Nergis Holding, Korteks
Mensucat, Sönmez Filament, Polylen Sentetik İplik, Polyteks Tekstil, Sifaş
Sentetik İplik, SASA Sun’i ve Sentetik Elyaf Sanayi A.Ş. Hindistan: Reliance, Modern Petrofils,
JBF. Çin Tayvanı: Lea Lea Soruşturma dönemi Madde 7 — Damping belirlemesi için 1 Mart 1998 -
28 Şubat 1999 arası soruşturma dönemi olarak kabul edilmiştir. Ancak bu
dönem, Hintli firmaların damping için belirlenen dönemin mali yıllarıyla
paralel olması talepleri üzerine Hindistan için 1 Nisan 1998-31 Mart 1999
olarak alınmıştır. Zarar belirlemesinde ise veri toplama ve
inceleme için 1 Ocak 1996 – 31 Aralık 1998 arasındaki dönem esas alınmıştır. Soruşturma konusu ürün Madde 8 — Damping soruşturmasına konu ürün, Hindistan,
Tayland, Güney Kore ve Çin Tayvanı menşeli 5402.33 gümrük tarife pozisyonunda
yer alan "poliesterlerden tekstürize iplikler" dir. Tekstürize etmek, doğal lifin özelliğini
kazandırıcı her türlü işleme verilen addır. Tekstürize iplikler, filamentler
boyunca sabit kıvrımlar, lüleler, ilmekler veya başka ince bükümler elde
etmek için işlenmiş, esneklik, hacim, nem alma ve örme kabiliyetleri
yükseltilmiş, ısıyla şekillenebilme özellikleri çeşitli mekanik tesirlerle
kalıcı ve belirli olarak değişikliğe uğratılmış ipliklerdir. Tekstürize iplik
ihtiva eden kumaşların dolgunluğu, nemi emme kabiliyeti, daha iyi ısı
yalıtkanlığı özelliği ve daha sıcak tutumu vardır. Bazı çeşitleri aynı
zamanda üretildikleri kumaşlara uzama özellikleri de verirler. Söz konusu
ürün, kadife ve polyester bazlı kumaş üretimi, ev tekstili (perde, nevresim,
havlu, bornoz) ve eşofman üretiminde kullanılmaktadır. Benzer ürün Madde 9 — Yapılan incelemeler neticesinde,
şikayet konusu maddenin yerli üreticiler tarafından üretilenleri ile
soruşturma konusu ülkelerden ithal edilenlerinin teknik ve fiziki özellikler,
çeşit, dağıtım kanalları ve kullanım alanları itibariyle benzer özelliklere
sahip olduğu, bu itibarla benzer ürün olarak kabul edilebileceği
anlaşılmıştır. Ürüne ilişkin örnekleme Madde 10 — Soruşturmaya konu olan ürün tip ve
çeşitlerinin çok sayıda olması nedeniyle Yönetmelik’in 27’nci maddesi
hükümleri çerçevesinde firma örneklemesinin yanı sıra ürün bazında da
örnekleme yöntemi uygulanmıştır. İKİNCİ
KISIM Dampinge
İlişkin Belirlemeler Damping belirlemelerinde ürün tiplerinin
karşılaştırılabilirliği Madde 11 — Polyester tekstürize iplikler, denye
ve filament sayısı bazında ve her bir denyenin puntalı, boyalı gibi
özelliklerine göre farklı tiplere ayrılmaktadır. Bu bağlamda, soruşturma konusu ülkelerin
iç piyasalarında satılan ürünler ile Türkiye’ye ihraç edilen ürünlerin aynı
özelliklere sahip tipler olması halinde benzer ürün olarak kabul
edilebileceği ve karşılaştırılabileceği tespit edilmiştir. BİRİNCİ
BÖLÜM Normal
Değer % 5 Testi Madde 12 — Yönetmelik’in 5’inci maddesi hükmü
gereğince, benzer ürünün satışlarının hacmi açısından, ihracatçı ülkenin iç
piyasasında tüketime konu olan benzer mal satışları, bu satışların söz konusu
malın Türkiye’ye satışlarının %5 veya daha fazlasını oluşturması halinde,
normal değerin tespit edilmesi için yeterli miktarda sayılmaktadır. Ancak
satış miktarı ve işlem sayısının yeterli büyüklükte olduğu tespit edildiği
durumlarda, daha düşük bir oran da kabul edilmiştir. Herhangi bir tipin bu
testten kalması halinde normal değer oluşturulmuş değer bazında belirlenmektedir.
Bu test, her bir ürün tipi için ayrı ayrı uygulanmıştır. Normal ticari işlem testi Madde 13 — Yönetmelik’in 5’inci maddesi hükümleri
gereğince, ihracatçı ülkenin iç piyasasındaki satışların normal değer
tespitinde kullanılıp kullanılmayacağının belirlenmesi için normal ticari
işlem testi uygulanmıştır. Buna göre; a) Benzer ürünün ağırlıklı ortalama net
satış fiyatının ağırlıklı ortalama birim maliyetinin üzerinde olduğu
durumlarda normal değer; 1) birim maliyetin üzerindeki satışların
maddenin toplam satışlarının %80’ini veya daha fazlasını oluşturması halinde,
soruşturma dönemi boyunca gerçekleşen tüm iç piyasa satış işlemlerinin (kârlı
ya da kârsız) ağırlıklı ortalaması esasında, 2) birim maliyetin üzerindeki satışların
maddenin toplam satışlarının %80’inden daha azını oluşturması halinde ise
soruşturma dönemi boyunca gerçekleşen yalnızca kârlı iç piyasa satış
işlemlerinin ağırlıklı ortalaması esasında belirlenmiştir. b) Benzer ürünün ağırlıklı ortalama net
satış fiyatının, ağırlıklı ortalama birim maliyetinin altında olması halinde
normal değer, oluşturulmuş değer esasında belirlenmiştir. İç piyasa satışlarına dayanan
normal değer Madde 14 — Yönetmelik’in 5’inci maddesi hükmü
gereğince iç piyasa satışlarının esas alındığı hallerde normal değer,
ihracatçı ülkenin iç pazarında benzer ürün için normal ticari işlemler
çerçevesinde bağımsız alıcılar tarafından ödenmiş olan veya ödenmesi gereken
fiyatlar esasında belirlenmiştir. Oluşturulmuş değer Madde 15 — Oluşturulmuş değer, maddenin imalat
maliyetine satış, genel ve idari (SGİ) giderleri ile makul bir kârın
eklenmesi suretiyle belirlenmiştir. İlgili ürünün SGİ giderlerinin
hesaplanmasında genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri çerçevesinde ciroya
dayalı maliyet dağıtım yöntemi uygulanmıştır. Kâr oranı Madde 16 — Oluşturulmuş normal değer
hesaplamalarında esas alınan kâr oranı, Yönetmelik’in 6’ncı maddesi hükmü
çerçevesinde, ihracatçıların normal ticari işlemler çerçevesinde gerçekleşen
benzer ürün satışlarından doğan kârların ağırlıklı ortalaması alınarak
belirlenmiştir. Ancak, bu oranın makul bir kâr oranı olarak
değerlendirilemeyeceği hallerde firmanın genel kârlılığı, kâr oranı olarak
esas alınmıştır. İKİNCİ
BÖLÜM İhraç
Fiyatı İhraç fiyatının belirlenmesi Madde 17 — İhraç fiyatı, ihracatçı firmaların
Türkiye’deki bağımsız müşterilere yapılan satışlarında fiilen ödenen fiyat
esasında belirlenmiştir. ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM Karşılaştırma Karşılaştırma Madde 18 — Adil bir karşılaştırma yapılabilmesini
teminen söz konusu ürün tipleri için normal değer ile ihraç fiyatı, aynı
aşamaya (fabrika çıkış aşaması) getirilmiştir. Yönetmelik’in 10’uncu maddesi hükmü
gereğince, fiyat karşılaştırmasında, vergilendirme, ticari aşamalar ve
karşılaştırmayı etkileyen satış giderlerinden doğan farklılıklara ilişkin,
belgelendirilebilen, uygulanabilir ve haklı görülen ayarlamalar yapılmıştır. DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM Damping
Marjları Damping marjı Madde 19 — Yönetmelik’in 11’inci maddesi hükmü
çerçevesinde damping marjları, normal değer ve ihraç fiyatının ağırlıklı
ortalamalarının karşılaştırılması suretiyle hesaplanmıştır. Ancak, ihraç
fiyatının değişik alıcılar veya zaman süreleri bakımından önemli ölçüde
farklılık gösterdiği hallerde dampingin büyüklüğünün tam olarak ortaya
konulabilmesi için ağırlıklı ortalama normal değer, işlem bazında ihraç
fiyatı ile karşılaştırılmıştır. Hindistan’da yerleşik işbirliğine gelen
ve örneklemeye dahil firmalar için damping marjı Madde 20 — İşbirliğine gelen ve örneklemeye dahil
firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjları
şu şekildedir: Reliance: % 7,1 Modern Petrofils: % 14,1 JBF: % 6,8 Reliance firması nihai bildirim sonrası
yeniden hesaplanan damping marjına ilişkin üç konuda itirazda bulunmuştur.
Bunlar; firmanın merkez ofisinden tekstürize ipliğin bir önceki safhası olan
POY’un payına düşen faizin dağıtımında ciro esaslı dağıtım yerine, kullanılan
sermaye oranında dağıtım yapılması, iç navlunun maliyetin bir unsuru olmadığı
bu nedenle de maliyet kalemlerinde hesaba katılmayıp satış gelirlerinden
düşülmesi ve CIF ihraç değerinin hesaplanmasında esas alınan döviz kurunun
fatura tarihindeki kur yerine ödeme tarihindeki kurun olması gerektiğidir. Söz konusu itirazlar Anti-Damping
Anlaşması ve iç mevzuat çerçevesinde değerlendirilmiş olup, açıklamalar
aşağıda yer almaktadır. Ürünler yarattıkları gelirle bağlantılı
olarak maliyetten pay almakta olup, bunu sağlamanın yolu ciro esaslı
dağıtımın kullanılmasıdır. Bu husus, Yönetmelik’in 6’ncı maddesinde yer
almaktadır. Bu nedenle Reliance firmasının ilk itirazı uygun bulunmamıştır. Diğer taraftan, firmanın iç navlun için
ödediği meblağ satış gideri olduğu için bir maliyet unsuru olarak kabul
edilmiş ve maliyet hesabında dikkate alınmıştır. Ancak, ihraç fiyatı ile
normal değer karşılaştırılırken karşılaştırmayı aynı aşamada (fabrika çıkış)
yapabilmek için bu kalem için fiyat ayarlaması yapılmıştır. Bu nedenle
firmanın itirazı dikkate alınmamış olup, gerçekte söz konusu itiraz kabul
edilse dahi sonuç değişmemektedir. Son olarak, CIF ihraç değerinin
hesaplanmasında esas alınan kur, Anlaşma’nın ilgili maddesinde belirtildiği
üzere, fatura tarihindeki kurdur. Vadeli ihraç satışları için vade farkı
ayarlaması ise uygulanan kurdan bağımsızdır. Bu nedenle, Reliancefirmasının
itirazı uygun bulunmamıştır. Nihai bildirime ilişkin olarak JBF
firması, soruşturma konusu ürünler için kesildiğini iddia ettiği iade faturalarının
dikkate alınmadığını belirtmiş ve söz konusu faturaların dikkate alınmasını
talep etmiştir. Ancak, yerinde doğrulama soruşturması sırasında incelenen bu
faturaların soruşturma konusu ürünler için kesildiği doğrulanamadığından bu
talep karşılanmamıştır. Gerçekte firmanın söz konusu talebinin kabul edilmesi
halinde hesaplama sonucu beklenilenin tersine firma aleyhine bir sonuç
doğurmaktadır. Firmanın bir tipteki ihraç miktarının temsil düzeyiyle ilgili
talebi ise makul görülerek karşılanmıştır. Hindistan’da yerleşik işbirliğine
gelen ancak örneklemeye dahil olmayan firmalar için damping marjı Madde 21 — İşbirliğine gelmiş olarak kabul edilen
ancak örneklemeye seçilmemiş olan firmalar için damping marjı, örneklemeye
dahil firmaların bireysel damping marjlarının ağırlıklı ortalaması olarak
hesaplanmıştır. Bu itibarla, CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan
damping marjı şu şekildedir: Indo Rama, Welspun Syntex, DCL
Polyesters, Rishab Special Yarns, Supertex Industrıes, Rajasthan Polyesters,
Raymond Synthetics, Akai Impex, Parasrampuria Industries, Sarla Polyester : %
8,7 Hindistan’da yerleşik işbirliğine
gelmeyen firmalar için damping marjı Madde 22 — İşbirliğine gelmeyen firmalara
Yönetmelik’in 26’ncı maddesi uyarınca, işbirliğinden kaçınmayı önlemek
amacıyla, en yüksek damping marjına sahip firma için bir ürün tipinde
hesaplanan damping marjının uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu itibarla, işbirliğine gelmeyen
firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjı şu
şekildedir: Diğerleri (Hindistan): % 20,3 Çin Tayvanı’nda yerleşik işbirliğine
gelen ve örneklemeye dahil firmalar için damping marjı Madde 23 — İşbirliğine gelen ve örneklemeye dahil
firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjı şu
şekildedir: Lea Lea Enterprise Co. Ltd.: % 9,9 Yi Jinn Industrial Co. Ltd.: % 28,6 Lea Lea firması, nihai bildirim sonrası
maliyetlerin ve dolayısıyla damping marjının üçer aylık dönemler itibariyle
hesaplanmasını talep etmiştir. Soru formlarının yanıtlanması aşamasında
sunulması halinde değerlendirmeye alınabilecek olan bu talep, soruşturmanın
son aşamasında dile getirildiği için dikkate alınmamıştır. Öte yandan, firma
kârlılık için iç piyasada satılan bütün tiplerin kâr oranlarının esas
alınmasını talep etmiştir. Bütün hesaplamaların, ki kârlılık da buna dahil,
öncelikle Türkiye’ye ihraç edilen tipler için yapılması gerektiğinden, bu
talep de karşılanamamıştır. Bunların dışında, bir tipteki iç satışların
temsil niteliğini haiz olmadığı gerekçesiyle oluşturulmuş değere başvurulması
önerilmiştir. Ancak, sözü edilen tipte iç satış işlemlerinin yeterli sayı ve
büyüklükte olduğu ve farklı müşterilere yapıldığı dikkate alınarak, normal
değer için iç satışların kullanılmasının uygun olacağına karar verilmiştir. Çin Tayvanı’nda yerleşik işbirliğine
gelen ancak örneklemeye dahil olmayan firmalar için damping marjı Madde 24 — İşbirliğine gelmiş olarak kabul edilen
ancak örneklemeye seçilmemiş olan ihracatçı firmalar için damping marjı,
örneklemeye dahil firmaların bireysel damping marjlarının ağırlıklı
ortalaması olarak hesaplanmıştır. Bu itibarla, CIF ihraç fiyatının yüzdesi
olarak hesaplanan damping marjı şu şekildedir: Far Eastern Textile, Chung Shing Textile, Nan Ya Plastics, Zig
Sheng Industrial Co., The E-Hsin International : % 18,9 Çin Tayvanı’ndaki firmaların hukuki temsilcisi, Yi Jinn
firmasının örnekleme dışına çıkarılmasını talep etmiştir. Ancak,
değerlendirmelere göre anılan firma işbirliğine gelmiş kabul edilmiş ve
bireysel damping marjı hesaplanmıştır. Bunların dışında, firma için damping
belirlemelerinde uygulanan yöntem Yönetmelik’in 26’ncı maddesi kapsamına
girmemektedir. Bu çerçevede, anılan firma örnekleme dışına çıkarılmamıştır. Çin Tayvanı’nda yerleşik işbirliğine
gelmeyen firmalar için damping marjı Madde 25 — İşbirliğine gelmeyen firmalara
Yönetmelik’in 26’ncı maddesi uyarınca, işbirliğinden kaçınmayı önlemek
amacıyla, en yüksek damping marjına sahip firmanın damping marjının
uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu itibarla, işbirliğine gelmeyen
firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjı şu
şekildedir: Diğerleri (Çin Tayvanı): % 28,6 Tayland için damping marjı Madde 26 — İşbirliğine gelen firma için CIF ihraç
fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjı şu şekildedir: Sunflag (Thailand) Ltd. ve Diğerleri : % 0 Söz konusu firma soruşturma döneminde bu
ülkeden Türkiye’ye ihracat yapan tek firmadır. Bu nedenle belirlenen damping
marjı Tayland’ın bütünü için geçerlidir. Güney Kore için damping marjı Madde 27 — Güney Kore’den soruşturma döneminde
Türkiye’ye soruşturma konusu ürünü ihraç ettiğini beyan eden firmalar
arasından işbirliğine gelen olmamıştır. Bu nedenle bu ülke için damping
marjı, Yönetmelik’in 26’ncı maddesi hükümleri uyarınca mevcut verilere göre
belirlenmiştir. Bu çerçevede, damping marjı soruşturma
döneminde geçerli olan Güney Kore iç piyasa fiyatları ile bu ülkeden
Türkiye’ye yapılan ihracatın ağırlıklı ortalama fiyatının FOB bazda
karşılaştırılması suretiyle hesaplanmıştır. CIF ihraç fiyatının yüzdesi
olarak belirlenen damping marjı şu şekildedir: Güney Kore: % 33,7 ÜÇÜNCÜ
KISIM Zarara
İlişkin Belirlemeler BİRİNCİ
BÖLÜM Dampingli
İthalat İthalatın etkisinin toplu
değerlendirilmesi Madde 28 — Hindistan, Çin Tayvanı ve Güney Kore
için hesaplanan damping marjlarının ve ithalat miktarlarının ihmal edilebilir
oranlardan fazla olduğu; her üç ülkeden ithal edilen soruşturma konusu ürünün
kendi aralarında ve yerli benzer ürünle rekabet ettiği tespit edilmiştir.
Soruşturma döneminde anılan ülkelerden gerçekleşen dampingli ithalatın yerli
üreticilerin fiyatlarını önemli ölçüde kırdığı ve fiyat yıpranmasına neden
olduğu görülmüştür. Bu çerçevede, Yönetmelik’in 17’nci
maddesi hükümlerine dayanarak soruşturmaya eş zamanlı konu olan Hindistan,
Çin Tayvanı ve Güney Kore’den yapılan ithalatın etkileri toplu
değerlendirilmiştir. Tayland için hesaplanan damping marjı
Yönetmelik’in 28’inci maddesinde belirtilen ihmal edilebilir oranın altında
(<%2) olduğu için Yönetmelik’in 29’uncu maddesi çerçevesinde bu ülkeden
yapılan ithalat zarar değerlendirmesi dışında tutulmuştur. Hindistan tarafı, Hindistan’dan yapılan ithalatın etkisinin
toplu değerlendirmeye alınmasına itiraz etmiştir. Ancak, yukarıda izah
edildiği üzere, ithalatın etkisinin toplu değerlendirilmesi koşulları mevcut
olup, ithalatta en büyük paya sahip Hindistan için bilhassa yerindedir. İthalatın hacmi Madde 29 — Yönetmelik’in 17’inci maddesi
çerçevesinde dampingli ithalatın hacmi ile ilgili olarak; bu ithalatta mutlak
anlamda ya da Türkiye tüketimine oranla önemli ölçüde bir artış olup olmadığı
incelenmiştir. a) Dampingli ithalatın toplam ithalattaki
payı Dampingli olduğu tespit edilen Hindistan,
Çin Tayvanı ve Güney Kore kaynaklı ithalatın 1996-1998 döneminde genel
ithalat içindeki payı %43,1’den %61,8’e çıkmıştır. Güney Kore’nin ithalattaki
payı nispi olarak azalmakla birlikte mutlak olarak artış göstermektedir.
Hindistan, Çin Tayvanı ve Güney Kore’nin 1998 yılındaki maddenin ithalatı
içerisindeki payları sırasıyla %27,4 , %25,1 ve %9,3’tür. b) Dampingli ithalattaki mutlak artış Dampingli ithalat 1996 yılında 5903 ton
iken 1998 yılında 17511 tona ulaşmıştır. 1996-1998 döneminde dampingli
ithalat mutlak anlamda 11608 ton artış göstermiştir. c) Dampingli ithalattaki nispi artış Yurt içi tüketim yerli üretim dalında
faaliyet gösteren bütün üretici firmaların yurt içi piyasaya doğrudan
satışlarına toplam ithalatın eklenmesi ve bu toplamdan dolaylı ihracatın
düşülmesi suretiyle hesaplanmıştır. 1996-1998 döneminde yurt içi tüketim %26 artarken dampingli
ithalat %197 artış göstermiştir. Neticede, dampingli ithalatın pazar payı
1996 yılında %6,0 iken 1998 yılında %14,2’ye ulaşmıştır. Hindistan tarafı, ithalattaki artışın
1996 yılında Türkiye-AB arasında Gümrük Birliği’nin kurulmasıyla birlikte
gümrük vergilerinin azaltılmasından kaynaklandığını öne sürmüştür. Bu iddia,
ithalatın 1995 yılından 1996 yılına geçerken maddenin sadece genel
ithalatının artışına bir gerekçe olarak kabul edilebilir. Oysa burada söz
konusu olan maddenin genel ithalatı değil, Hindistan’dan yapılan ithalattır.
Ayrıca, incelenen artış da 1995-1996 dönemine ait olmayıp, 1996-1998 arasındaki
döneme ilişkindir. d) Değerlendirme Dampingli ithalatın toplam ithalat
içindeki payı yıllar itibariyle önemli ölçüde artış göstermiştir. Ayrıca, söz
konusu ithalatın yurt içi tüketime kıyasla mutlak ve nispi olarak arttığı
tespit edilmiştir. Fiyatların
gelişimi ve fiyat kırılması Madde 30 — DİE’nin kayıtları esas alınarak
yapılan incelemede, 1996-1998 döneminde Hindistan, Çin Tayvanı ve Güney
Kore’den yapılan ithalatın birim fiyatlarının sırasıyla %27, %39 ve %30
oranlarında düştüğü belirlenmiştir. Fiyat kırılması ithal ürünlerin fiyatlarının yerli benzer ürün
fiyatlarının ne kadar altında bir fiyatla Türkiye piyasasına giriş yaptığını
göstermektedir. Hindistan, Çin Tayvanı ve Güney Kore’den yapılan ithalatta
1998 yılı içindeki fiyat kırılması sırasıyla %15, %30 ve %16 oranlarında
gerçekleşmiştir. Hindistan tarafı, fiyatların aşağı doğru
eğilimini hammadde fiyatlarındaki düşüş ile teknolojik gelişime bağlamıştır.
Benzer durum yerli üreticilerin fiyatları ve maliyetleri için de geçerli
olup, fiyat kırılmasının ihracatçı firmaların iddia edilen mukayeseli
üstünlüklerinden değil, damping sebebiyle ortaya çıkan suni fiyat
avantajından kaynaklandığı tespit edilmiştir. İKİNCİ
BÖLÜM Yerli
Üretim Dalının Durumu Genel bilgi Madde 31 — Dampingli ithalatın yerli üretim dalı
üzerindeki etkilerinin incelenmesinde şikayette bulunan SUSEB üyesi firmalar
ile diğer yerli üretici firmanın ekonomik göstergeleri esas alınmıştır. Üretim, yurt içi satışlar, ihracat,
stoklar Madde
32 — 1996-1998 döneminde
yerli üretim %23 artış gösterirken, yurt içi piyasaya doğrudan satışlar %13
artmıştır. Aynı dönemde ihracatın, iç satışların
üzerinde, %43 oranında arttığı görülmüştür. 1996-1998 döneminde stok endeksi 100’den
518’e çıkmıştır. Stoklardaki artışın sadece nispi olmadığı aynı zamanda
miktar olarak da ciddi düzeylerde olduğu tespit edilmiştir. Yerinde
incelemeler sırasında bazı firmaların aşırı biriken stoklar nedeniyle
üretimlerine ara vermek durumunda kaldığı ve stok dağları oluştuğu
gözlenmiştir. Pazar payı Madde 33 — 1996-1998 döneminde yerli üretim
dalının pazar payının 9 puan düşerek %86’dan %77’ye gerilediği tespit
edilmiştir. Kapasite ve kapasite kullanım oranı Madde 34 — Pazardaki büyümeye ve ihracattaki
artışa bağlı olarak yerli üretim dalındaki kapasite kullanım oranında %2’lik
bir artış olmasına rağmen devam eden ithalat nedeniyle sektör optimal
kapasite kullanım oranlarına erişememiştir. Hindistan tarafı, yerli üretim dalı üzerinde ortaya çıkan
zararın kapasitedeki plansız artıştan kaynaklandığını iddia etmiştir. Ancak
1996-1998 döneminde tüketimdeki artış %26 iken kapasite artışı yalnızca
%19’dur. İstihdam Madde 35 — 1998 yılının sonunda ve 1999 yılının
ilk aylarında şikayetçi firmalar işçilerini önce ücretli izne, daha sonra ise
ücretsiz izne çıkarmışlardır. Bu nedenle üretimde üç aya varan duruşlar
olmuştur. Maliyetler, satış fiyatları ve birim
kârlılık Madde 36 — 1996-1998 döneminde yerli üreticilerin
maliyetleri gerçel olarak %7 oranında gerilerken, satış fiyatları %19
gerilemiştir. Bu duruma bağlı olarak, firmalar ilgili üründe, 1996 ve 1997
yıllarının aksine, 1998 yılında zararına satış yapmışlardır. Bu husus, açık
bir fiyat yıpranması ve fiyatların bastırılması durumuna işaret etmektedir. Yerli üreticilerin, 1997 yılında
dampingli ithalata karşı kaybettikleri pazarı kazanmak ve piyasadaki
yerlerini korumak amacıyla özellikle 1998 yılında fiyat rekabetine girdiği
gözlenmiştir. Yerli üreticiler zararına satış pahasına 1998 yılında piyasa
paylarını korumaya çalışmışlardır. Hindistan tarafı, birim fiyatlardaki ve
kârlılıktaki gerilemeyi hammadde fiyatlarındaki düşüşe bağlamıştır. Ancak,
hammadde fiyatlarındaki gerilemenin her zaman için birebir kârlılığa olumsuz
etki yapması beklenemez. Kaldı ki burada kârlılık da zarara dönüşmüştür. Satış hasılası, büyüme, öz kaynaklar, kâr Madde 37 — Yerli üretim dalındaki büyüme,
şirketlerin aktiflerindeki büyüme; sermaye ve yatırımları arttırma yeteneği
öz kaynaklardaki artış; yatırım hasılatı ise şirket kârındaki gerçel bazdaki
değişim olarak incelenmiştir. Yerli üretim dalının satış hasılası
1996-1998 döneminde %11 gerilemiştir. Satışların miktar olarak artmasına
rağmen satış hasılası azalmıştır. Yerli üreticilerin aktifleri 1996-1998
döneminde %18 artmıştır. Aynı dönemde öz kaynaklarda %12’lik bir artış
olmakla birlikte, bu artışın 1996 ve özellikle 1997 yılındaki kârlılıktan
kaynaklandığı görülmektedir. Ancak, söz konusu dönemde aktif ve öz
kaynaklardaki artışa mukabil kârların çok daha fazla oranda azalarak 1998
yılı sonunda hemen hemen ortadan kalktığı gözlenmiştir. Hindistan tarafı, vergi öncesi kârdaki
azalmanın kapasite artışı sebebiyle ortaya çıkan finansman yükündeki artışa
bağlamıştır. Ancak, yerli üretim dalının satış hasılatının fiyatların
bastırılması ve yıpranması sebebiyle 1996-1998 arasında %11 oranında
gerilediği dikkate alındığında, kârdaki erimede bunun temel faktör olduğu
gözlenmiştir. Değerlendirme Madde 38 — Dampingli ithalatın yerli üretim dalı
üzerindeki ekonomik etkisi incelendiğinde, stok, pazar payı, istihdam,
kapasite kullanımı ve satış fiyatlarına ilişkin göstergelerin olumsuz
etkilendiği, birim kârlılığın zarara dönüştüğü, satış hasılasının ve vergi
öncesi kârın da önemli ölçüde düştüğü tespit edilmiştir. Hindistan tarafı, yerli üretim dalının
ekonomik göstergelerindeki bazı değişimleri olumlu değerlendirerek, yerli
üretim dalının zarar görmediğini iddia etmiştir. Ancak, Yönetmelik’in 17’nci
maddesinde ifade edildiği üzere, ekonomik göstergelerin biri veya birkaçı
mutlaka belirleyici bir yargıya temel teşkil etmeyebilmektedir. Bir bütün
olarak bakıldığında, yerli üretim dalı üzerinde zararın varlığı somuttur. DÖRDÜNCÜ
KISIM Dampingli
İthalat ile Zarar Arasındaki Nedenselliğe İlişkin Belirlemeler Nedensellik Madde 39 — Yönetmeliğin 17’nci maddesi hükümleri
gereğince, soruşturma konusu ülkeler menşeli dampingli ithalatın miktarı ve
fiyatlarının yerli üretim dalı üzerindeki etkisinin yanı sıra zarara yol
açabilecek olası diğer unsurlar da incelenmiştir. Damping fiyatlı ülkelerden yapılan
dampingli ithalatın etkisi Madde 40 — Dampingli ithalatın yurtiçi tüketime
göre mutlak ve nispi olarak arttığı, bu bağlamda, dampingli ithalatın
incelenen dönemde toplam ithalat içindeki payının %43,1’den %61,8’e, pazar
payının ise %6,0’dan %14,2’ye çıktığı, dampingli ithalatın birim fiyatlarının
belirtilen dönemde %27 ile %39 arasında değişen oranlarda düştüğü, dampingli
ithalatın yerli üretim dalının fiyatlarını önemli ölçüde kırdığı ve fiyat
yıpranmasına neden olduğu tespit edilmiştir. Bu bulguların yerli üretim dalı üzerindeki
etkileri incelendiğinde; aynı dönemde yerli üretim dalının stok, pazar payı,
istihdam ve kapasite kullanımına ilişkin göstergelerinin olumsuz yönde
etkilendiği, yerli üretim dalının fiyatlarının yıprandığı ve bastırıldığı,
birim kârlılığın zarara dönüştüğü ve vergi öncesi kârın çok ciddi ölçüde
azaldığı, dampingli ithalat nedeniyle yerli üreticilerin yurt içinde satış
yapmakta zorlandıkları, daha fazla pazar kaybetmemek için söz konusu ithalat
ile fiyat rekabetine girdikleri ve yerli üreticilerin ihracata yöneldikleri
görülmüştür. Üçüncü ülkelerden ithalat Madde 41 — 1996-1998 döneminde dampingli ithalat
%197 oranında artarken üçüncü ülkelerden ithalat yalnızca %38,8 oranında
artmıştır. Yine belirtilen dönemde dampingli ithalatın pazar payı %6’dan
%14,2’ye çıkarken, üçüncü ülkelerden yapılan ithalatın pazar payı %8’den
%8,8’e yükselmiştir. Ancak, üçüncü ülkelerden ithalatın son dönemde önemli
ölçüde gerilediği görülmektedir. Diğer taraftan, 1998 yılında dampingli
ithalatın fiyatları 1,50-1,69 $/Kg arasında iken dampingli olmayan ithalatın
fiyatlarının bu fiyatların çok daha üzerinde seyrettiği (2,01$/Kg)
görülmektedir. Dampingli ithalat yerli ürün fiyatlarını %15-%30 arasında
kırarken dampingli olmayan ithalatın fiyat kırılması yaratmadığı tespit
edilmiştir. Bu itibarla, üçüncü ülkeler kaynaklı
ithalatın yerli üretim dalı üzerinde zarara yol açmadığı düşünülmektedir. Diğer unsurların zarar üzerindeki etkisi Madde 42 — Dampingli ithalat dışında yerli
sanayiye zarar verebilecek başka unsurların olup olmadığı hususu da
irdelenmiş ve maddenin ithalatçıları ile kullanıcılarının görüşleri
alınmıştır. Bu çerçevede, kullanıcılar genellikle yerli üreticilerin bobin
ağırlıklarının eşit olmadığı bunun da kaliteyi önemli ölçüde etkilediğini;
kalite sorunu olduğunda yerli üreticilerin çözüm bulamadığını; iç piyasada
istenen ürün tipinin istenen miktarda bulunamadığını ifade etmişlerdir.
Ancak, belirtilen durumun uzun yıllardan beri devam ettiği ve iç piyasada çok
sayıda yerli üretici olduğu dikkate alındığında, sözü edilen iddiaların
üreticilerin tamamı için geçerli olamayacağından hareketle bu durumun yerli
üreticiler üzerinde zarar etkisine yol açmadığı düşünülmektedir. Ayrıca,
benzeri iddiaların ithal ürünler için de cari olduğu müşahede edilmiştir. Değerlendirme Madde 43 — Bu veriler ışığında, yerli üretim dalı
üzerinde ciddi zararın varlığı ve yerli üretim dalında ortaya çıkan zararla
Hindistan, Çin Tayvanı ve Güney Kore menşeli dampingli ithalat arasında
illiyet bağı olduğu sonucuna varılmıştır. BEŞİNCİ
KISIM Sonuç Karar Madde 44 — Soruşturma sonucunda, Hindistan, Çin
Tayvanı ve Güney Kore menşeli ithalatın dampingli olduğu ve bu ithalatın
yerli üretim dalı üzerinde zarara yol açtığı belirlenmiştir. Bu itibarla, aşağıda tanımı ve menşei
belirtilen maddenin anılan ülkelerden Türkiye’ye ithalatında tabloda
belirtilen oranlarda dampinge karşı verginin yürürlüğe konulmasına, damping
marjı bulunmayan Tayland için soruşturmanın önlemsiz kapatılmasına İthalatta
Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu tarafından 02/06/2000 tarihinde oy
birliğiyle karar verilmiştir.
Yürürlük Madde 45 — Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 46 — Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın
bağlı olduğu Bakan yürütür. 27 Haziran
2000 SALI Resmî Gazete Sayı : 24092 |