GÜNCEL: 02/11/2016 Ekonomi
Bakanlığından: İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN
ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2012/22) BİRİNCİ KISIM Genel Bilgi ve İşlemler Mevcut önlem ve soruşturma MADDE 1 – (1) Hindistan ve Çin
Tayvanı (Tayvan) menşeli poliesterlerden tekstüre iplikler için 27/6/2000
tarih ve 24092 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin
Önlenmesine İlişkin Tebliğ (2000/7) ile yürürlüğe konulan dampinge karşı
önlemlerin, 21/12/2006 tarih ve 26383 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (2006/31) ile tamamlanan nihai
gözden geçirme soruşturması (NGGS) sonucunda uygulanmasına devam edilmesi
uygun görülmüştür. (2) Uygulanmakta olan bahse
konu önlemlerin yürürlükten kalkma süresinin bitiminden önce, İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 35 inci maddesinin ikinci
fıkrası hükmünce 24/12/2010 tarih ve 27795 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (2010/30) ile mevcut
önlemlerin yürürlükten kalkacağı ve ilgili ürünün yerli üreticilerinin
mevzuatta öngörülen sürelerde yeterli delillerle desteklenmiş bir başvuru ile
NGGS açılması talebinde bulunabilecekleri duyurulmuştur. (3) Yerli üretim dalı adına
hareket eden Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği (SUSEB) tarafından
Hindistan ve Tayvan menşeli ürünler için uygulanmakta olan dampinge karşı
önlemin sona ermesinin damping ve zararın devamına veya yeniden tekrarına yol
açacağı iddiası ile yapılan başvuru üzerine 29/11/2011 tarih ve 28127 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin
Tebliğ (2011/22) ile başlatılan NGGS, T.C. Ekonomi Bakanlığı (Bakanlık)
İthalat Genel Müdürlüğü (Genel Müdürlük) tarafından yürütülerek
tamamlanmıştır. (4) Güney Kore’ye yönelik
önlem, 5 yıllık süre sonunda yürürlükten kalkmıştır. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ; 14/6/1989
tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun,
20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi
Hakkında Karar (Karar) ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik
(Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yürütülen nihai gözden geçirme soruşturması
(NGGS) sonuçlarını içermektedir. Yerli üretim dalının temsil
niteliği MADDE 3 – (1) Yönetmeliğin 20 nci
maddesi uyarınca başvuru, yerli üretim dalı adına yapılmış ve bu bağlamda
başvuruda bulunan üreticilerin yerli üretim dalını temsil niteliğini haiz
oldukları anlaşılmıştır. Soruşturma esnasında bu tespiti değiştirecek
herhangi bir somut bilgi alınmamıştır. İlgili tarafların
bilgilendirilmesi, bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesi MADDE 4 – (1) Soruşturma açılmasını
müteakip, ilgili soru formları, soruşturma açılış Tebliği ve başvurunun gizli
olmayan özetine ulaşmalarını sağlamak için, söz konusu ürünün tespit edilen
ithalatçılarına, Hindistan ve Tayvan’da yerleşik bilinen
üretici/ihracatçılara ve ayrıca anılan ülkelerde yerleşik diğer üretici/ihracatçılara
iletilebilmesini sağlamak amacıyla Hindistan’ın Ankara Büyükelçiliği ile
Taipei Ekonomi ve Kültür Misyonuna soruşturma açılışına ilişkin bildirim
yapılmıştır. (2) Taraflara soru formunu
yanıtlamaları için posta süresi dahil 37 gün süre tanınmış olup, tarafların
süre uzatımı yönündeki makul talepleri karşılanmıştır. Ayrıca, ilgili
taraflardan alınan bilgi ve belgelerin gizli olmayan özetleri talep eden
bütün ilgili tarafların bilgisine sunulmak üzere hazır tutulmuştur. (3) Yerli üretim dalı
soruşturma süresince Bakanlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde
talep edilen ilave bilgileri temin etmiştir. (4) Ayrıca, soruşturma
döneminde ithalat gerçekleştirdiği tespit edilen ve kendilerine soru formu
gönderilen ithalatçı firmaların 10’undan cevap alınmıştır. (5) Üretici-ihracatçı soru
formuna cevap veren ve soruşturma süresince işbirliğinde bulunan
üretici-ihracatçı firmalar, Hindistan’da yerleşik Reliance Industries Ltd,
Indorama Synthetics (I) Ltd, Supertex Inc., Welspun Syntex Ltd., Sanathan
Textiles Pvt Ltd, JBF Industries Ltd, Dodhia Synthetics Ltd, Alok Industries
ve Modern Petrofils’dir. Shubhalakshmi Polyesters Ltd. firması tarafından
gönderilen yanıtın değerlendirilmesi neticesinde firmanın soru formunu önemli
ölçüde yanıtsız bıraktığı anlaşıldığından adı geçen firma işbirliğine
gelmemiş sayılmıştır. (6) Soru formuna yanıt verme
süresinin sona ermesinden sonra soru formuna yanıtını gönderen Wellknown
Polyester Ltd. firmasının yanıtları değerlendirilmeye alınmamış, adı geçen
firma işbirliğine gelmemiş sayılmıştır. (7) Tayvan’da yerleşik
üretici/ihracatçı firmalardan işbirliğine gelen olmamıştır. (8) Yönetmeliğin 25 inci
maddesi uyarınca, soruşturma sonucundaki belirlemelere esas teşkil eden
bilgi, belge ve değerlendirmeleri içeren nihai bildirim işbirliğinde bulunan
ithalatçılar, Hindistan’da yerleşik üretici/ihracatçılar ile söz konusu
ülkelerin resmi temsilciliklerine iletilmiş olup karşıt görüş ve
değerlendirmelerini iletmeleri için makul süre tanınmıştır. (9) Soruşturma sonucunda
alınacak karara esas teşkil edecek bilgi, bulgu, tespit ve değerlendirmeleri
içeren nihai bildirim; soruşturma konusu ülkelerin Ankara Büyükelçilikleri
ile soruşturma sırasında görüş bildiren üretici/ihracatçılar, ithalatçılar ve
yerli üretim dalına iletilmiştir. Nihai bildirime ilişkin kendisine bildirim
yapılmış olan 2 üretici/ihracatçı ve 4 yerli üretici firmadan nihai
bildirimde yer alan hususlara ilişkin görüş alınmıştır. (10) Tarafların soruşturma
boyunca ortaya koyduğu tüm bilgi, belge ve görüşler incelenmiş, mezkûr
görüşlerden mevzuat kapsamında değerlendirilebilecek olanlara bu Tebliğin
ilgili bölümlerinde değinilmiştir. Yerinde doğrulama soruşturması MADDE 5 – (1) Yönetmeliğin 21 inci
maddesi çerçevesinde, yerli üreticilerden Korteks Mensucat Sanayi ve Ticaret
A.Ş.’nin Bursa’da bulunan üretim tesislerinde yerinde doğrulama soruşturması
gerçekleştirilmiştir. Gözden geçirme dönemi MADDE 6 – (1) Önlemin yürürlükten
kalkması durumunda, dampingin ve zararın devamı veya yeniden meydana
gelmesinin muhtemel olup olmadığının tespiti için 1/1/2009–30/9/2011
arasındaki dönem gözden geçirme dönemi olarak belirlenmiştir. İKİNCİ KISIM Soruşturma Konusu Ürün ve
Benzer Ürün Soruşturma konusu ürün ve
benzer ürün MADDE 7 – (1) Soruşturma konusu
ürün Hindistan ve Tayvan menşeli 5402.33 gümrük tarife pozisyonu (GTP) altında
yer alan poliesterlerden tekstüre ipliklerdir. (2) Yerli üretim dalı
tarafından üretilen poliesterlerden tekstüre iplikler ile soruşturma konusu
ülkeler menşeli poliesterlerden tekstüre ipliklerin benzer ürün olduğu
tespiti mevcut önlemin yürürlüğe girmesini sağlayan soruşturmada (esas
soruşturmada) yapılmıştır. Bu soruşturmada ise gerek yerli üretim dalı
tarafından üretilen gerekse soruşturma konusu ülkelerden Türkiye’ye ihraç
edilen poliesterlerden tekstüre ipliklerin işlevsel özellikleri, fiziksel
özellikleri, kullanım alanları, dağıtım kanalları, kullanıcıların algılaması
ve birbirini ikame edebilmeleri açısından benzer ürün olma durumunu ortadan
kaldıracak bir değişiklik olduğuna dair herhangi bir görüş alınmamıştır. (3) Bu nedenle, Hindistan ve
Tayvan menşeli soruşturma konusu ürün ile yerli üretim dalı tarafından
üretilen poliesterlerden tekstüre ipliklerin benzer ürün olduğu tespiti
geçerliliğini korumaktadır. (4) Soruşturma konusu eşya ile
ilgili açıklamalar genel içerikli olup uygulamaya esas olan GTP ve karşılığı
eşya tanımıdır. Bununla beraber, soruşturma konusu eşyanın Türk Gümrük Tarife
Cetveli’nde yer alan tarife pozisyonunda ve/veya tanımında yapılacak
değişiklikler bu Tebliğ hükümlerinin uygulanmasına halel getirmez. ÜÇÜNCÜ KISIM Dampingin Devam Etmesi veya
Yeniden Meydana Gelmesi İhtimali BİRİNCİ BÖLÜM Genel Genel MADDE 8 – (1) Yönetmeliğin 35 inci
maddesi çerçevesinde, soruşturma kapsamında yeni damping marjı hesaplanmamış,
önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin devam etmesinin veya yeniden
meydana gelmesinin muhtemel olup olmadığı incelenmiştir. İKİNCİ BÖLÜM Tayvan Önleme tabi ülkede sektörün
durumu ve kapasite fazlası MADDE 9 – (1) Polyester ve Hammaddeler
(Polyester & Raw Materials-PCI) dergisinin Şubat 2011 sayısında, Tayvan
polyester sanayinin 2010 yılında parlak bir dönem geçirdiği ve yaklaşık
300.000 tonluk üretim artışı ile yıllık 2.800.000 tonluk bir üretim miktarına
ulaştığı ifade edilmektedir. Her ne kadar bu veri iplik haricindeki sektörleri
de içeriyor olsa da bu üretim artışının tüm sektörlerde görülen büyümeden
kaynaklandığı da belirtilmektedir. (2) Derginin aynı sayısında,
polimer üretiminde 2011 yılında da 200.000 tonluk bir artışın muhtemel olduğu
ifade edilmekte ve bu artışın Lea Lea ve Far Eastern gibi firmaların
üretimlerindeki artıştan kaynaklanacağı ifade edilmektedir. Her iki firma da
tekstürize iplikte Tayvan’da yerleşik üretici/ihracatçılar arasında yer
almaktadır. Derginin Mart 2011 sayısında da 2011 yılındaki polyester üretim
kapasitesindeki artışın son on yılın en büyük kapasite artışı olacağı ifade
edilmektedir. (3) PCI dergisinin Haziran 2011
sayısında ise aralarında Tayvan’ın da bulunduğu iplik ihracatçısı ülkelerin
Hindistan ve Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) menşeli ihracat nedeniyle ihraç
pazarlarında ciddi bir rekabet sorunuyla karşılaşabileceği ifade
edilmektedir. (4) Chemical Fiber
International dergisinin Mart 2010 sayısında ise Tayvan’da yerleşik Nan-Ya
firmasının polyester iplik üretiminde dünyanın en büyük dokuzuncu firması
konumunda olduğu ifade edilmektedir. Dergide ayrıca tekstüre iplik
makinelerinin dünya sevkiyat rakamları da verilmiştir. Buna göre Tayvan
2007’de 2.040, 2008 yılında 2.568 ve 2009 yılında da 2.040 adet tekstüre
iplik makinesi almıştır. Bu çerçevede, Tayvan 2009 yılında dünyada yapılmış
olan tekstüre iplik makinesi yatırımlarının %8’ini gerçekleştirmiş olup
yatırım yapan ülkeler arasında dokuzuncu sırada yer almaktadır. (5) Bununla beraber, Tayvan’ın
Uluslararası Ticaret Merkezi’nden (International Trade Center-ITC) derlenen
2010 yılı ihracat istatistiklerine bakıldığında adı geçen ülkenin 161.467
tonluk tekstüre iplik ihracatı ile dünya ihracatı içerisinde %12’lik payla
üçüncü sırada yer aldığı görülmektedir. Bu veri Tayvan’ın önlem konusu
üründeki kurulu kapasitesinin ve ihracat yeteneğinin önemli bir göstergesi
niteliğindedir. Önleme tabi ülkenin diğer ülke
pazarlarındaki durumu MADDE 10 – (1) ITC verilerine göre,
Tayvan’ın en çok ihracat yaptığı ülkelerin başında ÇHC, Japonya ve Vietnam
gelmektedir. Tayvan’ın Japonya’ya yapmış olduğu ihracat 2009 yılında 16.211
ton iken 2011 yılında 23.072 tona yükselmiştir. Öte yandan, Vietnam’a yapılan
ihracat 2009 yılında 24.698 ton iken bu rakam 2011 yılında 22.138 tona
düşmüştür. ÇHC’ye yapılan ihracatta ise ciddi bir düşüş yaşanmış olup 2009
yılında 34.886 ton olan tekstüre iplik ihracatı 2011 yılında 23.884 tona
düşmüştür. Tayvan’ın toplam tekstüre iplik ihracat rakamlarına bakıldığında
ise, 2009 yılında 190.752 ton olan ihracatın 2011 yılında 148.376 tona düştüğü
gözlemlenmektedir. 2007-2011 yılları arasındaki dönemde Tayvan’ın toplam
ihracatı %51 oranında gerileyerek 223.424 tondan 148.376 tona gerilemiştir.
İhracatta yaşanan bu gerilemenin Tayvan’da ciddi düzeyde bir atıl kapasite
sorununa yol açtığı değerlendirilmektedir. Türkiye pazarının önemi MADDE 11 – (1) Türkiye Avrupa
Birliği (AB)’nin en önemli tekstil tedarikçilerinden biri olup makine parkı
ve yatırımları ile tekstil ve hazır giyimde dünyadaki önemli ülkelerden biri
olmaya devam etmektedir. Ayrıca, başta ÇHC olmak üzere Uzak Doğu’daki diğer
önemli tekstil üreticilerinin hammadde üretimlerini arttırarak kendi kendine
yeterli hale gelmeye başlamasıyla uluslararası rekabet zorlaşmış, daralan
yurtdışı pazar payları bu ülkelerdeki üreticilerin daha rekabetçi fiyatlandırma
politikaları benimsemelerine yol açmıştır. Bu nedenle, Tayvan için AB
pazarına yakınlığı ve önemli bir tekstil ve hazır giyim tedarikçisi olması nedeniyle
Türkiye pazarının önemini koruduğu, bütün bunların yanı sıra, Türkiye
pazarının rekabet şartlarının, dağıtım ve pazarlama kanallarının Tayvanlı
üretici/ihracatçılar tarafından iyi bilinmesinin Türkiye’yi bu üretici/ihracatçılar
için cazip kıldığı değerlendirilmektedir. Talebi etkileyen fiyat unsuru MADDE 12 – (1) Yerli üretim dalı
yaygın olarak kullanılan bir teknoloji ile üretim yapmakta olup ithalatçı
firmalara gönderilen soru formlarına gelen cevaplardan yerli ürün ile önlem
konusu ürün arasında kalite yönünden bir fark bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, ithalatçı firmalardan gelen cevaplardan anlaşıldığı üzere talebi
etkileyen ana unsurun rekabet avantajı elde etmek amacıyla fiyat olduğu
sonucu ortaya çıkmaktadır. Dampingli ihracatın fiyatlarını etkileyen ana
unsur ise dünyada aynı olan hammadde fiyatları ve artan rekabet ortamıdır. Tayvan’ın
toplam ihracatındaki azalma ile birlikte kapasite kullanım oranını etkin bir
seviyede tutma sorunuyla karşılaşması nedeniyle, hammadde fiyatlarının sabit
kalması durumunda bu ülkenin pazar payını arttırabilmek ve mevcut pazar
payını koruyabilmek adına fiyatlarını arttırma kabiliyetinin zayıflayacağı ve
bu koşulların Tayvanlı üreticileri dampingli ihracat yapmaya yönelteceği
değerlendirilmektedir. Esas soruşturmada tespit edilen
damping marjları MADDE 13 – (1) Mevcut önleme esas
teşkil eden soruşturma esnasında tespit edilen damping marjları, firmaların
önlemin yürürlükten kalkması halindeki muhtemel davranışlarını yansıtacak
önemli bir gösterge niteliği taşıdığından dikkate alınmıştır. Buna göre, esas
soruşturma sırasında Tayvanlı üretici-ihracatçı firmalar için tespit edilen
damping marjları CIF bedelin %9,9’u ile %28,6’sı arasında değişen önemli
düzeylerdedir. Diğer ülkelerce uygulanmakta
olan dampinge karşı önlemler MADDE 14 – (1) Tayvan’a karşı
Arjantin tarafından 14/5/2010 tarihinden itibaren FOB bedelin %6,7’si
oranında dampinge karşı vergi uygulanmaktadır. Bu önlem, Tayvan’ın sadece
ülkemize değil diğer ülkelere de dampingli ihracat yaptığını ve yukarıdaki
değerlendirmelerin tutarlı olduğunu, önlemin yürürlükten kalkması durumunda
benzer eğilimin devam etmesinin muhtemel olduğunu ortaya koymaktadır. İşbirliğinin olmaması MADDE 15 – (1) Türkiye’ye yapılan
ihracatın devam etmesine karşın soruşturma sırasında gönderilen soru formlarına
yanıt alınmamış olması önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingli
ihracatın devam etmesinin veya yeniden ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu
göstermektedir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Hindistan Önleme tabi ülkede sektörün
durumu ve kapasite fazlası MADDE 16 – (1) PCI dergisinin Şubat
2011 sayısında Hindistan polyester sanayinin yüksek talep nedeniyle 2010
yılında güçlü bir büyüme kaydettiği ve 500.000 tonun üzerinde bir üretim
artışının yaşandığı ifade edilmekte, 2011 yılında da büyümenin devam
etmesinin beklendiği belirtilmektedir. Derginin Haziran 2011 sayısında da Hindistan’ın
polyester üretim kapasitesinde yıllık bazda 400.000 tonluk bir artışın yaşandığı,
2011’in ikinci yarısında ÇHC ile birlikte toplam kapasite artışının bir
milyon tondan fazla olacağı kaydedilmektedir. Bu kapasite artışının büyük
kısmının ise polyester iplik üretimine yönelik olduğu ifade edilmektedir. (2) Reliance firması nihai
bildirime ilişkin yanıtında, yukarıda kullanılan verilerin tekstüre iplik
üretimine özgü olmadığını belirterek polyester sektörünün tamamına ilişkin
veriler kullanılarak değerlendirme yapılmasına itiraz etmiştir. Bununla
beraber, nihai bildirimde yer verilen yukarıdaki rakamlar Hindistan’daki
polyester sanayinin gelişimini göstermesi bakımından önem arz etmektedir. Öte
yandan, nihai bildirimde de ifade edildiği üzere söz konusu sektör
verilerinin önemli bir kısmının polyester iplik üretiminden kaynaklandığı
görülmektedir. Dolayısıyla, polyester sanayine ilişkin olsa da söz konusu
verilerin polyester iplik üretimindeki büyüme eğilimini de yansıttığı
düşünülmektedir. (3) Öte yandan, Chemical Fiber
International dergisinin Mart 2010 sayısında ise Hindistan’da yerleşik
Reliance firmasının dünyanın en büyük polyester iplik üreticisi olduğu ifade
edilmektedir. Dergide yer alan verilere göre Reliance firmasının Hindistan’da
gerçekleştirdiği yıllık üretim miktarı 2010 yılında 830.000 ton
seviyesindedir. Derginin Ekim 2010 sayısında ise Hindistan’ın tekstüre etme
ünitesi (spindle) ithalatında ÇHC’den sonra dünyada ikinci sırada yer aldığı
belirtilerek, Hindistan’ın 2007 yılında 57.328 adet, 2008 yılında 45.060 adet
ve 2009 yılında ise 41.552 adet spindle tedarik ettiği ifade edilmektedir.
Buna göre Hindistan’ın dünya spindle sevkiyatlarındaki payı %16
seviyesindedir. Bu oran Hindistan’daki yatırımların büyüklüğünü göstermesi
açısından önem arz etmektedir. (4) Ayrıca, Hindistan’ın
ITC’den derlenen 2010 yılı ihracat istatistiklerine bakıldığında adı geçen
ülkenin 199.848 tonluk ihracatı ile dünya ihracatı içerisinde %15’lik payla
ikinci sırada yer aldığı görülmektedir. (5) Welspun firması nihai
bildirime ilişkin yanıtında, nihai bildirimde ilgili taraflardan alınan
veriler yerine üçüncü taraflardan elde edilen verilerin kullanılmasına itiraz
etmiştir. Buna karşılık, önleme tabi ülke genelinde sektörün durumu ve
kapasite fazlasına ilişkin doğru bir değerlendirme yapılabilmesi için
güvenilir, tüm taraflarca ulaşılabilir ve bağımsız kaynaklardan derlenen
verilerden yararlanılmasının uygun olduğu düşünülmektedir. Önleme tabi ülkenin diğer ülke
pazarlarındaki durumu MADDE 17 – (1) ITC’den derlenen veriler
ışığında Hindistan’ın en çok ihracat yaptığı ülkelerin başında, Brezilya,
Türkiye, Meksika ve Peru gelmektedir. Hindistan’ın 2007 yılından 2010 yılına
kadar olan dönemde bu ülkelere yapmakta olduğu ihracatı arttırdığı, bununla
beraber söz konusu ihracatın ortalama birim fiyatlarının Türkiye’ye yapılan
dampingli ihracatın birim fiyatlarının altında olduğu ve adı geçen ülkelere
gerçekleştirilen ihracatın önemli oranlarda artış gösterdiği görülmektedir.
Bu bağlamda, Hindistan’ın 2010 yılında Brezilya’ya yaptığı ihracat 2007
yılında gerçekleştirdiği ihracata oranla %246 artarken Meksika ve Peru’ya
yaptığı ihracat ise sırasıyla %88 ve %427 oranlarında artmıştır. (2) Welspun firması nihai
bildirime ilişkin yanıtında, bahse konu ülkelere yapılan ihracata ilişkin
yukarıda belirtilen rakamların Hindistan’da yerleşik bütün firmaların
ihracatına yönelik olduğunu ve kendi firmalarının ihracatına ilişkin durumu
yansıtmadığını belirtmiştir. Buna karşılık, söz konusu değerlendirmeler firma
bazında yapılmamakta olup genel olarak Hindistan’ın bahse konu ürüne ilişkin
ihracat performansını yansıtma amacını taşımaktadır. (3) Diğer yandan, Reliance
firması soru formuna verdiği yanıtta öncelikle iç piyasaya odaklandıklarını
ve birçok ülkeye ihracat yapabilme imkanlarını arttırmayı planladıklarını
ifade etmektedir. Bu durum Hindistan’ın istediği takdirde ihracatını
arttırabileceği anlamına gelmekte olup önlemin yürürlükten kalkmasıyla
Türkiye’ye yapılan ihracatın artmasının muhtemel olduğunu göstermektedir. Türkiye pazarının önemi MADDE 18 – (1) Türkiye AB’nin en
önemli tekstil tedarikçilerinden birisi olup makine parkı, yatırımları ve
yurtdışındaki kalite imajı ile tekstil ve hazır giyimde dünyadaki önemli
ülkelerden biri olmaya devam etmektedir. Reliance firması gibi Hindistan’ın
ve dünyanın en büyük tekstüre iplik üreticisinin Türkiye’de çok sayıda
acentesinin bulunması Türkiye pazarına verdiği önemi göstermektedir. Bu
durum, önlemin yürürlükten kalkması halinde Türkiye’ye olan dampingli
ihracatın artmasının muhtemel olduğuna işaret etmektedir. Talebi etkileyen fiyat unsuru MADDE 19 – (1) Yerli üretim dalı
yaygın olarak kullanılan bir teknoloji ile üretim yapmakta olup sektörün
üretim kalitesi yönünden bir sıkıntısı bulunmamaktadır. İthalatçı soru
formlarına gelen cevapların değerlendirilmesinden talebi etkileyen ana
unsurun fiyat ve uzun vadeli satış imkanları olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Dampingli ihracatın fiyatlarını etkileyen ana unsur ise standart olan
hammadde fiyatları ile artan rekabet ortamı olacaktır. Dünyada özellikle
artan yatırımlarla oluşan kapasite fazlası nedeniyle Hindistan’da yerleşik
firmaların maliyetlerin sabit kalması durumunda pazar paylarını arttırabilmek
için fiyatlarını arttırmalarının güçleşeceğine işaret etmektedir. Esas soruşturmada tespit edilen
damping marjları MADDE 20 – (1) Mevcut önleme esas
teşkil eden soruşturma esnasında tespit edilen damping marjları, firmaların
önlemin yürürlükten kalkması halindeki muhtemel davranışlarını en iyi biçimde
yansıtacak önemli bir gösterge niteliği taşıdığından dikkate alınmıştır. Buna
göre, esas soruşturma sırasında Hindistan’da yerleşik üretici-ihracatçı
firmalar için tespit edilen damping marjları konulan vergi oranlarına eşit
olacak şekilde %6,8 ile %20,3 arasında değişen önemli düzeylerdedir. (2) Welspun firması nihai
bildirime verdiği yanıtında, soru formuna ayrıntılı olarak cevap verdiğini
ancak sunduğu verilerin kendisi için yeniden damping marjı hesaplamasında
kullanılmadığını ifade etmiştir. Firma sunduğu verilerin kullanılması halinde
inceleme dönemi boyunca damping marjının negatif olduğunun görüleceğini
belirtmiş ve dampingin devam etmediğini dile getirmiştir. (3) Bununla beraber, yürütülen
soruşturma bir NGGS olduğundan dampingin varlığı değil önlemin kalkması durumunda
dampingin devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olup
olmadığı hususu değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, dampingin belirlenmesi bu
değerlendirme için ihtiyari bir unsurdur ve Yönetmeliğin 41 inci maddesi kapsamında
bu soruşturmada damping belirlemesi yapılmasına gerek görülmemiştir. Diğer hususlar MADDE 21 – (1) Hindistan’da yerleşik
Reliance firması tarafından nihai bildirime ilişkin görüş belirtme süresinin
sona ermesinden sonra sunulan görüşte yürütülen soruşturmanın açılış
aşamasında bir NGGS olarak ilan edilmesine rağmen daha sonra hiçbir yasal
gerekçe gösterilmeksizin ve ilgili taraflara haber verilmeksizin bir yeni
ihracatçı soruşturmasını içerecek şekilde kapsamının genişletildiğini öne
sürmüştür. (2) Firma ayrıca, yürütüldüğünü
öne sürdüğü yeni ihracatçı soruşturması sonunda esas soruşturmada
işbirliğinde bulunan firmaların verileri kullanılarak belirlenen damping
marjının yeni ihracatçı konumundaki firmalara da teşmil edildiğini iddia
etmiştir. Firma, bu durumun Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) normlarına aykırılık
teşkil ettiğini ve bu firmalar için ayrı bir “yeni ihracatçı soruşturması”
yürütülerek damping marjı hesaplanması gerektiğini öne sürmüştür. (3) Soruşturma açılış
tebliğinde ve ilgili taraflara gönderilen tüm bildirimlerde de ifade edildiği
üzere söz konusu soruşturma bir NGGS’dir. Soruşturmanın hiçbir aşamasında
hiçbir firma için “yeni ihracatçı soruşturması” kapsamına girebilecek bir
değerlendirme yapılmamıştır. (4) Soruşturma kapsamında
Hindistan’dan işbirliğine gelen üretici/ihracatçılar NGGS kapsamında
kendilerine gönderilen soru formlarına yanıt vermişlerdir. Söz konusu soru
formları Yönetmeliğin 36 ncı maddesinde belirtilen koşulların var olup
olmadığını tespit etmeye yönelik olmadığı gibi işbirliğine gelen hiçbir
firmadan kendileri için bir yeni ihracatçı soruşturması açılması yönünde
Yönetmeliğin ilgili maddesinde belirtildiği şekilde yazılı bir talep
alınmamıştır. Dolayısıyla soruşturmanın kapsamının iddia edildiği gibi
genişletilmesi ve bir “yeni ihracatçı soruşturmasına” dönüştürülmesi söz
konusu değildir. (5) Reliance firması ayrıca,
zarara ilişkin değerlendirmenin üç yıllık dönemi kapsamadığını bunun DTÖ
normlarına aykırılık teşkil ettiğini öne sürmüştür. (6) Zarara ilişkin
değerlendirme, soruşturma döneminin 2011 yılının ilk dokuz aylık bölümünü
kapsayacak şekilde belirlenmesi nedeniyle, gözden geçirme dönemi olarak iki
yıl dokuz aylık bir dönem kabul edilmiştir. Bununla beraber ne DTÖ
Anti-Damping Anlaşmasında ne de İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında
Mevzuat hükümleri içerisinde NGGS’lerde zarar inceleme döneminin en az üç yıl
olacağına dair bir hüküm yer almamaktadır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Genel Değerlendirme MADDE 22 – (1) Yukarıdaki bilgiler değerlendirildiğinde,
ilgili ürünün dünyadaki ihracatında önemli paya sahip olan önleme tabi
ülkelerin Türkiye’ye yönlendirebilecekleri ciddi kapasite fazlalarının
bulunduğu, diğer ülkelerde artan rekabet ve kapasite fazlası nedeniyle fiyat
arttırmada zorlandıkları, Türkiye pazarının bu ülkeler için önemli olduğu, Tayvan
ve Hindistan menşeli ithalata olan talebin temel nedeninin fiyatlarının
uygunluğu olduğu, önlemin yürürlükten kalkması durumunda üretici ihracatçı
firmaların önlemin yokluğundaki davranışlarını en iyi yansıtacak olan mevcut
önleme esas teşkil eden soruşturmadaki damping marjlarının önemli oranda
olduğu da dikkate alındığında, önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin
devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu değerlendirilmektedir. DÖRDÜNCÜ KISIM Zararın Devamı veya Yeniden
Meydana Gelmesi İhtimali BİRİNCİ BÖLÜM Genel MADDE 23 – (1) Önlemin yürürlükte
olduğu dönemde, yerli üretim dalında zarar durumu ve önlemin yürürlükten
kalkması halinde zarara etki edebilecek muhtemel gelişmeler incelenmiştir. Bu
çerçevede, ithalatın miktarı ve muhtemel gelişimi, fiyatlarının gelişimi ve
muhtemel fiyat kırılması ile yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri
incelenmiştir. İthalat verileri incelenirken, soruşturma dönemini içeren 2009
ve 2010 yılları ile 2011 yılı 9 aylık verileri dikkate alınmıştır. İKİNCİ BÖLÜM Soruşturma Konusu İthalatın
Gelişimi İthalatın etkisinin toplu
değerlendirilmesi MADDE 24 – (1) Hindistan ve Tayvan
menşeli önlem konusu ürünün kendi aralarında ve yerli benzer ürünle rekabet
ettiği tespiti esas soruşturmada yapılmış ve üç ülkeden gerçekleşen dampingli
ithalatın etkileri toplu değerlendirilmiştir. (2) Bu nedenle, soruşturmaya eş
zamanlı konu olan Hindistan ve Tayvan’dan yapılan ithalatın etkileri toplu
değerlendirilmiştir. Maddenin genel ithalatı MADDE 25 – (1) Önlem konusu ürünün
genel ithalatı 2009 yılında 121.972 ton iken 2010 yılında artış göstererek
159.961 tona yükselmiştir. 2011 yılının ilk dokuz aylık verilerine göre ise
137.085 ton olarak gerçekleşmiştir. (2) Toplam ithalatın ortalama
birim fiyatları incelendiğinde ise 2009 yılında 2,25 ABD Doları/KG olan birim
fiyatın 2010 yılında 2,34 ABD Doları/KG’ye yükseldiği, 2011 yılının ilk dokuz
ayında ise 2,66 ABD Doları/KG olarak gerçekleştiği görülmektedir. Maddenin soruşturma konusu
ülkelerden ithalatı ve fiyatları MADDE 26 – (1) Hindistan menşeli
ithalatın gelişimi incelendiğinde, 2009 yılında 18.913 ton olarak gözlenen
ithalat miktarının 2010 yılında 31.135 tona ulaştığı görülmektedir. 2011 yılının
dokuz aylık verilerine göre ise bahse konu ülke menşeli ithalat miktarı
22.856 ton olarak gerçekleşmiştir. Hindistan menşeli ithalatın soruşturma
konusu madde ithalatı içerisindeki payına bakıldığında 2009 yılında %16
seviyesinde olan ithalat içindeki payın 2010 yılında %19’a yükseldiği, 2011
yılının dokuz aylık verilerine göre ise %17 olarak gerçekleştiği
görülmektedir. (2) Hindistan’dan
gerçekleştirilen ithalatın ortalama birim fiyatı 2009 yılında 2,06 ABD
Doları/KG iken, 2010 yılında 2,10 ABD Doları/KG’ye yükselmiş, 2011 yılının
ilk dokuz ayında ise 2,48 ABD Doları/KG’ye ulaşmıştır. (3) 2009 yılında 3.083 ton olan
Tayvan menşeli ithalat ise 2010 yılında 3.702 tona yükselmiştir. 2011 yılının
dokuz aylık verilerine göre ise Tayvan menşeli ithalatın miktarı 1.619 ton
olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde Tayvan menşeli ithalatın ithalat
içerisindeki payı incelendiğinde ise 2009 yılında %3 olan ithalat içi payın
2010 yılında %2’ye, 2011 yılının ilk dokuz ayında ise %1’e düştüğü
görülmektedir. (4) Tayvan’dan gerçekleştirilen
ithalatın ortalama birim fiyatlarına bakıldığında 2009 yılında 2,74 ABD
Doları/KG olan birim fiyatların 2010 yılında 3,18 ABD Doları/KG seviyesine
ulaştığı, 2011 yılının dokuz ayında ise 3,47 ABD Doları/KG’ye yükseldiği
görülmektedir. Soruşturma konusu ithalatın
pazar payı MADDE 27 – (1) Soruşturma konusu
ürünün yurtiçi tüketimi, yerli üretim dalının yurtiçi satışları ile
soruşturma konusu ipliklerin genel ithalatının toplanması suretiyle
hesaplanmıştır. (2) Bu çerçevede hesaplanan
toplam tüketim endeksi, 2009’da 100 iken 2010 yılında 126 birime
yükselmiştir. 2011 yılı ilk 9 ayına ilişkin tüketim verilerinin
yıllıklandırılması ile yapılan hesaplamaya göre endeks 120’ye düşmüştür.
Önlem konusu ülkeler menşeli soruşturma konusu poliesterlerden tekstüre
ipliklerin tüketim içindeki payı 2009 yılı 100 kabul edildiğinde 2010 yılında
126 birime çıkmış, 2011 yılında ise 124 birim olarak güncellenmiştir. Fiyat kırılması MADDE 28 – (1) Önlem konusu
ülkelerden gerçekleştirilen ithalatın yerli üretim dalının fiyatlarını kırıp
kırmadığı incelenmiştir. Fiyat kırılması hesap edilirken, yerli üreticinin
yıllık ortalama yurt içi satış fiyatı ile önlem konusu ürünlerin Türkiye
pazarına gümrük vergisi ile diğer ithal maliyetlerini içeren ağırlıklı ortalama
giriş fiyatı karşılaştırılmıştır. Hesaplama yapılırken ilgili ülkeler için
yürürlükte bulunan dampinge karşı önlemler dikkate alınmamıştır. Buna göre
CIF ihraç fiyatına göre Hindistan menşeli ithalatın 2010 yılında %15, 2011
yılının ilk dokuz ayında ise %20 düzeyinde fiyat kırılmasına neden olduğu, bu
dönemde Tayvan menşeli ithalatın ise fiyat kırılmasına neden olmadığı tespit
edilmiştir. (2) Bununla beraber, dampinge
karşı önlemlerin ithalatta ürün kompozisyonunu etkilemesi söz konusu
olduğundan her iki ülkenin kendilerine bu üründe herhangi bir önlem
uygulamayan diğer ülkelere gerçekleştirdiği ihracatın fiyatları incelenmiştir.
Potansiyel fiyat kırılması hesabı, gerek coğrafi yakınlığı gerekse ihracat
miktarı açısından Türkiye’ye benzerliği nedeniyle Mısır’a gerçekleştirilen
ihracatın ortalama birim fiyatları kullanılarak hesaplanmıştır. Buna göre
Hindistan’ın ITC’den temin edilen Mısır’a gerçekleştirdiği 2011 yılı dokuz
aylık ortalama ihraç fiyatları kullanılarak hesaplanan potansiyel fiyat
kırılması oranı %44 düzeyindedir. Tayvan’ın Mısır’a gerçekleştirdiği 2011
yılı dokuz aylık ortalama ihraç fiyatları kullanılarak hesaplanan potansiyel
fiyat kırılması oranı ise %9 düzeyindedir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Yerli Üretim Dalının Durumu Yerli üretim dalının ekonomik
göstergeleri MADDE 29 – (1) Önlem konusu
ithalatın yerli üretim dalı üzerindeki etkisinin belirlenmesinde, Korteks
Mensucat Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasının verileri esas alınmıştır. (2) Öte yandan, eğilimin
sağlıklı bir şekilde incelenmesi amacıyla Türk Lirası bazındaki veriler için
yıllık ortalama ÜFE kullanılarak enflasyondan arındırılmış reel değerler
kullanılmış ve veriler 2009 yılı=100 olacak şekilde endekslenmiştir. a) Üretim 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründe 2009 yılında 100 olan üretim miktar endeksi 2010 yılında 126 birime
yükselmiştir. Endeks değeri 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise 96
birim olarak gerçekleşmiştir. b) Satışlar 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründe 2009 yılında 100 olan yurtiçi satış miktar endeksi, 2010 yılında 121
birime yükselmiş, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise 86 birim
olarak gerçekleşmiştir. 2) Aynı dönemde yurtiçi satış
hâsılatı reel olarak incelendiğinde 2009 yılında 100 olan endeksin 2010
yılında 121 birime yükseldiği, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise
104 birim olarak gerçekleştiği görülmektedir. c) İhracat 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründe 2009 yılında 100 olan ihracat miktar endeksi 2010 yılında ise 127
birime yükseldiği, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise 97 birim
olarak gerçekleştiği görülmektedir. 2) Aynı dönemde ihracat
hasılatı reel olarak incelendiğinde ise 2009 yılında 100 olan endeksin 2010
yılında 125 birim olarak gerçekleştiği, 2011 yılının dokuz aylık verilerine
göre ise 118 birim olarak gerçekleştiği görülmektedir. ç) Yurtiçi Fiyatlar 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründe ağırlıklı ortalama yurtiçi birim satış fiyatı endeksinin, 2009 yılında
100 olarak alındığında, 2010 yılında 100 birim 2011 yılının dokuz aylık
verilerine göre ise 121 birim olarak gerçekleşmiştir. d) Pazar Payı 1) Soruşturma konusu ürünün
yurt içi tüketimi 2009 yılında 100 olarak alındığında 2010 yılında 126 birime
yükselmiştir. 2011 yılının dokuz aylık verileri tüm yıla dağıtıldığında
tüketim endeksinin 120 birim olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Yerli
üretim dalının ilgili üründe yurtiçi pazar payı endeksi ise 2009 yılında 100
olarak kabul edildiğinde 2010 yılında 95 birime gerilemiş, 2011 yılının dokuz
aylık verilerine göre ise 70 birim olarak gerçekleşmiştir. e) Stoklar 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründeki stok verileri incelendiğinde 2009 yılında 100 olan stok düzeyi
endeksi 2010 yılında 75’e gerilemiş, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre
ise 131 birim olarak gerçekleşmiştir. f) Kapasite ve Kapasite
Kullanım Oranı (KKO) 1) Yerli üretim dalının 2009 ve
2011 yılları arasındaki dönemde üretim kapasitesinde bir değişiklik
olmamıştır. Buna karşılık 2009 yılında 100 olan KKO endeksi, 2010 yılında
126’ya yükselmiş, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise 129 olarak
gerçekleşmiştir. g) İstihdam 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründeki çalışan toplam işçi sayısı endeksi 2009 yılında 100 kabul
edildiğinde 2010 yılında 104 birime yükselmiş, 2011 yılının dokuz aylık
verilerine göre ise 106 birim olarak gerçekleşmiştir. ğ) Ücretler 1) Yerli üretim dalının ilgili
ürün üretiminde çalışan işçilerinin aylık giydirilmiş brüt ücret endeksi 2009
yılında 100 olarak alındığında, 2010 yılında ise 99 birime gerilemiş, 2011
yılının dokuz aylık verilerine göre ise 99 birim olarak gerçekleşmiştir. h) Verimlilik 1) Yerli üretim dalının ilgili
ürün üretiminde çalışan işçi başına verimlilik endeksi 2009 yılında 100 iken,
2010 yılında 121 birime ulaşmış, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise
91 birim olarak gerçekleşmiştir. ı) Maliyetler 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründe ağırlıklı ortalama birim ticari maliyet endeksi 2009 yılında 100 iken,
takip eden dönemde düşüş göstererek 2010 yılında 93’e gerilemiş, 2011 yılının
dokuz aylık verilerine göre ise 105 birim olarak gerçekleşmiştir. i) Kârlılık 1) Yerli üretim dalının ilgili
üründe ticari maliyetleri ve ortalama yurt içi satış fiyatları dikkate
alınarak hesaplanan yurt içi ürün birim kârlılık endeksi 2009 yılında 100
olarak kabul edilmiştir. Endeks değeri izleyen yıllarda karlılıktaki artışla
birlikte 2010 yılında 550 birime yükselmiş, 2011 yılının dokuz aylık
verilerine göre ise 644 birim olarak gerçekleşmiştir. j) Nakit Akışı 1) Yerli üretim dalının ilgili
ürün satışları ile yarattığı nakit akışı endeksi 2009 yılında 100 iken, bu
rakam 2010 yılında ürün karlılığının pozitife dönmesiyle birlikte 146’ya
yükselmiş, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise 107 olarak
gerçekleşmiştir. k) Özkaynakların Kârlılığı ve
Yatırım Hasılatı 1) Yerli üretim dalının bütün
faaliyetleri ile ilgili olarak, 2009 yılı itibariyle 100 olan özkaynak
kârlılığı (Kâr/Özkaynak) endeksi, 2010 yılında 263’e yükselmiş, 2011 yılının
dokuz aylık verilerine göre ise 212 olarak gerçekleşmiştir. 2) Yatırım hasılatı (Kâr/Aktif
Toplamı) oranı endeksine bakıldığında ise 2009 yılında 100 olan endeks, 2010
yılında 247 olarak gerçekleşmiş, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise
197 olarak gerçekleşmiştir. l) Büyüme 1) Yerli üretim dalının bütün
faaliyetleri ile ilgili olarak, aktif büyüklüğü reel olarak 2009 yılında 100
iken, 2010 yılında 110’a yükselmiş, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre
ise 111 birim olarak gerçekleşmiştir. m) Sermaye Artışı 1) Yerli üretim dalının sermaye
artırma yeteneğini görebilmek amacıyla yerli üretim dalının bütün
faaliyetlerinde kullanılan öz sermayesinin gelişimi incelenmiştir. Buna göre,
2009 yılında 100 olan öz sermaye endeksi, 2010 yılında 103’e yükselmiş, 2011
yılının dokuz aylık verilerine göre ise 103 birim olarak gerçekleşmiştir. n) Yatırımlardaki Artış 1) Yerli üretim dalının yapmış
olduğu tevsi yatırımları 2009 yılında 100 olarak alındığında, 2010 yılında
2’ye gerilemiş, 2011 yılının dokuz aylık verilerine göre ise 53 birim olarak
gerçekleşmiştir. Ayrıca, yerli üretim dalının 2009-2011 döneminde yenileme
yatırımı yapmadığı görülmektedir. Ekonomik göstergelerin
değerlendirilmesi MADDE 30 – (1) Yerli üretim dalından
temin edilen veriler ışığında yapılan incelemeler sonucunda, 2009 yılında
krizin etkisiyle bozulan ekonomik göstergelerin 2010 yılında düzelmeye
başlamış olduğu görülmektedir. 2011 yılında üretim rakamları, yurt içi ve
yurt dışı satışlar, kapasite kullanım oranı ve istihdam gibi göstergelerde
2009 yılına kıyasla bir düzelme olmuştur, ancak yerli üretim dalının pazar
payında sürekli gerileme yaşanmaktadır. Bu bağlamda, önleme rağmen soruşturma
konusu ülkelerden Hindistan pazar payını arttırmaya devam etmekte iken
Tayvan’ın ise pazar payını koruduğu gözlemlenmektedir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Zararın Devamı veya Yeniden
Meydana Gelmesi İhtimali MADDE 31 – (1) Yönetmeliğin 35 inci
maddesi hükümleri gereğince, önlemin sona ermesi halinde zararın devamı veya
yeniden meydana gelmesinin muhtemel olup olmadığı değerlendirilmektedir. Bu
kapsamda, taraflarca ortaya konulan ve yapılan araştırmalar sonucunda elde
edilen veriler çerçevesinde soruşturmaya konu ithalatın muhtemel seviyesi ve
fiyatları ile bunun yerli üretim dalının fiyatları üzerinde etkisi, önlem
konusu ülkelerdeki sektörün durumu ve Türkiye’ye yönlendirebilecekleri fazla
kapasitelerinin bulunup bulunmadığı, Türkiye dışında bu ülkelere ticaret politikası
önlem uygulaması olup olmadığı, önleme tabi ülkelerin diğer ülkelerde pazar
bulma imkanları ile önlemin yürürlükten kalkması durumunda soruşturmaya konu
ithalatın yerli üretim dalı üzerindeki muhtemel etkileri incelenmektedir. a) Önleme konu ithalatın
muhtemel seviyesi 1) Önleme konu ülkelerden
yapılan poliesterlerden tekstüre iplik ithalatının seyri incelendiğinde,
bunun toplam Türkiye tüketimi, toplam ithalatın seviyesi ve uygulanmakta olan
önlemlerden etkilendiği görülmektedir. Genel ithalat 2009 yılında (bir önceki
yıla göre) kriz nedeniyle %23 oranında daralırken Hindistan ve Tayvan’dan
yapılan ithalat %114 gibi büyük bir oranda artmıştır. 2010 yılında ise,
soruşturma konusu ülkelerden yapılan ithalat bir önceki yıla kıyasla genel
ithalattaki %31 artıştan daha yüksek seviyede, %58 seviyesinde artmıştır.
Devam eden 2011 yılının ilk dokuz ayında ise soruşturma konusu ülkelerden
yapılan ithalat %30 oranında daralırken genel ithalat %15 oranında
daralmıştır. Genel olarak değerlendirildiğinde, söz konusu ülkelerden yapılan
ithalatın önleme rağmen devam etmekte olduğu ve önlemin yürürlükten kalkması
halinde artarak devam etmesinin muhtemel olduğu görülmektedir. b) Dampingli ithalatın muhtemel
fiyatları, fiyat kırılması ve talebe etkisi 1) Önleme konu ülkelerden
yapılan ithalatın fiyatlarını, girdi maliyetleri özellikle de en temel girdi
olan petrol fiyatları, yurt dışı piyasalardaki rekabetin yoğunluğu ve ürün
tipleri belirlemektedir. Önlemin yürürlükten kalkması halinde Tayvan ve
Hindistan’ın birim fiyatlarının hammadde fiyatlarına bağlı olarak değişeceği
değerlendirilmektedir. Diğer taraftan dünyada oluşan kapasite fazlasının yol
açtığı rekabet nedeniyle hammadde fiyatlarının sabit kalması halinde fiyatların
yukarı yönde hareket etmesi muhtemel görünmemektedir. Önlem konusu ürünün
tekstil sektörünün bir girdisi olduğu ve çok küçük fiyat avantajlarının
tedarikçi tercihinde büyük önem taşıdığı dikkate alındığında, önlemin
yürürlükten kalkması durumunda bu ülkelerden yapılan ithalatın artmasının
muhtemel olduğu değerlendirilmektedir. c) Önleme tabi ülkelerdeki
sektörün durumu ve kapasite fazlası 1) Dampingin devamı ve yeniden
meydana gelme ihtimali bölümünde de belirtildiği üzere Hindistan ve Tayvan’da
şikayet konusu ürüne ilişkin önemli miktarda üretim kapasitesinin bulunduğu,
bu ülkelerin dünyanın ilk üç ihracatçısından ikisi olduğu görülmektedir.
Tayvan’ın 2007 yılında %15 olan dünya poliesterlerden tekstüre iplik ihraç
pazarındaki payı 2011 yılında %11’e düşerken, Hindistan 2007 yılında %5 olan
payını 2011 yılında %13’e yükseltmiştir. Ayrıca her iki ülkede de soruşturma
konusu ürün üretimine yönelik yatırımlar da ciddi düzeylerdedir. 2) Bu bilgiler ışığında önleme
tabi ülkelerde Türkiye pazarına göre çok büyük üretim kapasitelerinin ve
kapasite fazlalarının bulunduğu, önlemin yürürlükten kalkması durumunda bu
kapasite fazlalığının Türkiye pazarına yönlendirilmesi ve bunun sonucunda da
yerli üretim dalında zararın devamı veya yeniden meydana gelmesi ihtimalinin
var olduğu değerlendirilmektedir. ç) Önleme tabi ülkenin diğer
ülke pazarlarındaki durumu 1) Tayvan’ın en çok ihracat
yaptığı ülkeler olan ÇHC, Japonya ve Vietnam’a ihracatında önemli ölçüde
azalma olmuş ve bu durum ciddi kapasite fazlasının oluşmasına yol açmıştır.
Bunda ÇHC’nin son zamanlarda yaptığı önemli seviyedeki kapasite artışları ile
iç piyasasındaki talebi kendisinin karşılamasına ilave olarak ihracatını da
artırmış olmasının etkisi vardır. 2) Hindistan’ın en çok ihracat
yaptığı ülkelerin başında, Brezilya, Türkiye ve Meksika gelmektedir. Hindistan’ın
2007 yılından bu yana bu ülkelere yapmakta olduğu ihracatı arttırdığı,
bununla beraber ortalama birim fiyatların Türkiye’ye yapılan ihracatın birim
fiyatlarının altında olduğu görülmektedir. Diğer taraftan Chemical Fiber
International dergisinin Mart 2010 sayısına göre, sadece Reliance firmasının
2010 yılı poliesterlerden iplik üretimi 830.000 ton iken, Hindistan’ın 2010
yılında yapmış olduğu 192.091 tonluk ihracatın miktarı oldukça düşük bir
seviye olmakla birlikte gerek mevcut kapasite fazlası gerekse dış pazarlara
açılma hedefi nedeniyle ihracat miktarının artması muhtemeldir. Hindistan
tarafından 2011 yılında yapılmış olan 210.669 tonluk ihracat da bu öngörüyü
doğrulamaktadır. d) Önlem konusu ithalatın yerli
üretim dalı üzerindeki muhtemel etkileri 1) Yukarıdaki bilgiler dikkate
alındığında, önleme tabi ülkelerin büyük üretim kapasitelerine ve kapasite
fazlalarına sahip olduğu, mevcut önlemin ortadan kalkması durumunda dampingli
ithalatın artarak devam edeceği ve zararın devamı veya yeniden meydana
gelmesi ihtimalinin var olduğu değerlendirilmektedir. BEŞİNCİ KISIM Nedensellik Bağı ve Diğer
Unsurlar Dampingli ithalatın etkisi MADDE 32 – (1) İthalatın hem
dampingli olarak devam etmesi veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olması
hem de önlemin ortadan kalkması durumunda yerli üretim dalının fiyatının
kırılmasının muhtemel olması, soruşturma konusu ülkelerin Türkiye’ye
yönlendirebilecek fazla ihracat kapasitesinin bulunması, önlem konusu
ülkelerdeki üretici/ihracatçıların Türkiye pazarını çok iyi bilmeleri ve
dağıtım kanallarına kolay ve hızlı biçimde nüfuz edebilecek durumda olmaları
nedeniyle mevcut önlemin ortadan kalkması durumunda dampingli ithalatın ve
zararın devamına veya yeniden meydana gelmesine yol açmasının muhtemel olduğu
değerlendirilmektedir. Üçüncü ülkelerden ithalat MADDE 33 – (1) 2009 ile 2011 yılının ilk 9
aylık döneminde üçüncü ülkelerden yapılan ithalat incelendiğinde, önlem
sonrasında 2009 yılındaki krizin de etkisiyle ithalatın düştüğü, 2010 yılında
ise önleme tabi ithalatta olduğu gibi önemli seviyede arttığı
gözlemlenmektedir. 2011 yılında önleme tabi ithalat bir önceki yıla kıyasla
aynı seyirde devam ederken üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta bir artış
olduğu görülmektedir. Bununla beraber üçüncü ülkelerden gerçekleştirilen
ithalattaki artış, fiyat bazında rekabete işaret etmekte, önlemin yürürlükten
kalkması durumunda önlem konusu ülkelerden yapılan dampingli ithalat
nedeniyle yerli üretim dalında zararın devam etmesinin veya yeniden meydana
gelmesinin muhtemel olduğu görüşünü desteklemektedir. ALTINCI KISIM Sonuç Karar MADDE 34 – (1) Soruşturma sonucunda,
meri önlemlerin yürürlükten kaldırılması halinde dampingin ve zararın devamı
veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu tespit edildiğinden İthalatta
Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun kararı ve Ekonomi Bakanının onayı ile
soruşturma konusu ürün için uygulanmakta olan dampinge karşı önlemlerin
aşağıda belirtilen şekilde aynen uygulanmaya devam edilmesine karar
verilmiştir.
Uygulama MADDE 35 – (1) Gümrük idareleri, Karar
maddesinde gümrük tarife pozisyon numarası, tanımı ve menşe ülkesi belirtilen
eşyanın ithalatında, karşılarında gösterilen tutarlarda dampinge karşı kesin
önlemi tahsil ederler. Yürürlük MADDE 36 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde
yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 37 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini
Ekonomi Bakanı yürütür. 27 Kasım 2012
SALI |