GÜNCEL: 04/08/2016

Ekonomi Bakanlığından:

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2016/35)

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

 

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 15/5/2015 tarihli ve 29356 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/19) ile başlatılan ve Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen damping soruşturması sonucunda alınan kesin önlem kararının yürürlüğe konulmasıdır.

 

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 14/6/1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğe dayanılarak hazırlanmıştır.

 

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Bakanlık: Ekonomi Bakanlığını,

b) ÇHC: Çin Halk Cumhuriyetini,

c) DTÖ: Dünya Ticaret Örgütünü,

ç) DTÖ ADA: Dünya Ticaret Örgütü Anti-Damping Anlaşmasını,

d) Genel Müdürlük: Bakanlık İthalat Genel Müdürlüğünü,

e) GTİP: Gümrük tarife istatistik pozisyonunu,

f) Hubei Group: Hubei Xinyegang Special Tube Co., Ltd. ve Hubei Xinyegang Steel Co., Ltd. firmalarını,

g) JESDER: Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneğini,

ğ) Kalibre Boru: Kalibre Boru San. ve Tic. A.Ş. firmasını,

h) Kanun: 14/6/1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunu,

ı) Sardoğan: Sardoğan Endüstri Ticaret firmasını,

i) Shandong Huitong Group: Shandong Huitong Industrial Co., Ltd. ve Shandong Haixinda PetroleumMachinery Co., Ltd. firmalarını,

j) TPCO: Tianjin Pipe Manufacturing Co., Ltd. firmasını,

k) TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumunu,

l) Yönetmelik: 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliği,

m) YÜD: Yerli üretim dalını,

n) 2015/19 sayılı Tebliğ: 15/5/2015 tarihli ve 29356 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/19)’i,

o) 2016/3 sayılı Tebliğ: 12/2/2016 tarihli ve 29622 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2016/3)’i,

ifade eder.

 

İKİNCİ BÖLÜM

Genel Bilgi ve İşlemler

 

Soruşturma

MADDE 4 – (1) Yerli üretici Sardoğan firması tarafından yapılan ve Tufanoğlu Boru Metal Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından desteklenen başvuruda, ÇHC menşeli “demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme borular”ın Türkiye’ye dampingli ve sübvansiyonlu fiyatlarla ihraç edildiği ve bu durumun YÜD’de zarara neden olduğu iddiasıyla anılan ülke menşeli söz konusu ürün ithalatına karşı önlem alınması talep edilmiştir. Bu kapsamda, ÇHC menşeli “demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme borular” için 15/5/2015 tarihli ve 29356 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/19) ile damping ve sübvansiyon soruşturmaları başlatılmıştır.

(2) Yürütülen damping soruşturması esnasında ithalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin mevzuat kapsamında dampinge karşı geçici önlem alınmasını haklı kılacak nedenlerin varlığının tespit edilmesi üzerine, 12/2/2016 tarihli ve 29622 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2016/3) ile ÇHC menşeli soruşturma konusu ürüne CIF ithalat bedelinin %22,15’i ile %50,35’i arasında değişen oranlarda 6 ay süreli teminat şeklinde dampinge karşı geçici önlem yürürlüğe konulmuştur.

(3) 2015/19 sayılı Tebliğ ile başlatılan ve Bakanlık tarafından yürütülen damping soruşturması tamamlanmıştır. Diğer taraftan, 2015/19 sayılı Tebliğ ile ÇHC menşeli bahse konu ürünlere yönelik açılan sübvansiyon soruşturması devam etmektedir.

 

Soruşturma dönemi ve zarar inceleme dönemi

MADDE 5 – (1) Damping belirlemesi için 1/1/2014-31/12/2014 tarihleri arası soruşturma dönemi olarak kabul edilmiştir. Zarar belirlemelerinde ise veri toplama ve değerlendirme için 1/1/2012-31/12/2014 arasındaki dönem zarar inceleme dönemi olarak belirlenmiştir.

 

YÜD’ün temsil niteliği

MADDE 6 – (1) Başvuru aşamasında sunulan delillerden, başvurunun Yönetmeliğin 20 nci maddesi çerçevesinde YÜD’ü temsil niteliğini haiz olduğu anlaşılmıştır.

(2) Soruşturma açılmasını müteakip, yerli üretici Sardoğan firmasının soğuk çekilmiş boru üretme yeteneğini haiz olmasına rağmen, bahse konu piyasada tek yerli üretici olmadığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine, soğuk çekilmiş boru piyasasındaki diğer yerli üreticilere soru formu gönderilmiş ve söz konusu piyasanın en büyük kapasiteli yerli üreticisi Kalibre Boru firması, şikayet konusu üründe yürütülen soruşturmaları desteklediğine ilişkin yazılı görüşü ile kendisine gönderilen yerli üretici soru formunu doldurarak Genel Müdürlüğe iletmiştir.

(3) Piyasada yer alan diğer yerli üreticilerden Borusan Mannesmann Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Antes Çelik Boru San. Tic. Ltd. Şti. firmaları ise mevcut soruşturmayı desteklediklerine ilişkin dilekçelerini Genel Müdürlüğe iletmişlerdir. 2016/3 sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra yapılan tespitler neticesinde, Borusan Mannesmann Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasının soruşturma konusu “demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme borular”ın üretimini yapmadığı; ancak, dikişsiz sondaj ve muhafaza borularına alternatif olarak kullanılabilen ERW kaynaklı dikişli sondaj ve muhafaza borularının üretimini gerçekleştirdiği görülmüştür. Söz konusu firma, her ne kadar soruşturmayı desteklese de Yönetmeliğin 18 inci maddesi hükümlerince benzer mal üreticisi olmaması nedeniyle YÜD kapsamında değerlendirilmemiştir.

(4) Bazı ihracatçı firmaların nihai bildirime yönelik sundukları görüşlerde başvurunun YÜD’ü temsil şartını haiz olmadığı, soruşturmanın açılış aşamasında yapılması zorunlu olan temsil testinin tam olarak yapılmadığı, soruşturmanın açılış aşamasında Sardoğan firmasının soruşturmaya konu ürünün toplam Türkiye üretiminin %25’ini karşılamadığı ve soruşturmanın Yönetmeliğin 18 inci ve 20 nci maddelerinde yer alan hükümlere aykırı olarak başlatıldığı iddia edilmektedir.

(5) Soruşturma açılışından önce, Sardoğan firmasının başvuru aşamasında sunduğu delillerle beraber Bakanlığın yaptığı pazar analizi sonucu, Sardoğan firmasının soruşturma konusu ürünün tüm tiplerinde Yönetmeliğin 18 inci ve 20 nci maddeleri hükümlerince YÜD’ü temsil yeteneğini haiz olduğu tespit edilmiş ve bu husus 2015/19 sayılı Tebliğin 3 üncü maddesinde vurgulanmıştır. Öte yandan, soruşturma açılışından sonra, bazı ilgili tarafların Bakanlığa sunmuş olduğu görüşlerden yola çıkarak, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği üzere soruşturma konusu ürünün soğuk çekilmiş olanları için ilave bir pazar araştırması yapılmış ve yapılan araştırma sonucunda YÜD yeniden tanımlanmıştır. Yeniden tanımlanan YÜD’ün Yönetmeliğin 18 inci ve 20 nci maddeleri hükümlerince YÜD’ü temsil yeteneğini haiz olduğunun tespiti ise gerek 2016/3 sayılı Tebliğin 5 inci maddesi gerekse de 20/6/2016 tarihinde yayımlanan nihai bildirim raporunun 4 üncü maddesinde yapılmıştır. Buna göre, başvuru aşamasında sunulan deliller ve yapılan pazar araştırması sonucunda Sardoğan firmasının YÜD’ü temsil yeteneğini haiz olduğu ile soruşturma esnasında YÜD’ün yeniden tanımlanması sonucu Sardoğan ve Kalibre Boru firmalarının YÜD’ü temsil yeteneğini haiz olduğu tespitleri geçerliliğini korumaktadır. Bu bağlamda, YÜD’ü temsil testinin soruşturmanın açılışından sonra tekrar yapılması, soruşturmanın açılışından önce yapılan temsil testinin geçerliliğini etkilememektedir. Nitekim DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organı’nda görülen DS397 simgeli EC-Fasteners panelinin nihai raporunun 7.171 numaralı paragrafında ifade edildiği üzere soruşturmanın açılışından sonra yeniden yapılmak zorunda kalınan temsil testi, soruşturmanın açılışından evvel yapılan temsil testinin sıhhatine halel getirmemektedir.

(6) Gerek başvuru aşamasında yapılan temsil testinde, gerekse de soruşturma esnasında tekrar yapılan temsil testinde, başvuruyu destekleyen üreticilerin benzer mal üretim miktarları toplam Türkiye benzer mal üretiminin %25’inden az değildir. Yapılan inceleme sonucunda, bazı ihracatçı firmaların bu hükmün aksine sunmuş oldukları delillerin dayanaksız olduğu; dolayısıyla, gerek 2016/3 sayılı Tebliğin 5 inci maddesinde, gerekse de 20/6/2016 tarihli nihai bildirim raporunun 4 üncü maddesinde yapılan tespitlerin geçerliliğini etkilemediği değerlendirilmiştir. 

(7) Başvuru sahibi Sardoğan firması ile yerli üretici soru formunu doldurup Genel Müdürlüğe ileten Kalibre Boru firması, raporun bundan sonraki bölümlerinde YÜD olarak anılacaktır.

(8) Bazı ihracatçı firmaların nihai bildirim sonrası Bakanlığa sunmuş oldukları yazılı görüşlerde, YÜD’ün DTÖADA’nın 4.1 inci maddesi hükümlerince yerli üretimin önemli bir bölümünü gerçekleştiren üreticiler esasında belirlenmediği, Sardoğan ve Kalibre Boru firmalarının benzer ürünün Türkiye üretiminin önemli bir bölümü kıstasını karşılamadıkları, YÜD tanımının soruşturmanın açılışı aşamasında yapılması gerektiği, soruşturma açıldıktan sonra tanımın değiştirilemeyeceği, DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organı’ndan görülen DS331 simgeli Mexico – Pipes and Tubes panelinin nihai raporunun 7.322 nci paragrafı uyarınca yerli sanayi tanımının soruşturmanın başlangıcından sonuna kadar tutarlı bir şekilde muhafaza edilmesi gerektiği, dolayısıyla soruşturmanın açılışından sonra değiştirilen YÜD tanımının zarar bulmak amacıyla olabileceği ve bu durumun, DTÖ ADA’nın 3.1 inci maddesine aykırılık teşkil edeceği ifade edilmiştir.

(9) Soruşturmanın açılış aşamasında zarar incelemesi Sardoğan firmasının verileri üzerinden yapılarak YÜD tanımı, yerli üretimin önemli bir bölümünü gerçekleştiren firmalar üzerinden yapılmıştır. Soruşturma esnasında elde edilen bilgi ve bulgular sonucunda YÜD yeniden tanımlanmış ve Kalibre Boru firmasının ekonomik göstergeleri de zarar incelemesinde değerlendirilmiştir. Sardoğan ve Kalibre Boru firmaları birlikte değerlendirildiğinde benzer malın toplam Türkiye üretiminin %5X’ini yani önemli bir bölümünü gerçekleştirmektedirler. Bu çerçevede, soruşturma esnasında değişen YÜD tanımı yine yerli üretimin önemli bir bölümünü gerçekleştiren firmalar üzerinden yapılmıştır. İlaveten, DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organı’ndan görülen DS331 simgeli Mexico – Pipes and Tubes panelinin nihai raporunun 7.322nci paragrafında YÜD tanımının soruşturma esnasında elde edilen delillere göre değişemeyeceği hükmü yer almamaktadır. Bahse konu paragrafta, YÜD tanımı eğer yerli üretiminin tamamı şeklinde yapıldıysa ekonomik göstergelerin de bu minvalde bütün üreticilerden derlenmesi gerektiği, eğer YÜD tanımı yerli üretimin önemli bir bölümünü gerçekleştiren firmalar olarak tanımlandıysa ekonomik göstergelerin de bu minvalde seçili firmalardan derlenmesi gerektiği ile soruşturma boyunca yerli üretimin tamamı ya da önemli bir bölümü olarak yapılan YÜD tanımının tutarlı bir şekilde kullanılması gerektiği hususu vurgulanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, Kalibre Boru firmasının eklenmesiyle değişen YÜD tanımının soruşturmanın açılışında olduğu gibi yerli üretimin önemli bir bölümünü temsil eden üreticiler olarak yapıldığı değerlendirilmiş ve bu tanım soruşturma boyunca tutarlı bir şekilde kullanılmıştır.

(10) YÜD tanımı, bu maddenin ikinci fıkrasında ifade edildiği üzere, başvuru sahibi Sardoğan firmasının soruşturma konusu ürünün bir tipinde tek yerli üretici olmadığı tespitinin yapılmasının ardından yapılan pazar araştırması sonucu kendisine gönderilen soru formuna cevap veren Kalibre Boru firmasının eklenmesi suretiyle yeniden tanımlanmıştır. YÜD’ün yeniden tanımlanmasının amacının zarar gören yerli üreticileri seçip zarar görmeyen yerli üreticileri hariç bırakmak olmadığı izahtan varestedir. Bu açıdan bakıldığında, YÜD tanımının yeniden yapılması, DTÖ ADA’nın 3.1 inci maddesinde yer alan tarafsız inceleme hükmüne halel getirmemektedir.

 

İlgili tarafların bilgilendirilmesi, dinlenmesi ve bilgilerin değerlendirilmesi

MADDE 7 – (1) Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma konusu ürünün Bakanlıkça tespit edilen ÇHC’de mukim bilinen üreticilerine/ihracatçılarına, Türkiye’de yerleşik ithalatçılarına ve ayrıca ÇHC’de yerleşik diğer üreticilere/ihracatçılara iletilebilmesini teminen ÇHC’nin Ankara’daki Büyükelçiliğine soruşturmanın açılışına ilişkin bildirimde bulunulmuştur.

(2) Bildirimde, soruşturma açılış Tebliğine, başvurunun gizli olmayan metnine ve soru formlarına nereden erişileceğine dair bilgiler verilmiştir.

(3) Taraflara görüş bildirme ve soru formunu yanıtlamaları için posta süresi dâhil 37 gün süre tanınmıştır. Ayrıca, ilgili tarafların süre uzatımı yönündeki makul talepleri karşılanmıştır.

(4) YÜD, soruşturma süresi boyunca Bakanlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave bilgileri temin etmiştir.

(5) ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı firmalardan Anhui Tianda Oil Pipe Company Limited, Hubei Group, Jiangsu Changbao Steel Tube Co., Ltd., Liaocheng Ritong Steel Co., Ltd., Shandong Huitong Group, Tianjin Tiangang Special Petroleum Pipe Manufacture Co., Ltd., TPCO ve Shandong Zhongzheng Steel Pipe Manufacturing Co., Ltd. firmaları soru formuna cevaplarını göndermişlerdir. Ancak, ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı firmaların sayısının fazla olması nedeniyle Yönetmeliğin 27 nci maddesi hükümleri uyarınca örnekleme yoluna gidilmiştir. Bu kapsamda, işbirliğine gelen üretici/ihracatçılar arasından Türkiye’ye miktar bazında en fazla ihracatı olan Anhui Tianda Oil Pipe Company Limited, Hubei Group, Shandong Huitong Group ve TPCO firmaları örneklemeye dâhil edilmiştir. Örneklemeye dâhil edilecek firmalar belirlendikten sonra ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı firmalardan soru formuna cevap verenlere görüşlerini sunmaları için bildirimde bulunulmuştur. Ancak, bahse konu bildirime Anhui Tianda Oil Pipe Company Limited firması olumsuz cevap vermiş ve soruşturmadan çekilme kararını Genel Müdürlüğe iletmiştir. Yapılan değerlendirme sonucu, örneklemeye ilk sefer seçilen üç firma ile soruşturmaya devam edilmesine karar verilmiş ve konuya ilişkin bildirim ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı firmalardan soru formuna cevap verenlerle paylaşılmıştır.

(6) Soruşturma konusu ürünün ticaretini gerçekleştiren tacir firmalardan Liaocheng MM Steel Co., Ltd. veShandong Zhongli Steel Pipe Co., Ltd. firmaları kendilerine gönderilen tacir soru formlarını doldurarak Genel Müdürlüğe iletmişlerdir.

(7) Soruşturma konusu ürünün ithalatını gerçekleştirdiği tespit edilen ve kendisine soru formu gönderilmiş olan ithalatçı firmaların 30’undan cevap alınmıştır.

(8) 2016/3 sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra bazı ilgili taraflardan geçici önleme yönelik görüş ve öneriler gelmiştir. Bu çerçevede, ÇHC Hükümeti, örnekleme dâhilinde yer alan ihracatçı firmalar, 14 ithalatçı/kullanıcı firma, yerli üretici Sardoğan firması ile Ankara Sanayi Odası, Kocaeli Sanayi Odası, Konya Sanayi Odası ve JESDER Bakanlığa görüşlerini yazılı olarak bildirmişlerdir. 

(9) Soruşturma sonucunda alınacak karara esas teşkil edecek bilgi, bulgu, tespit ve değerlendirmeleri içeren nihai bildirim raporu 20/6/2016 tarihinde ÇHC’nin Ankara’daki Büyükelçiliği ile ÇHC’de yerleşik soru formuna cevap vermiş tüm üretici/ihracatçı firmalara, ithalatçı/kullanıcılara, yerli üreticilere ve yerli üreticileri/ithalatçıları/kullanıcıları temsil eden meslek kuruluşlarına iletilmiştir. Tüm ilgili taraflara nihai bildirime ilişkin görüş bildirmeleri için yeterli süre tanınmıştır.

(10) Nihai bildirim sonrasında, tarafların nihai bildirime ilişkin görüş ve savlarını sözlü olarak da sunmalarına imkân tanımak amacıyla tüm ilgili tarafların katılımı ile 30/6/2016 tarihinde kamu dinleme toplantısı ve 1/7/2016 tarihinde firma özel dinleme toplantıları düzenlenmiştir.

(11) Yönetmeliğin 24 üncü maddesi hükümlerince ilgili taraflarca sözlü olarak paylaşılan bilgiler, yazılı olarak sunulmaları halinde Genel Müdürlükçe dikkate alınmaktadır. Bu kapsamda, 4 ihracatçı firma, Ankara Sanayi Odası, JESDER, 5 ithalatçı/kullanıcı firma ile Sardoğan firması nihai bildirim ve dinleme toplantılarına yönelik görüşlerini yazılı olarak Genel Müdürlüğe iletmişlerdir.

(12) Tarafların soruşturma boyunca ortaya koyduğu tüm bilgi, belge ve görüşler incelenmiş, mezkûr görüşlerden soruşturma kapsamında değerlendirilebilecek olanlara 20/6/2016 tarihinde yayımlanan nihai bildirim raporunda yer verilmiştir. Nihai bildirimde ele alınan görüş ve iddialara ek olarak tarafların nihai bildirim sonrasında Genel Müdürlüğe iletmiş olduğu görüşlerin soruşturma kapsamında değerlendirilebilecek olanlarına bu Tebliğin ilgili bölümlerinde yer verilmiştir.

(13) İlgili taraflardan alınan bilgi ve belgelerin gizli olmayan nüshaları, talep eden bütün ilgili tarafların bilgisine sunulmak üzere hazır tutulmuştur. Bazı ihracatçı firmaların nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, YÜD tarafından yapılan şikayetin ilgili taraflarla paylaşılan gizli olmayan özetinin, tarafların savunma yapmasını kolaylaştıracak nitelikte yeterli ölçüde ve anlaşılır şekilde bilgi içermediği iddia edilmiştir. DTÖ ADA’nın 6.5 inci maddesinde soruşturmayı yürüten yetkili idarelerin gizli bilgi veren ilgili taraflardan bu bilgilerin gizli olmayan özetlerini vermelerini istemeleri gerektiği hükmü amirdir. Benzer bir ifade de Yönetmeliğin 22 nci maddesinde şu şekilde geçmektedir: “Gizlilik kaydıyla bilgi veren tarafın, bu bilgilerin gizli olmayan bir özetini vermesi gerekir. Gizli olmayan özet, esas bilginin makul ölçüde anlaşılmasına olanak sağlayacak ayrıntıda olmalıdır”. Genel Müdürlük, başvuru sahibi yerli üretici Sardoğan firmasından DTÖ ADA’nın 6.5 inci maddesi ile Yönetmeliğin 22 nci maddesi uyarınca gizlilik kaydıyla sunmuş olduğu başvuru formunun esas bilginin makul ölçüde anlaşılmasına olanak sağlayacak ayrıntıda hazırlanmış gizli olmayan özetini talep etmiş ve söz konusu gizli olmayan özeti, Yönetmeliğin 25 inci maddesi hükümlerince soruşturmanın açılışının ardından ilgili taraflarla paylaşmıştır.  

 

Yerinde doğrulama soruşturmaları

MADDE 8 – (1) Yönetmeliğin 21 inci maddesi çerçevesinde, İstanbul’da yerleşik yerli üretici Sardoğan firması ile Kocaeli’nde yerleşik yerli üretici Kalibre Boru firması nezdinde 23-25/3/2016 tarihlerinde yerinde doğrulama soruşturmaları gerçekleştirilmiştir.

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Soruşturma Konusu Ürün ve Benzer Ürün

 

Soruşturma konusu ürün ve benzer ürün

MADDE 9 – (1) 2015/19 sayılı ve 2016/3 sayılı Tebliğlerde başvuru ve soruşturma konusu ürün 73.04 gümrük tarife pozisyonunda başvuru konusu GTİP’ler altında sınıflandırılan “demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme borular” olarak tanımlanmıştı. Soruşturma esnasında yapılan incelemeler sonucunda, YÜD’ün üretimini gerçekleştirdiği boruların 168,3 mm çapına kadar olduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede, soruşturma konusu ürün kapsamı daraltılarak yeniden tanımlanmıştır.

(2) Soruşturma konusu ürün, ekli Tablo 1’de yer alan GTİP’lerde sınıflandırılan demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme boruların çapı 168,3 mm’yi geçmeyenleridir.

(3) Soruşturma konusu ürünün ana tiplerinden biri olan sıcak çekilmiş borular, demir veya çelik malzemenin kaynak edilmeden sıcak haddeleme ve sıcak presleme süreçlerinden geçirilerek sıcak çekme yoluyla ebatlandırılmasıyla üretilen borulardır. Soruşturma konusu ürünün diğer ana tipi olan soğuk çekilmiş dikişsiz borular ise, sıcak çekilmiş borunun soğuk olarak tekrar ebatlandırılması ve belirli kullanım alanlarına göre hassasiyet kazandırılmasıyla üretilen borulardır.

(4) Sıcak çekilmiş borunun üretim aşamaları şu şekildedir: Hammadde kesim, hammadde ısıtma, Mannesmanmetodu ile delme, haddeleme, ölçülendirme, soğutma bankosunda soğutma, doğrultma ile uç kesme ve paketleme. Sıcak çekilmiş boru aynı zamanda soğuk çekilmiş borunun hammaddesidir. Sıcak çekilmiş borunun üzerine yüzey hazırlama, soğuk çekme, doğrultma, kontrol ve paketleme süreçleri eklenerek soğuk çekilmiş boru üretilmektedir. Dikişsiz çekme çelik borular farklı çelik kalitelerinde, farklı çaplarda ve farklı et kalınlıklarında üretilebilmektedir.

(5) Sıcak çekilmiş boruların kullanıldığı sektörler arasında petrol ve doğalgaz, otomotiv, madencilik, savunma sanayi ve gemi sanayi gibi sektörler bulunmaktadır. İletim hattında basınç bulunan bütün boru hatları ürünün kullanım alanına girmektedir. Soğuk çekme dikişsiz çelik borular ise özellikle otomotiv sektörü, savunma sanayi ve makine imalatında kullanılmaktadır.

(6) Gerek 2016/3 sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra gerekse de 20/6/2016 tarihli nihai bildirim raporunun yayınlanmasının ardından, bazı ithalatçı/kullanıcı firmalar tarafından YÜD’ün ürün çeşitliliğinin az olduğu, bazı ürün tiplerinin üretilmediği, bazı ürün tiplerinin ise yeterli sertifikasyonların olmaması sebebiyle üretilemediği yönünde görüş bildirilmiştir. YÜD nezdinde gerçekleştirilen yerinde doğrulama soruşturmaları esnasında ve sonrasında yapılan incelemeler sonucu, YÜD’ün soruşturma konusu ürünün farklı tiplerini üretme yeteneğini haiz olduğu; ancak soruşturma konusu ürünün tüm tiplerinin üretilemediği tespit edilmiştir. Bununla beraber, YÜD’ün ilgili ürünün tüm tiplerini üretmek gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Yapılan incelemeler sonucunda, YÜD’ün mevcut ürün kompozisyonunun soruşturma konusu ürünün temel tiplerini içerdiği anlaşılmıştır.

(7) 2016/3 sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden önce, bazı ithalatçı firmalar, 7304.49.10.00.00 ve 7304.49.93.00.00 GTİP’leri altında ithalatı gerçekleştirilen soruşturma konusu paslanmaz çelikten dikişsiz çekme boruların teknik ve fiziki özellikleri ile temel kullanım alanı itibariyle YÜD tarafından üretilen ürünlerle benzer ürün kapsamında mütalaa edilemeyeceğini Bakanlığa bildirmişlerdir. Yapılan ön inceleme sonucunda ise söz konusu paslanmaz çelikten dikişsiz çekme boruların YÜD’ün ürettiği ya da üretme yeteneğini haiz olduğu ürünlerle benzer ürün olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmış ve 2016/3 sayılı Tebliğde bahse konu iki GTİP altından ithalatı gerçekleştirilen ürünler soruşturma konusu ürün kapsamından çıkarılmıştır.

(8) 2016/3 sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra ise bazı ithalatçı/kullanıcı firmalar, bazı ihracatçı firmalar ve JESDER geçici önleme tabi 7304.23.00.10.00 GTİP altında sınıflandırılan sondaj boruları ile 7304.29.10.10.00 GTİP altında sınıflandırılan muhafaza borularının üretim yöntemleri, teknik ve fiziki özellikleri ile kullanım alanlarının diğer dikişsiz çelik çekme borulardan ayrıştığını belirterek bu tür boruların soruşturma kapsamı dışında bırakılmasını talep etmişlerdir. Yapılan inceleme sonucunda, gaz veya petrol sondajında, muhafaza ya da üretiminde kullanılan boruların Amerikan Petrol Enstitüsü standartlarına göre yüksek mukavemetli H40, J55, K55, N80-Q, M65, L80, C90, C95, T95, P110 ve Q125 gibi çelik kalitelerinden üretilen gövde borusunun iki ucuna bağlantı elemanlarının sürtünmeli kaynak yoluyla bağlanıp sonrasında ısıl işlem, yüzey sertleştirme, iç tarafına plastik kaplama ile dişi ve/veya erkek tarafına sert tungsten karbid kaplama gibi işlemlerden geçirilmesi suretiyle üretildiği tespit edilmiştir. Bu kapsamda, söz konusu boruların üretim yönteminin diğer dikişsiz çelik çekme borulardan ayrıştığı değerlendirilmiştir. Kendisine özgü bir üretim yöntemiyle üretilen sondaj ve muhafaza borularının kullanım alanının da diğer dikişsiz çelik çekme borulardan ayrışarak sadece petrol, gaz ya da jeotermal sondajıyla sınırlı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu çerçevede, söz konusu iki GTİP altında ithalatı gerçekleştirilen ürünlerle YÜD’ün ürettiği ya da üretme yeteneğini haiz olduğu ürünlerin teknik ve fiziki özellikler ile kullanım alanları itibariyle benzer ürün olmadığı sonucuna varılmış ve bu iki GTİP altında sınıflandırılan eşya soruşturma konusu ürün kapsamından çıkarılmıştır.

(9) 2016/3 sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra, bir ithalatçı firma 7304.31.20.90.00 GTİP altında sınıflandırılan ve teknik tanımı “çift katlı olarak imal edilmiş, iç ve dış yüzeyi bakır kaplı çelik borular”ın teknik ve fiziki özellikleri ile kullanım alanlarının YÜD’ün ürettiği ya da üretme yeteneğini haiz olduğu dikişsiz çelik çekme borularla benzer olmadığı gerekçesiyle bahse konu bakır kaplı çelik boruların soruşturma konusu ürün kapsamından çıkarılmasını talep etmiştir. Yapılan inceleme sonucu, 7304.31.20.90.00 GTİP altında ithalatı gerçekleştirilen “çift katlı olarak imal edilmiş, iç ve dış yüzeyi bakır kaplı çelik borular” ile YÜD’ün ürettiği ya da üretme yeteneğini haiz olduğu ürünlerin teknik ve fiziki özellikler ile kullanım alanları itibariyle benzer ürün olmadığı sonucuna varılmış ve bahse konu eşya soruşturma konusu ürün kapsamından çıkarılmıştır.

(10) JESDER ve bir ithalatçı firmanın nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş olduğu görüşlerde, 7304.19.10.00.11 ve 7304.19.10.00.12 GTİP’ler altında sınıflandırılan gaz veya petrol boru hatlarında kullanılan ince ve kalın boruların da sondaj ve muhafaza boruları gibi soruşturma konusu ürün kapsamı dışında bırakılması gerektiği ifade edilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucu, 7304.19.10.00.11 ve 7304.19.10.00.12 GTİP’ler altında sınıflandırılan gaz veya petrol boru hatlarında kullanılan ince ve kalın borular ile YÜD’ün ürettiği ya da üretme yeteneğini haiz olduğu ürünlerin teknik ve fiziki özellikler ile kullanım alanları itibariyle benzer ürün oldukları tespit edilmiş ve bahse konu iki GTİP altında sınıflandırılan eşya soruşturma konusu ürün kapsamı dâhilinde tutulmuştur.

(11) Diğer taraftan, YÜD tarafından üretilen dikişsiz çelik çekme borular ile soruşturma konusu ülkeden ithal edilen ürünler arasında teknik ve fiziksel özellikler, kullanım alanları, dağıtım kanalları ve birbirini ikame edebilmeleri açısından bir fark bulunmadığı, ÇHC’den ithal edilen soruşturma konusu eşya ile YÜD tarafından üretilen soruşturma konusu ürünün Yönetmeliğin 4 üncü maddesi çerçevesinde benzer ürün olarak kabul edilebileceği değerlendirilmiştir.

(12) Soruşturma konusu ürün ve benzer ürün ile ilgili açıklamalar genel içerikli olup uygulamaya esas olan bilgi, yürürlükteki Türk Gümrük Tarife Cetvelinde bulunan ilgili GTİP ve karşılığı eşya tanımıdır.

(13) Önleme tabi ürünün Türk Gümrük Tarife Cetvelinde yer alan tarife pozisyonunda yapılacak değişiklikler bu Tebliğ hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Dampinge İlişkin Belirlemeler

 

Genel

MADDE 10 – (1) 7 nci maddenin dördüncü fıkrasında soru formuna cevap veren üretici/ihracatçı firmaların sayısının çok fazla olması nedeniyle damping marjı hesabında Yönetmeliğin 27 nci maddesi hükümlerince örnekleme yoluna gidildiği ifade edilmiştir. Bu kapsamda, örneklemeye dahil edilen Hubei Group ve Shandong Huitong Group firmaları için soruşturma dönemine yönelik damping marjı hesabı yapılmıştır. TPCO firmasının soruşturma döneminde Türkiye’ye olan satışlarının tamamı ise soruşturma konusu ürün kapsamının daraltılarak yeniden tanımlanması sonucunda soruşturma kapsamı dışında kaldığından, söz konusu firma için herhangi bir damping marjı hesabı yapılmamıştır.

 

Normal değerin tespiti

MADDE 11 – (1) Yönetmeliğin ek 1 inci maddesi uyarınca, piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılan ithalata yönelik damping soruşturmalarında, ilgili ülkedeki soruşturmaya tabi üreticilerin soruşturma konusu ürünün üretiminde ve satışında bahse konu maddede belirtilen ölçütler çerçevesinde piyasa ekonomisi koşullarının geçerli olduğunu yeterli delillerle göstermesi halinde bu üreticiler için normal değerin tespitinde Yönetmeliğin 5 inci maddesi, aksi durumda ise Yönetmeliğin 7 nci maddesi uygulanmaktadır.

(2) ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçılardan soru formuna cevap gönderenlerin tamamı kendileri için Yönetmeliğin 7 nci maddesinin uygulanmasını talep etmişlerdir. Bu çerçevede, örnekleme içine dâhil edilen ÇHC’deyerleşik üretici/ihracatçı firmalar için normal değer, Yönetmeliğin 7 nci maddesi çerçevesinde, Türkiye’de benzer malın birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri, finansman giderleri ile makul bir kârın eklenmesi suretiyle oluşturulmuştur. Normal değer tespiti yapılırken, ÇHC’li firmaların lehine olacak şekilde hammadde, işgücü ve enerji giderlerinde çeşitli ayarlamalar yapılmıştır.

(3) Shandong Huitong Group ve Hubei Group firmaları nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, kendileri için hesaplanan damping marjının ayrıntılarını içeren firma özel bildirimlerinde oluşturulmuş normal değerin nasıl hesaplandığına yönelik matematiksel bir verinin bulunmadığını, bu durumun savunma haklarını engellediğini iddia etmişlerdir. Ancak, oluşturulmuş normal değere temel teşkil eden YÜD’ün tip bazında birim maliyetleri, Yönetmeliğin 22 nci maddesi kapsamında açıklanması rakiplere önemli bir fayda sağlayabilecek gizli bilgi olarak addedilmektedir. Bu tür bilgiler ise, yine Yönetmeliğin 22 nci maddesine göre bilgiyi sağlayan tarafın özel izni olmadan açıklanamamaktadır. 

 

İhraç fiyatı

MADDE 12 – (1) İhraç fiyatı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi uyarınca ihracatçı firmaların Türkiye’ye satışlarında ilk bağımsız alıcıya fiilen ödenen fiyat esasında belirlenmiştir.

 

Fiyat karşılaştırması ve damping marjı

MADDE 13 – (1) Adil bir karşılaştırmanın yapılabilmesini teminen, normal değer ile ihraç fiyatı mümkün olduğu ölçüde fabrika çıkış aşamasına getirilerek aynı ticari aşamada karşılaştırılmıştır.

(2) Shandong Huitong Group ve Hubei Group firmalarının nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, ihraç fiyatının gerekli ayarlamalar yapılarak fabrika çıkış aşamasına getirildiği; ancak, oluşturulmuş normal değer için benzer ayarlamaların yapılmadığının tahmin edildiği ve bu durumun adil karşılaştırmanın önüne geçtiği ifade edilmektedir. Gerek firma özel bildirimlerinde gerekse de nihai bildirim raporunda yer aldığı üzere YÜD tarafından sunulan maliyetler üzerinde ÇHC’li firmaların lehine ayarlamalar yapılarak hesaplanan oluşturulmuş normal değer fabrika çıkış aşamasına getirilmiş ve yine fabrika çıkış aşamasına getirilen ihraç fiyatıyla karşılaştırılmıştır.

(3) Soru formuna cevap veren ancak örnekleme içinde yer almayan firmalar için damping marjı, örnekleme içinde yer alan firmalara hesaplanan damping marjının ağırlıklı ortalamasının alınması suretiyle bulunmuştur. Soru formuna cevap vermeyen firmalar için ise Yönetmeliğin 26 ncı maddesi hükmü uyarınca damping marjı tespiti yapılmıştır.

(4) Buna göre, soru formuna cevap veren ve örnekleme içinde yer alan üretici/ihracatçı firmalar, soru formuna cevap veren ancak örnekleme içinde yer almayan firmalar ve soru formuna cevap vermeyen diğer firmalar için CIF bedelin yüzdesi ve ABD Doları/Ton olarak hesaplanan damping marjları aşağıda yer almaktadır.

 

 

BEŞİNCİ BÖLÜM

Zarara İlişkin Belirlemeler

 

Genel açıklamalar

MADDE 14 – (1) Yönetmeliğin 17 nci maddesi çerçevesinde, soruşturma konusu ülke menşeli dampingli ithalatın hacminde önemli ölçüde bir artış olup olmadığı ve bu ithalatın iç piyasadaki benzer mal fiyatları ile YÜD üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu çerçevede, dampingli ithalatın miktarı ve gelişimi, dampingli ithalatın fiyatlarının gelişimi, yurt içi tüketim ve pazar payları, fiyat baskısı ve fiyat kırılması ile YÜD’ün ekonomik göstergeleri incelenmiştir. Söz konusu inceleme, 9 uncu maddede belirtilen soruşturma konusu ürün için 5 inci maddede belirtilen zarar inceleme dönemi kapsamında yapılmıştır. İnceleme kapsamında kullanılan ithalat istatistikleri TÜİK kaynaklıdır. 

 

Ürünün genel ithalatı

MADDE 15 – (1) Soruşturmaya konu ürünün 2012 yılında 128.465.838 Kg olan tüm ülkelerden ithalatı, 2013 yılında 128.112.521 Kg, 2014 yılında ise 140.081.415 Kg olarak gerçekleşmiştir. Değer olarak ise, 2012 yılında 188.873.379 ABD Doları olan toplam ithalat, 2013 yılında 169.508.027 ABD Doları, 2014 yılında ise 169.561.964 ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. 2012-2014 döneminde toplam ithalat miktar bazında %9 oranında artış göstermiştir.

(2) Genel ithalatın ortalama birim fiyatlarına bakıldığında, 2012 yılında 1,47 ABD Doları/Kg olan fiyatların, 2013 yılında 1,32 ABD Doları/Kg, 2014 yılında ise 1,21 ABD Doları/Kg olarak gerçekleştiği görülmüştür. 2012-2014 döneminde genel ithalatın birim fiyatları %17,7 oranında düşüş göstermiştir.

 

Ürünün soruşturma konusu ülkeden ithalatı

MADDE 16 – (1) ÇHC menşeli dampingli ithalatın gelişimi incelendiğinde, 2012 yılında 43.085.676 Kg olarak gözlenen ithalat miktarının 2013 yılında 56.195.524 Kg’a ulaştığı, 2014 yılında ise 73.905.811 Kg seviyesine çıktığı görülmektedir. ÇHC menşeli ithalatın genel ithalat içerisindeki payına bakıldığında ise 2012 yılında %34 seviyesinde olan ithalat içindeki payın, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla %44 ve %53 olarak gerçekleştiği görülmektedir.

(2) ÇHC’den gerçekleştirilen ithalatın ortalama birim fiyatları 2012 ve 2013 yıllarında sırasıyla 1,08 ABD Doları/Kg ve 0,93 ABD Doları/Kg iken, 2014 yılında 0,87 ABD Doları/Kg olarak kaydedilmiştir. ÇHC menşeli ithalatın birim fiyatları genel ithalatın birim fiyatlarından 2012 yılında %26,3, 2013 yılında %29,7, 2014 yılında ise %27,8 oranında daha düşük seviyede gerçekleşmiştir. Görüldüğü üzere, zarar inceleme dönemini kapsayan her üç yılda da ÇHC kaynaklı dampingli ithalatın ağırlıklı ortalama birim fiyatları genel ithalatın birim fiyatlarının önemli ölçüde altında seyretmiştir.

 

Diğer ülkelerden ithalat

MADDE 17 – (1) Soruşturma konusu ürünün diğer ülkelerden gerçekleştirilen ithalatına bakıldığında, 2012 yılında 85.380.162 Kg olan ithalat miktarının 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 71.916.997 ve 66.175.604 Kg olarak gerçekleştiği görülmektedir. İthalatın değer bazında gelişimi incelendiğinde, 2012 yılında 142.207.484 ABD Doları olan ithalat değerinin, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 117.271.434 ve 104.944.972 ABD Doları seviyelerinde gerçekleştiği görülmektedir.

(2) Üçüncü ülkeler menşeli ithalatın genel ithalat içerisindeki payı ise 2012 yılında %66, 2013 ve 2014 yıllarında ise %56 ve %47 düzeyinde gerçekleşmiştir. Diğer ülkeler kaynaklı ithalatın genel ithalat içindeki payı, zarar inceleme döneminde önemli oranda düşüş göstermiştir.

(3) Diğer ülkeler kaynaklı ithalatın ortalama birim fiyatlarına bakıldığında ise 2012 yılında 1,67 ABD Doları/Kg olan ortalama birim fiyatın, 2013 yılında 1,63 ABD Doları/Kg, 2014 yılında ise 1,59 ABD Doları/Kg olarak gerçekleştiği görülmektedir.

 

Türkiye’deki toplam benzer mal tüketimi ve pazar payları

MADDE 18 – (1) Soruşturma konusu üründe dampingli olduğu tespit edilen ithalatın nispi olarak gelişimini görebilmek için, söz konusu ithalatın toplam Türkiye benzer mal tüketimi içindeki payı incelenmiştir. Bu bağlamda, öncelikle şikâyetçi, destekçi ve bilinen diğer yerli üretici firmaların yurt içi satış miktarı ile genel ithalat miktarı toplanarak ilgili yılda Türkiye benzer mal tüketimi elde edilmiştir.

(2) Buna göre, 2012 yılında 100 birim olan yurt içi tüketim endeksi, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 100 ve 107 birim olarak gerçekleşmiştir.

(3) YÜD’ün pazar payı 2012 yılında 100 birim kabul edildiğinde, 2013 ve 2014 yıllarında, sırasıyla 100 ve 83 olarak gerçekleşmiştir.

(4) ÇHC’nin 2012 yılında 100 birim olan pazar payı endeksi, önemli düzeyde bir artış eğilimi göstererek, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 131 ve 160 olarak gerçekleşmiştir.

(5) Diğer ülkelerin 2012 yılı için 100 birim olan toplam pazar payı endeksi ise, 2013 ve 2014 yıllarında genel bir azalma eğilimi göstererek sırasıyla 85 ve 72 olmuştur.

(6) Soruşturma konusu ülke olan ÇHC’nin pazar payı 2012-2014 döneminde %60 oranında artış gösterirken, aynı dönemde YÜD’ün pazar payı %17, diğer ülkelerin pazar payı ise %28 oranında düşüş göstermiştir.

(7) Pazar payını %60 oranında artıran ÇHC’nin piyasa payını nasıl artırdığı incelendiğinde, artışın %62,3’ünün diğer ülkeler menşeli ithalatın düşüşünden, %5’inin YÜD’ün iç piyasa satışı düşüşünden ve %32,7’sinin ise büyüyen pazardan kaynaklandığı tespit edilmiştir.

 

Fiyat kırılması ve baskısı

MADDE 19 – (1) Fiyat kırılması, ithal ürün fiyatlarının Türkiye piyasasında YÜD’ün yurt içi satış fiyatlarının ne kadar altında kaldığını göstermektedir. Fiyat baskısı ise ithal ürünün fiyatlarının Türkiye piyasasında YÜD’ün yurt içi satış fiyatlarını olması gereken seviyeye göre yüzde olarak ne kadar baskı altında tuttuğunu gösterir. Bu kapsamda, soruşturma konusu ülkeden gerçekleştirilen ithalatın YÜD’ün fiyatlarını ne ölçüde kırdığı ve baskı altında tuttuğu incelenmiştir.

(2) Fiyat kırılması ve fiyat baskısı hesabı soruşturma konusu ürünün iki ana tipi özelinde yapılmıştır. Ürünün iki ana tipinden sıcak çekilmiş borular için YÜD verileri Sardoğan firmasından, soğuk çekilmiş borular için ise YÜD verileri Kalibre Boru firmasından temin edilmiştir. CIF ithalat fiyatları ise iki ana tipin GTİP’lerinden gerçekleştirilen ithalatın fiyatları olarak belirlenmiştir. İthalatın Türkiye pazarına giriş fiyatları ise CIF ithal fiyatların üzerine gümrük vergisi ve diğer ithalat masraflarının eklenmesi suretiyle bulunmuştur.

(3) ÇHC menşeli ithalatın Türkiye pazarına giriş fiyatları fiyat kırılması hesabında YÜD’ün iç piyasa satış fiyatlarıyla, fiyat baskısı hesabında ise YÜD’ün ticari maliyetine eklenen makul kâr oranı (%5) ile elde edilen “olması gereken yurt içi satış fiyatları” ile karşılaştırılmıştır. Her iki hesap da 2012-2014 dönemi için yapılmıştır.

(4) Buna göre, sıcak çekilmiş borularda ÇHC menşeli ithalatın YÜD’ün iç piyasa fiyatlarını 2012-2014 döneminde sırasıyla %X, %X ve %1X oranında kırdığı ve %3X, %5X ve %4X oranında baskı altında tuttuğu tespit edilmiştir.

(5) Soğuk çekilmiş borularda ise ÇHC menşeli ithalat aynı dönemde YÜD’ün iç piyasa fiyatlarını sırasıyla CIF bedelin %5X, %3X ve %5X’i oranında kırmış ve %5X, %4X ve %5X’i oranında baskı altında tutmuştur.

 

YÜD’ün ekonomik göstergeleri

MADDE 20 – (1) YÜD’ün ekonomik göstergeleri, zarar inceleme dönemi olan 2012-2014 yıllarını içerecek ve dönemsel gelişmeleri yansıtacak şekilde incelenmiştir. Ekonomik göstergelerin değerlendirmesinde Sardoğan ve Kalibre Boru firmalarının verileri kullanılmıştır. Göstergeler arasında yer alan tüm parasal değerler dönemsel karşılaştırmanın daha sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için, TÜİK’ten temin edilen Üretici Fiyatları Endeksi kullanılarak enflasyondan arındırılmış ve böylelikle reel değerlere ulaşılmıştır. Reel değerler ise endekslenerek zarar inceleme dönemindeki eğilim analiz edilmiştir.

a) Üretim, kapasite ve kapasite kullanım oranı

1) YÜD’ün soruşturma konusu ürün için 2012 yılında 100 olan üretim miktar endeksi, 2013 yılında 79’a düşmüş, 2014 yılındaysa 97 olarak gerçekleşmiştir. YÜD’ün 2012 yılında 100 olan üretim kapasitesi, 2013 ve 2014 yıllarında sabit kalmıştır. Söz konusu üründe kapasite kullanım oranı endeksi, 2012 yılında 100 iken, 2013 yılında 79’a düşmüş, 2014 yılında ise 97 olarak gerçekleşmiştir.

2) Zarar inceleme döneminde soruşturma konusu ürünün üretimi ve kapasite kullanım oranı hemen hemen aynı seyretse de, yüksek kapasiteye rağmen düşük miktardaki üretim sonucu, YÜD toplam kapasitesinin ancak %X’inikullanmıştır. %9X’lik kullanılmayan kapasite ise, YÜD’ün kapasitesinin önemli bir bölümünün atıl kaldığını göstermektedir.

b) Yurt içi satışlar

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 olan yurt içi satış miktar endeksi 2013’te 102’ye yükselmiş, 2014 yılındaysa 85’e gerilemiştir. Görüldüğü üzere, YÜD’ün iç piyasa satışları zarar inceleme döneminde %15 oranında düşüş göstermiştir.

c) Yurt içi fiyatlar

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 olan ağırlıklı ortalama yurt içi birim satış fiyatları, 2013 yılında 95’e düşmüş, 2014 yılındaysa 100 olarak gerçekleşmiştir. 

ç) Yurt dışı satışlar

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 olan yurt dışı satış miktar endeksi 2013’te 44’e düşmüş, 2014 yılındaysa 272 olarak gerçekleşmiştir. 

d) Pazar payı

1) YÜD’ün pazar payı 2012 yılında 100 birim kabul edildiğinde, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 100 ve 83 olarak gerçekleşmiştir. Görüldüğü üzere, YÜD’ün iç piyasa pazar payı zarar inceleme döneminde %17 oranında düşüş göstermiştir.

e) Maliyetler

1) YÜD’ün birim ticari maliyet endeksi 2012, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 100, 103 ve 93 şeklinde gerçekleşmiştir.

f) Kârlılık

1) YÜD’ün soruşturma konusu ürünün yurt içi satışlarından elde ettiği birim kârlılık 2012 yılında -100 olarak kabul edildiğinde, 2013 yılında -393 ve 2014 yılında 159 olarak gerçekleşmiştir.

g) Stoklar

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 olan stok miktar endeksi 2013’te 97’ye düşmüş, 2014 yılındaysa 136’ya çıkmıştır.

ğ) İstihdam

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 birim olan direkt işçi sayısı endeksi 2013 yılında 96’ya, 2014 yılındaysa 88’e düşmüştür. Görüldüğü üzere, YÜD’ün soruşturma konusu ürünün üretiminde çalışan direkt işçi sayısı zarar inceleme döneminde %12 oranında düşüş göstermiştir.

h) Verimlilik

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 olan verimlilik endeksi, 2013’te 83’e düşmüş, 2014’te ise 110 olmuştur.

ı) Nakit akışı

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 olan soruşturma konusu ürün temelindeki nakit akış endeksi, 2013 yılında -165, 2014’te ise 166 olarak gerçekleşmiştir.

i) Ücretler

1) YÜD’ün 2012 yılında 100 olan aylık brüt işçi ücreti endeksi, 2013 yılında 103’e çıkmış, 2014’te ise 100 olarak gerçekleşmiştir.

j) Net kârlılık, özsermaye kârlılığı ve yatırım hâsılatı

1) YÜD’ün bütün faaliyetleri ile ilgili olarak 2012 yılında 100 olan net kârlılık endeksi, takip eden yıllarda sırasıyla 42 ve 120 olarak gerçekleşmiştir.

2) Özsermaye kârlılığının göstergesi olarak kabul edilen Kâr/Özsermaye endeksi 2012 yılında 100 iken takip eden yıllarda sırasıyla 44 ve 125 olarak gerçekleşmiştir.

3) Yatırımların geri dönüş oranının göstergesi olarak kabul edilen Kâr/Aktif Toplamı endeksi 2012 yılında 100 iken takip eden yıllarda sırasıyla 42 ve 133 olarak gerçekleşmiştir.

k) Büyüme

1) YÜD’ün bütün faaliyetleri ile ilgili olarak bilançosunda yer alan varlıkların toplamı 2012 yılında 100 iken takip eden yıllarda sırasıyla 105 ve 109 olarak gerçekleşmiştir.

l) Özsermaye artışı

1) YÜD’ün bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, 2012 yılında 100 olan özsermaye büyüklük endeksi takip eden yıllarda sırasıyla 100 ve 116 olarak gerçekleşmiştir.

m) Yatırımların seyri

1) YÜD’ün bütün faaliyetleri ile ilgili olarak 2012 yılında 100 olan yatırım endeksi takip eden yıllarda sırasıyla 217 ve 108 olarak gerçekleşmiştir.

 

YÜD’ün ekonomik göstergelerinin değerlendirilmesi

MADDE 21 – (1) YÜD’ün zarar inceleme dönemindeki ekonomik göstergeleri incelendiğinde üretim, yurt içi satışlar, pazar payı ve istihdam göstergelerinin zarar inceleme döneminde önemli oranlarda düşüş gösterdiği görülmektedir. Zarar inceleme döneminde Türkiye tüketiminin artıyor, pazarın ise büyüyor olmasına rağmen, YÜD’ün iç piyasa satışları azalmış ve pazar payı %17 oranında düşüş göstermiştir.

(2) YÜD’ün soruşturma konusu üründeki kapasitesi oldukça yüksek seviyelerde olmasına rağmen zarar inceleme döneminde kapasite kullanım oranı %X civarında seyretmiştir. Bu durum, YÜD’ün kurulu kapasitesinin önemli bir bölümünün atıl kaldığını göstermektedir.

(3) YÜD’ün yurt içi satış fiyatları zarar inceleme döneminde reel anlamda sabit seyretmiştir. Aynı dönemdeYÜD’ün maliyetlerinde %7’lik bir düşüş görülmüştür. Bu durum, YÜD’ün yurt içi birim kârlılığını olumlu etkilemiş ve negatif kârlılık 2014 yılında pozitife dönmüştür. Ancak, YÜD’ün 2014 yılında soruşturma konusu üründen elde ettiği kâr ancak %1-2 seviyesinde gerçekleşmiştir.

(4) YÜD’ün soruşturma konusu üründeki stokları zarar inceleme döneminde %36 seviyesinde bir artış göstermiştir. Bu kapsamda, YÜD’ün stok çevrim hızı önemli oranda düşüş göstermiş ve stok maliyetleri artmıştır. Öte yandan, zarar inceleme döneminde YÜD’ün ihracatı önemli oranda artarken, kişi başına üretimi gösteren verimlilik endeksi de 2014 yılında 2012 yılına göre %10 oranında artış göstermiştir.

(5) YÜD geneli göstergelere bakıldığında ise, zarar inceleme döneminde yatırımların arttığı; özsermaye, aktif büyüklük ve net kârlılığın da artış gösterdiği görülmektedir. YÜD’ün tüm faaliyetlerine yönelik net kârlılık endeksinin pozitif olması ve 2012-2014 döneminde reel anlamda %45 artış göstermesi, YÜD’ün soruşturma konusu ürün harici diğer ürünlerden kâr elde edebildiğini göstermektedir.

(6) Bazı ihracatçı firmaların nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, YÜD ekonomik göstergelerinin 2016/3 sayılı Tebliğ ile nihai bildirim raporu arasında farklılık gösterdiğini ifade ederek farklılığın nedeninin açıklanması gerektiğini bildirmişlerdir. Soruşturmaya yönelik geçici bilgi, bulgu ve değerlendirmelerin yer aldığı 2016/3 sayılı Tebliğdeki YÜD ekonomik göstergeleri ile soruşturmaya yönelik nihai bilgi, bulgu ve değerlendirmelerin yer aldığı nihai bildirim raporundaki YÜD ekonomik göstergelerinin arasında bulunan nicel farklılıklar YÜD nezdinde gerçekleştirilen yerinde doğrulama soruşturmaları kaynaklıdır. 

 

Zarara ilişkin değerlendirme

MADDE 22 – (1) Yönetmeliğin 17 nci maddesine göre YÜD’de zarar tespiti dampingli ithalatın hacmi ve bu ithalatın iç piyasadaki benzer mal fiyatları ile YÜD üzerindeki etkilerini içermektedir. Bu çerçevede, ÇHC menşeli ithalatın mutlak ve nispi olarak gelişimine bakılmıştır. ÇHC menşeli soruşturma konusu dampingli ithalat, zarar inceleme döneminde miktar olarak %71,5, değer olarak ise %38,5 oranında artış göstermiştir. İlaveten, ÇHC menşeli ithalatın Türkiye toplam tüketiminden aldığı pay, zarar inceleme döneminde %60 oranında artış göstermiştir. YÜD’ün toplam Türkiye pazarından aldığı pay ise 2012-2014 yılları arasında %17 oranında gerilemiştir.

(2) ÇHC menşeli ithalatın fiyatlarının YÜD’ün iç piyasa satış fiyatları üzerindeki etkisini görebilmek için fiyat kırılması ve fiyat baskısı hesabı yapılmıştır. Buna göre ÇHC menşeli ithalatın fiyatlarının YÜD’ün iç piyasa satış fiyatlarını belirli seviyelerde kırdığı ve baskı altında tuttuğu tespit edilmiştir.

(3) YÜD’de zarar incelemesinin bir diğer ayağı olan YÜD’ün ekonomik göstergelerinde üretim, yurt içi satışlar, stoklar, kapasite kullanım oranı, istihdam ve pazar payı gibi unsurlarda olumsuzluklar gözlenmiştir.

(4) Tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde, YÜD’de soruşturma konusu ürün bağlamında zarar inceleme döneminde maddi zararın mevcut olduğu tespit edilmiştir.

 

ALTINCI BÖLÜM

Dampingli İthalat ile Zarar Arasındaki Nedenselliğe İlişkin Belirlemeler

 

Dampingli ithalatın etkisi

MADDE 23 – (1) Soruşturma konusu ülkeden gerçekleştirilen ve dampingli olan ithalat, zarar inceleme döneminde mutlak ve nispi olarak önemli oranda artış göstermiştir.

(2) Dampingli ithalatın YÜD’ün iç piyasa satış fiyatları üzerindeki etkisi incelendiğinde, gerek sıcak çekilmiş borularda gerekse de soğuk çekilmiş borularda önemli düzeylerde fiyat kırılması ve fiyat baskısı görülmektedir. Bu durum, her iki ürün tipinde de YÜD’ün iç piyasa birim fiyatlarının dampingli ithalat tarafından kırıldığını ve YÜD’ün iç piyasa fiyatlarını olması gereken seviyelerde belirleyemediğini göstermektedir.

(3) 21 inci maddede yer alan tespitlere göre, YÜD büyüyen iç pazardan pay alamamış, soruşturma konusu üründen büyük ölçüde kâr elde edememiş, kâr ettiği dönemde ise oldukça düşük bir oranda kâr etmiş, kapasitesinin önemli bir bölümü atıl kalmış, istihdamı, üretimi, iç piyasa satışları aşağı yönlü seyrederken stoklarında artış meydana gelmiştir. Zarara ilişkin veriler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, YÜD’ün ekonomik göstergelerinde bozulma meydana geldiği, mutlak ve nispi olarak artış eğiliminde olan dampingli ithalatın YÜD’ün fiyatlarını baskı altında tuttuğu tespit edilmiştir.

 

Zarara neden olabilecek diğer unsurlar

MADDE 24 – (1) Yönetmeliğin 17 nci maddesi hükümleri gereğince, YÜD’de maddi zarara yol açabileceği düşünülen diğer bilinen unsurlar incelenmiştir. Bu kapsamda, üçüncü ülke menşeli ithalatın hacmi ve fiyatları, YÜD’ünihracat performansı ve verimliliği, kullanıcı talebinde yaşanan gelişmeler ile teknolojik farklılıklar konuları incelenmiştir.

 

Üçüncü ülkelerden ithalat

MADDE 25 – (1) Zarar inceleme döneminde, üçüncü ülkelerden yapılan ithalat gerek miktar gerekse de değer olarak azalmıştır. Azalma eğiliminde olan üçüncü ülkeler menşeli ithalatın ağırlıklı ortalama birim fiyatları da soruşturma konusu ülke menşeli ithalatın ağırlıklı ortalama birim fiyatlarının oldukça üzerinde seyretmektedir.

(2) Sonuç olarak, diğer ülkeler kaynaklı soruşturma konusu ürün ithalatının YÜD’de görülen maddi zarar durumuna etkisinin olmadığı değerlendirilmektedir.

 

YÜD’ün ihracat performansı ve verimliliği

MADDE 26 – (1) 20 nci maddede yer alan tespitlere göre, YÜD’ün zarar inceleme döneminde ihracatı gerek miktar gerekse de değer olarak önemli ölçüde artış göstermiştir. 2014 yılı ihracatı 2012 yılına göre yaklaşık üç katına çıkmıştır. YÜD’ün verimliliği de aynı dönemde %10 oranında artış göstermiştir. Bu kapsamda, YÜD’ün ihracat performansının veya verimliliğinin YÜD’de görülen maddi zarar durumuna etkisinin olmadığı değerlendirilmektedir.

 

Diğer unsurların etkisi

MADDE 27 – (1) Soruşturmaya konu ürünün kullanım alanı ve tüketici algılamasının aynı kaldığı ve dolayısıyla tüketim eğiliminde bir değişiklik olmadığı, soruşturmaya konu ülkelerde üretilen benzer ürün ile YÜD tarafından üretilen benzer ürünün üretim teknolojisinde bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Bazı ithalatçıların iddialarına göre, son yıllarda yüksek basınca dayanıklı dikişli borular, dikişsiz çekme borulara alternatif olarak piyasada tercih edilmeye başlamıştır. Ancak, bu eğilimin YÜD’de ÇHC menşeli dampingli ithalattan kaynaklanan ve fiyat bazlı haksız rekabet sonucu oluşan maddi zarar durumunu etkileyecek seviyelerde olmadığı değerlendirilmektedir. Yapılan değerlendirme sonucu, YÜD’demeydana gelen zararın talepteki değişimden ya da teknolojik farklılıktan kaynaklanan kalite unsurundan kaynaklanmadığı düşünülmektedir.

(2) Diğer taraftan, ilgili taraflarca, bilinen diğer unsurlar haricinde zarara neden olabilecek herhangi bir unsur gündeme getirilmemiştir.

(3) Yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda, ÇHC menşeli dampingli ithalatın hem mutlak hem nispi olarak artışı ile bu ithalatın YÜD’ün fiyatları üzerindeki etkisinin YÜD’ün ekonomik göstergelerinde meydana gelen bozulmayla eş zamanlı olarak ortaya çıkması dikkate alınarak bahse konu dampingli ithalat ile YÜD üzerinde oluşan maddi zarar durumu arasında illiyet bağının olduğu sonucuna varılmıştır.

 

YEDİNCİ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

 

Karar

MADDE 28 – (1) Soruşturma konusu dikişsiz çelik çekme borular, sondaj, otomotiv, enerji santralleri, inşaat ve buna benzer birçok sanayinin önemli bir girdisidir. Bu kapsamda, Kanunun 7 nci ve 13 üncü maddeleri hükmü çerçevesinde zararı ortadan kaldıracak daha az oranlı bir önlem uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir. Öte yandan, yerli üreticilerden Sardoğan firması, YÜD’ün rekabet ettiği ürün kompozisyonunun ağırlıklı olarak düşük fiyatlı ithalat olduğunu, olası bir dampinge karşı önlemin maktu olarak uygulanmasının düşük fiyatlı ürünlerle rekabet açısından daha isabetli olacağını ifade etmiştir.

(2) Soruşturma sonucunda, ÇHC menşeli soruşturma konusu ürün ithalatının dampingli olduğu, YÜD’de zararın bulunduğu ve her ikisi arasında illiyet bağının mevcut olduğu tespit edilmiş olup, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun kararı ve Ekonomi Bakanının onayı ile aşağıda tanımı ve menşei belirtilen eşyanın Türkiye’ye ithalatında karşısında belirtilen oranlarda dampinge karşı kesin önlem yürürlüğe konulmuştur.

 

 

Geçici önlemlerin kesin olarak tahsili

MADDE 29 – (1) Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 2016/3 sayılı Tebliğ hükümlerine istinaden alınmış olan teminat şeklindeki geçici önlem, Kanunun 14 ve 15 inci maddeleri çerçevesinde, soruşturma kapsamı dışına çıkarılan Tablo 2’de yer alan eşyalar için iade edilir.

(2) Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 2016/3 sayılı Tebliğ hükümlerine istinaden alınmış olan teminat şeklindeki geçici önlem, Tablo 1’de yer alan eşyalar için kesin önleme dönüştürülmüş olup, kesinleşen dampinge karşı önlem Kanunun 14 ve 15 inci maddeleri çerçevesinde tahsil edilir. Kesinleşen dampinge karşı önlemin daha önce alınan geçici önlemden yüksek olduğu haller için fark tahsil edilmez, düşük olduğu haller için ise fark geri ödenir.

 

Uygulama

MADDE 30 – (1) Gümrük idareleri, 28 inci maddede gümrük tarife istatistik pozisyon numarası, tanımı ve menşe ülkesi belirtilen eşyanın, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamındaki ithalatında, karşılarında gösterilen oranda dampinge karşı kesin önlemi tahsil ederler.

 

Yürürlük

MADDE 31 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

 

Yürütme

MADDE 32 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Ekonomi Bakanı yürütür.

 

4 Ağustos 2016 PERŞEMBE

Resmî Gazete

Sayı : 29791