Ekonomi Bakanlığından:
İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN
TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: 2016/35)
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı,
15/5/2015 tarihli ve 29356 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/19)
ile başlatılan ve Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen damping soruşturması
sonucunda alınan kesin önlem kararının yürürlüğe konulmasıdır.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu
Tebliğ, 14/6/1989 tarihli ve 3577
sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun,
20/10/1999 tarihli ve 99/13482
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta Haksız
Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve
23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğe dayanılarak
hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;
a) Bakanlık: Ekonomi
Bakanlığını,
b) ÇHC: Çin Halk Cumhuriyetini,
c) DTÖ: Dünya Ticaret Örgütünü,
ç) DTÖ ADA: Dünya Ticaret Örgütü
Anti-Damping Anlaşmasını,
d) Genel Müdürlük: Bakanlık
İthalat Genel Müdürlüğünü,
e) GTİP: Gümrük tarife
istatistik pozisyonunu,
f) Hubei Group: Hubei Xinyegang Special Tube Co., Ltd.
ve Hubei Xinyegang Steel Co., Ltd. firmalarını,
g) JESDER: Jeotermal Elektrik
Santral Yatırımcıları Derneğini,
ğ) Kalibre Boru: Kalibre Boru
San. ve Tic. A.Ş. firmasını,
h)
Kanun: 14/6/1989 tarihli ve 3577
sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunu,
ı) Sardoğan: Sardoğan Endüstri
Ticaret firmasını,
i) Shandong Huitong Group: Shandong Huitong Industrial Co., Ltd.
ve Shandong Haixinda PetroleumMachinery Co., Ltd.
firmalarını,
j)
TPCO: Tianjin Pipe Manufacturing Co., Ltd.
firmasını,
k) TÜİK: Türkiye İstatistik
Kurumunu,
l)
Yönetmelik: 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliği,
m) YÜD: Yerli üretim dalını,
n) 2015/19 sayılı
Tebliğ: 15/5/2015 tarihli ve 29356 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/19)’i,
o) 2016/3 sayılı
Tebliğ: 12/2/2016 tarihli ve 29622 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2016/3)’i,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Genel Bilgi ve İşlemler
Soruşturma
MADDE 4 – (1) Yerli üretici Sardoğan
firması tarafından yapılan ve Tufanoğlu Boru Metal Mak.
San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından desteklenen başvuruda, ÇHC
menşeli “demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme borular”ın Türkiye’ye
dampingli ve sübvansiyonlu fiyatlarla ihraç edildiği ve bu
durumun YÜD’de zarara neden olduğu iddiasıyla anılan ülke menşeli
söz konusu ürün ithalatına karşı önlem alınması talep edilmiştir. Bu
kapsamda, ÇHC menşeli “demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme
borular” için 15/5/2015 tarihli ve 29356 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2015/19)
ile damping ve sübvansiyon soruşturmaları başlatılmıştır.
(2) Yürütülen damping soruşturması
esnasında ithalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin mevzuat kapsamında
dampinge karşı geçici önlem alınmasını haklı kılacak nedenlerin varlığının
tespit edilmesi üzerine, 12/2/2016 tarihli ve 29622 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
İthalatta
Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2016/3)
ile ÇHC menşeli soruşturma konusu ürüne CIF ithalat bedelinin %22,15’i ile
%50,35’i arasında değişen oranlarda 6 ay süreli teminat şeklinde dampinge
karşı geçici önlem yürürlüğe konulmuştur.
(3) 2015/19
sayılı Tebliğ ile başlatılan ve Bakanlık tarafından
yürütülen damping soruşturması tamamlanmıştır. Diğer taraftan, 2015/19
sayılı Tebliğ ile ÇHC menşeli bahse konu ürünlere yönelik açılan
sübvansiyon soruşturması devam etmektedir.
Soruşturma dönemi ve zarar
inceleme dönemi
MADDE 5 – (1) Damping belirlemesi
için 1/1/2014-31/12/2014 tarihleri arası soruşturma dönemi olarak
kabul edilmiştir. Zarar belirlemelerinde ise veri toplama ve değerlendirme
için 1/1/2012-31/12/2014 arasındaki dönem zarar inceleme dönemi olarak
belirlenmiştir.
YÜD’ün temsil niteliği
MADDE 6 – (1) Başvuru aşamasında
sunulan delillerden, başvurunun Yönetmeliğin 20 nci maddesi
çerçevesinde YÜD’ü temsil niteliğini haiz olduğu anlaşılmıştır.
(2) Soruşturma açılmasını
müteakip, yerli üretici Sardoğan firmasının soğuk çekilmiş boru üretme
yeteneğini haiz olmasına rağmen, bahse konu piyasada tek yerli üretici
olmadığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine, soğuk çekilmiş boru
piyasasındaki diğer yerli üreticilere soru formu gönderilmiş ve söz konusu
piyasanın en büyük kapasiteli yerli üreticisi Kalibre Boru
firması, şikayet konusu üründe yürütülen soruşturmaları
desteklediğine ilişkin yazılı görüşü ile kendisine gönderilen yerli üretici
soru formunu doldurarak Genel Müdürlüğe iletmiştir.
(3) Piyasada yer alan diğer
yerli üreticilerden Borusan Mannesmann Boru Sanayi ve
Ticaret A.Ş. ve Antes Çelik Boru San. Tic. Ltd. Şti. firmaları ise
mevcut soruşturmayı desteklediklerine ilişkin dilekçelerini Genel Müdürlüğe
iletmişlerdir. 2016/3
sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra
yapılan tespitler neticesinde, Borusan Mannesmann Boru Sanayi ve
Ticaret A.Ş. firmasının soruşturma konusu “demir (dökme demir hariç) ve
çelikten dikişsiz çekme borular”ın üretimini yapmadığı; ancak,
dikişsiz sondaj ve muhafaza borularına alternatif olarak kullanılabilen ERW
kaynaklı dikişli sondaj ve muhafaza borularının üretimini gerçekleştirdiği
görülmüştür. Söz konusu firma, her ne kadar soruşturmayı desteklese de
Yönetmeliğin 18 inci maddesi hükümlerince benzer mal üreticisi olmaması
nedeniyle YÜD kapsamında değerlendirilmemiştir.
(4) Bazı ihracatçı firmaların
nihai bildirime yönelik sundukları görüşlerde
başvurunun YÜD’ü temsil şartını haiz olmadığı, soruşturmanın
açılış aşamasında yapılması zorunlu olan temsil testinin tam olarak
yapılmadığı, soruşturmanın açılış aşamasında Sardoğan firmasının
soruşturmaya konu ürünün toplam Türkiye üretiminin %25’ini karşılamadığı ve
soruşturmanın Yönetmeliğin 18 inci ve 20 nci maddelerinde yer
alan hükümlere aykırı olarak başlatıldığı iddia edilmektedir.
(5) Soruşturma açılışından önce,
Sardoğan firmasının başvuru aşamasında sunduğu delillerle beraber
Bakanlığın yaptığı pazar analizi sonucu, Sardoğan firmasının soruşturma
konusu ürünün tüm tiplerinde Yönetmeliğin 18 inci ve
20 nci maddeleri hükümlerince YÜD’ü temsil yeteneğini
haiz olduğu tespit edilmiş ve bu husus 2015/19
sayılı Tebliğin 3 üncü maddesinde vurgulanmıştır. Öte yandan,
soruşturma açılışından sonra, bazı ilgili tarafların Bakanlığa sunmuş
olduğu görüşlerden yola çıkarak, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtildiği
üzere soruşturma konusu ürünün soğuk çekilmiş olanları için ilave bir pazar
araştırması yapılmış ve yapılan araştırma sonucunda YÜD yeniden
tanımlanmıştır. Yeniden tanımlanan YÜD’ün Yönetmeliğin 18 inci ve
20 nci maddeleri hükümlerince YÜD’ü temsil yeteneğini haiz
olduğunun tespiti ise gerek 2016/3
sayılı Tebliğin 5 inci maddesi gerekse
de 20/6/2016 tarihinde yayımlanan nihai bildirim raporunun 4 üncü
maddesinde yapılmıştır. Buna göre, başvuru aşamasında sunulan deliller ve
yapılan pazar araştırması sonucunda Sardoğan
firmasının YÜD’ü temsil yeteneğini haiz olduğu ile soruşturma
esnasında YÜD’ün yeniden tanımlanması sonucu Sardoğan ve Kalibre Boru
firmalarının YÜD’ü temsil yeteneğini haiz olduğu tespitleri
geçerliliğini korumaktadır. Bu bağlamda, YÜD’ü temsil testinin
soruşturmanın açılışından sonra tekrar yapılması, soruşturmanın açılışından
önce yapılan temsil testinin geçerliliğini etkilememektedir. Nitekim DTÖ
Anlaşmazlıkların Halli Organı’nda görülen DS397 simgeli
EC-Fasteners panelinin nihai raporunun 7.171 numaralı paragrafında
ifade edildiği üzere soruşturmanın açılışından sonra yeniden yapılmak
zorunda kalınan temsil testi, soruşturmanın açılışından evvel yapılan temsil
testinin sıhhatine halel getirmemektedir.
(6) Gerek başvuru aşamasında
yapılan temsil testinde, gerekse de soruşturma esnasında tekrar yapılan
temsil testinde, başvuruyu destekleyen üreticilerin benzer mal üretim
miktarları toplam Türkiye benzer mal üretiminin %25’inden az değildir.
Yapılan inceleme sonucunda, bazı ihracatçı firmaların bu hükmün aksine
sunmuş oldukları delillerin dayanaksız olduğu; dolayısıyla, gerek 2016/3
sayılı Tebliğin 5 inci maddesinde, gerekse de 20/6/2016 tarihli
nihai bildirim raporunun 4 üncü maddesinde yapılan tespitlerin
geçerliliğini etkilemediği değerlendirilmiştir.
(7) Başvuru sahibi Sardoğan
firması ile yerli üretici soru formunu doldurup Genel Müdürlüğe ileten
Kalibre Boru firması, raporun bundan sonraki bölümlerinde YÜD olarak
anılacaktır.
(8) Bazı ihracatçı firmaların
nihai bildirim sonrası Bakanlığa sunmuş oldukları yazılı görüşlerde, YÜD’ün DTÖADA’nın
4.1 inci maddesi hükümlerince yerli üretimin önemli bir bölümünü
gerçekleştiren üreticiler esasında belirlenmediği, Sardoğan ve Kalibre Boru
firmalarının benzer ürünün Türkiye üretiminin önemli bir bölümü kıstasını
karşılamadıkları, YÜD tanımının soruşturmanın açılışı aşamasında yapılması
gerektiği, soruşturma açıldıktan sonra tanımın değiştirilemeyeceği, DTÖ
Anlaşmazlıkların Halli Organı’ndan görülen DS331
simgeli Mexico – Pipes and Tubes panelinin nihai
raporunun 7.322 nci paragrafı uyarınca yerli sanayi tanımının
soruşturmanın başlangıcından sonuna kadar tutarlı bir şekilde muhafaza
edilmesi gerektiği, dolayısıyla soruşturmanın açılışından sonra
değiştirilen YÜD tanımının zarar bulmak amacıyla olabileceği ve bu durumun,
DTÖ ADA’nın 3.1 inci maddesine aykırılık teşkil edeceği ifade
edilmiştir.
(9) Soruşturmanın açılış
aşamasında zarar incelemesi Sardoğan firmasının verileri üzerinden
yapılarak YÜD tanımı, yerli üretimin önemli bir bölümünü gerçekleştiren
firmalar üzerinden yapılmıştır. Soruşturma esnasında elde edilen bilgi ve
bulgular sonucunda YÜD yeniden tanımlanmış ve Kalibre Boru firmasının
ekonomik göstergeleri de zarar incelemesinde değerlendirilmiştir. Sardoğan
ve Kalibre Boru firmaları birlikte değerlendirildiğinde benzer malın toplam
Türkiye üretiminin %5X’ini yani önemli bir bölümünü
gerçekleştirmektedirler. Bu çerçevede, soruşturma esnasında değişen YÜD
tanımı yine yerli üretimin önemli bir bölümünü gerçekleştiren firmalar
üzerinden yapılmıştır. İlaveten, DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Organı’ndan
görülen DS331
simgeli Mexico – Pipes and Tubes panelinin
nihai raporunun 7.322nci paragrafında YÜD tanımının soruşturma
esnasında elde edilen delillere göre değişemeyeceği hükmü yer
almamaktadır. Bahse konu paragrafta, YÜD tanımı eğer yerli üretiminin
tamamı şeklinde yapıldıysa ekonomik göstergelerin de bu minvalde bütün
üreticilerden derlenmesi gerektiği, eğer YÜD tanımı yerli üretimin önemli
bir bölümünü gerçekleştiren firmalar olarak tanımlandıysa ekonomik
göstergelerin de bu minvalde seçili firmalardan derlenmesi gerektiği ile
soruşturma boyunca yerli üretimin tamamı ya da önemli bir bölümü olarak
yapılan YÜD tanımının tutarlı bir şekilde kullanılması gerektiği hususu
vurgulanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, Kalibre Boru firmasının
eklenmesiyle değişen YÜD tanımının soruşturmanın açılışında olduğu gibi
yerli üretimin önemli bir bölümünü temsil eden üreticiler olarak yapıldığı
değerlendirilmiş ve bu tanım soruşturma boyunca tutarlı bir şekilde
kullanılmıştır.
(10) YÜD tanımı, bu maddenin
ikinci fıkrasında ifade edildiği üzere, başvuru sahibi Sardoğan firmasının
soruşturma konusu ürünün bir tipinde tek yerli üretici olmadığı tespitinin
yapılmasının ardından yapılan pazar araştırması sonucu kendisine gönderilen
soru formuna cevap veren Kalibre Boru firmasının eklenmesi suretiyle
yeniden tanımlanmıştır. YÜD’ün yeniden tanımlanmasının amacının
zarar gören yerli üreticileri seçip zarar görmeyen yerli üreticileri hariç
bırakmak olmadığı izahtan varestedir. Bu açıdan bakıldığında, YÜD tanımının
yeniden yapılması, DTÖ ADA’nın 3.1 inci maddesinde yer alan
tarafsız inceleme hükmüne halel getirmemektedir.
İlgili tarafların
bilgilendirilmesi, dinlenmesi ve bilgilerin değerlendirilmesi
MADDE 7 – (1) Soruşturma açılmasını
müteakip, soruşturma konusu ürünün Bakanlıkça tespit edilen ÇHC’de mukim
bilinen üreticilerine/ihracatçılarına, Türkiye’de yerleşik ithalatçılarına
ve ayrıca ÇHC’de yerleşik diğer üreticilere/ihracatçılara
iletilebilmesini teminen ÇHC’nin Ankara’daki Büyükelçiliğine
soruşturmanın açılışına ilişkin bildirimde bulunulmuştur.
(2) Bildirimde, soruşturma
açılış Tebliğine, başvurunun gizli olmayan metnine ve soru formlarına
nereden erişileceğine dair bilgiler verilmiştir.
(3) Taraflara görüş bildirme ve
soru formunu yanıtlamaları için posta süresi dâhil 37 gün süre tanınmıştır.
Ayrıca, ilgili tarafların süre uzatımı yönündeki makul talepleri
karşılanmıştır.
(4) YÜD, soruşturma süresi boyunca
Bakanlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave
bilgileri temin etmiştir.
(5) ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı
firmalardan Anhui Tianda Oil Pipe Company Limited, Hubei Group,
Jiangsu Changbao Steel Tube Co., Ltd., Liaocheng Ritong Steel Co.,
Ltd., Shandong Huitong Group, Tianjin Tiangang Special Petroleum Pipe Manufacture Co.,
Ltd., TPCO ve Shandong Zhongzheng Steel Pipe Manufacturing Co., Ltd.
firmaları soru formuna cevaplarını göndermişlerdir.
Ancak, ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı firmaların sayısının
fazla olması nedeniyle Yönetmeliğin 27 nci maddesi hükümleri
uyarınca örnekleme yoluna gidilmiştir. Bu kapsamda, işbirliğine gelen
üretici/ihracatçılar arasından Türkiye’ye miktar bazında en fazla ihracatı
olan Anhui Tianda Oil Pipe Company Limited, Hubei Group, Shandong Huitong Group ve
TPCO firmaları örneklemeye dâhil edilmiştir. Örneklemeye dâhil edilecek
firmalar belirlendikten sonra ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı
firmalardan soru formuna cevap verenlere görüşlerini sunmaları için
bildirimde bulunulmuştur. Ancak, bahse konu
bildirime Anhui Tianda Oil Pipe Company Limited firması
olumsuz cevap vermiş ve soruşturmadan çekilme kararını Genel Müdürlüğe
iletmiştir. Yapılan değerlendirme sonucu, örneklemeye ilk sefer seçilen üç
firma ile soruşturmaya devam edilmesine karar verilmiş ve konuya ilişkin
bildirim ÇHC’de yerleşik üretici/ihracatçı firmalardan soru formuna cevap
verenlerle paylaşılmıştır.
(6) Soruşturma konusu ürünün
ticaretini gerçekleştiren tacir firmalardan Liaocheng MM Steel Co., Ltd.
veShandong Zhongli Steel Pipe Co., Ltd. firmaları
kendilerine gönderilen tacir soru formlarını doldurarak Genel Müdürlüğe
iletmişlerdir.
(7) Soruşturma konusu ürünün
ithalatını gerçekleştirdiği tespit edilen ve kendisine soru formu gönderilmiş
olan ithalatçı firmaların 30’undan cevap alınmıştır.
(8) 2016/3
sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra
bazı ilgili taraflardan geçici önleme yönelik görüş ve öneriler gelmiştir.
Bu çerçevede, ÇHC Hükümeti, örnekleme dâhilinde yer alan ihracatçı
firmalar, 14 ithalatçı/kullanıcı firma, yerli üretici Sardoğan firması ile
Ankara Sanayi Odası, Kocaeli Sanayi Odası, Konya Sanayi Odası ve JESDER
Bakanlığa görüşlerini yazılı olarak bildirmişlerdir.
(9) Soruşturma sonucunda
alınacak karara esas teşkil edecek bilgi, bulgu, tespit ve
değerlendirmeleri içeren nihai bildirim
raporu 20/6/2016 tarihinde ÇHC’nin Ankara’daki
Büyükelçiliği ile ÇHC’de yerleşik soru formuna cevap vermiş tüm
üretici/ihracatçı firmalara, ithalatçı/kullanıcılara, yerli üreticilere ve
yerli üreticileri/ithalatçıları/kullanıcıları temsil eden meslek
kuruluşlarına iletilmiştir. Tüm ilgili taraflara nihai bildirime ilişkin
görüş bildirmeleri için yeterli süre tanınmıştır.
(10) Nihai bildirim sonrasında,
tarafların nihai bildirime ilişkin görüş ve savlarını sözlü olarak da
sunmalarına imkân tanımak amacıyla tüm ilgili tarafların katılımı
ile 30/6/2016 tarihinde kamu dinleme toplantısı ve 1/7/2016
tarihinde firma özel dinleme toplantıları düzenlenmiştir.
(11) Yönetmeliğin 24 üncü
maddesi hükümlerince ilgili taraflarca sözlü olarak paylaşılan bilgiler,
yazılı olarak sunulmaları halinde Genel Müdürlükçe dikkate alınmaktadır. Bu
kapsamda, 4 ihracatçı firma, Ankara Sanayi Odası, JESDER, 5
ithalatçı/kullanıcı firma ile Sardoğan firması nihai bildirim ve dinleme
toplantılarına yönelik görüşlerini yazılı olarak Genel Müdürlüğe
iletmişlerdir.
(12) Tarafların soruşturma
boyunca ortaya koyduğu tüm bilgi, belge ve görüşler incelenmiş, mezkûr
görüşlerden soruşturma kapsamında değerlendirilebilecek
olanlara 20/6/2016 tarihinde yayımlanan nihai bildirim raporunda
yer verilmiştir. Nihai bildirimde ele alınan görüş ve iddialara ek olarak
tarafların nihai bildirim sonrasında Genel Müdürlüğe iletmiş olduğu
görüşlerin soruşturma kapsamında değerlendirilebilecek olanlarına bu
Tebliğin ilgili bölümlerinde yer verilmiştir.
(13) İlgili taraflardan alınan
bilgi ve belgelerin gizli olmayan nüshaları, talep eden bütün ilgili
tarafların bilgisine sunulmak üzere hazır tutulmuştur. Bazı ihracatçı
firmaların nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, YÜD
tarafından yapılan şikayetin ilgili taraflarla paylaşılan gizli
olmayan özetinin, tarafların savunma yapmasını kolaylaştıracak nitelikte
yeterli ölçüde ve anlaşılır şekilde bilgi içermediği iddia edilmiştir.
DTÖ ADA’nın 6.5 inci maddesinde soruşturmayı yürüten yetkili
idarelerin gizli bilgi veren ilgili taraflardan bu bilgilerin gizli olmayan
özetlerini vermelerini istemeleri gerektiği hükmü amirdir. Benzer bir ifade
de Yönetmeliğin 22 nci maddesinde şu şekilde geçmektedir:
“Gizlilik kaydıyla bilgi veren tarafın, bu bilgilerin gizli olmayan bir
özetini vermesi gerekir. Gizli olmayan özet, esas bilginin makul ölçüde
anlaşılmasına olanak sağlayacak ayrıntıda olmalıdır”. Genel Müdürlük,
başvuru sahibi yerli üretici Sardoğan firmasından
DTÖ ADA’nın 6.5 inci maddesi ile Yönetmeliğin
22 nci maddesi uyarınca gizlilik kaydıyla sunmuş olduğu başvuru
formunun esas bilginin makul ölçüde anlaşılmasına olanak sağlayacak
ayrıntıda hazırlanmış gizli olmayan özetini talep etmiş ve söz konusu gizli
olmayan özeti, Yönetmeliğin 25 inci maddesi hükümlerince soruşturmanın
açılışının ardından ilgili taraflarla paylaşmıştır.
Yerinde doğrulama soruşturmaları
MADDE 8 – (1) Yönetmeliğin 21 inci
maddesi çerçevesinde, İstanbul’da yerleşik yerli üretici Sardoğan firması
ile Kocaeli’nde yerleşik yerli üretici Kalibre Boru firması nezdinde
23-25/3/2016 tarihlerinde yerinde doğrulama soruşturmaları
gerçekleştirilmiştir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Soruşturma Konusu Ürün ve Benzer Ürün
Soruşturma konusu ürün ve benzer
ürün
MADDE 9 – (1) 2015/19
sayılı ve 2016/3
sayılı Tebliğlerde başvuru ve soruşturma konusu ürün 73.04
gümrük tarife pozisyonunda başvuru konusu GTİP’ler altında
sınıflandırılan “demir (dökme demir hariç) ve çelikten dikişsiz çekme borular”
olarak tanımlanmıştı. Soruşturma esnasında yapılan incelemeler sonucunda,
YÜD’ün üretimini gerçekleştirdiği boruların 168,3 mm çapına kadar olduğu
tespit edilmiştir. Bu çerçevede, soruşturma konusu ürün kapsamı
daraltılarak yeniden tanımlanmıştır.
(2) Soruşturma konusu ürün, ekli
Tablo 1’de yer alan GTİP’lerde sınıflandırılan demir (dökme demir
hariç) ve çelikten dikişsiz çekme boruların çapı
168,3 mm’yi geçmeyenleridir.
(3) Soruşturma konusu ürünün ana
tiplerinden biri olan sıcak çekilmiş borular, demir veya çelik malzemenin
kaynak edilmeden sıcak haddeleme ve sıcak presleme süreçlerinden geçirilerek
sıcak çekme yoluyla ebatlandırılmasıyla üretilen borulardır. Soruşturma
konusu ürünün diğer ana tipi olan soğuk çekilmiş dikişsiz borular ise,
sıcak çekilmiş borunun soğuk olarak tekrar ebatlandırılması ve
belirli kullanım alanlarına göre hassasiyet kazandırılmasıyla üretilen
borulardır.
(4) Sıcak çekilmiş borunun
üretim aşamaları şu şekildedir: Hammadde kesim, hammadde ısıtma, Mannesmanmetodu
ile delme, haddeleme, ölçülendirme, soğutma bankosunda soğutma, doğrultma
ile uç kesme ve paketleme. Sıcak çekilmiş boru aynı zamanda soğuk çekilmiş
borunun hammaddesidir. Sıcak çekilmiş borunun üzerine yüzey hazırlama,
soğuk çekme, doğrultma, kontrol ve paketleme süreçleri eklenerek soğuk
çekilmiş boru üretilmektedir. Dikişsiz çekme çelik borular farklı çelik
kalitelerinde, farklı çaplarda ve farklı et kalınlıklarında
üretilebilmektedir.
(5) Sıcak çekilmiş boruların
kullanıldığı sektörler arasında petrol ve doğalgaz, otomotiv, madencilik,
savunma sanayi ve gemi sanayi gibi sektörler bulunmaktadır. İletim hattında
basınç bulunan bütün boru hatları ürünün kullanım alanına girmektedir.
Soğuk çekme dikişsiz çelik borular ise özellikle otomotiv sektörü, savunma
sanayi ve makine imalatında kullanılmaktadır.
(6) Gerek 2016/3
sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra
gerekse de 20/6/2016 tarihli nihai bildirim raporunun
yayınlanmasının ardından, bazı ithalatçı/kullanıcı firmalar
tarafından YÜD’ün ürün çeşitliliğinin az olduğu, bazı ürün
tiplerinin üretilmediği, bazı ürün tiplerinin ise yeterli
sertifikasyonların olmaması sebebiyle üretilemediği yönünde görüş
bildirilmiştir. YÜD nezdinde gerçekleştirilen yerinde doğrulama
soruşturmaları esnasında ve sonrasında yapılan incelemeler
sonucu, YÜD’ün soruşturma konusu ürünün farklı tiplerini üretme
yeteneğini haiz olduğu; ancak soruşturma konusu ürünün tüm tiplerinin
üretilemediği tespit edilmiştir. Bununla beraber, YÜD’ün ilgili
ürünün tüm tiplerini üretmek gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Yapılan
incelemeler sonucunda, YÜD’ün mevcut ürün kompozisyonunun
soruşturma konusu ürünün temel tiplerini içerdiği anlaşılmıştır.
(7) 2016/3
sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden önce,
bazı ithalatçı firmalar, 7304.49.10.00.00 ve
7304.49.93.00.00 GTİP’leri altında ithalatı gerçekleştirilen
soruşturma konusu paslanmaz çelikten dikişsiz çekme boruların teknik ve
fiziki özellikleri ile temel kullanım alanı itibariyle YÜD tarafından
üretilen ürünlerle benzer ürün kapsamında mütalaa edilemeyeceğini Bakanlığa
bildirmişlerdir. Yapılan ön inceleme sonucunda ise söz konusu
paslanmaz çelikten dikişsiz çekme boruların YÜD’ün ürettiği ya da
üretme yeteneğini haiz olduğu ürünlerle benzer ürün olarak değerlendirilemeyeceği
sonucuna varılmış ve 2016/3
sayılı Tebliğde bahse konu iki GTİP altından ithalatı
gerçekleştirilen ürünler soruşturma konusu ürün kapsamından çıkarılmıştır.
(8) 2016/3
sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra ise
bazı ithalatçı/kullanıcı firmalar, bazı ihracatçı firmalar ve JESDER geçici
önleme tabi 7304.23.00.10.00 GTİP altında sınıflandırılan sondaj boruları
ile 7304.29.10.10.00 GTİP altında sınıflandırılan muhafaza borularının
üretim yöntemleri, teknik ve fiziki özellikleri ile kullanım alanlarının
diğer dikişsiz çelik çekme borulardan ayrıştığını belirterek bu tür
boruların soruşturma kapsamı dışında bırakılmasını talep etmişlerdir.
Yapılan inceleme sonucunda, gaz veya petrol sondajında, muhafaza ya da
üretiminde kullanılan boruların Amerikan Petrol Enstitüsü standartlarına
göre yüksek mukavemetli H40, J55, K55, N80-Q, M65, L80, C90, C95, T95, P110
ve Q125 gibi çelik kalitelerinden üretilen gövde borusunun iki ucuna
bağlantı elemanlarının sürtünmeli kaynak yoluyla bağlanıp sonrasında ısıl
işlem, yüzey sertleştirme, iç tarafına plastik kaplama ile dişi ve/veya
erkek tarafına sert tungsten karbid kaplama gibi işlemlerden
geçirilmesi suretiyle üretildiği tespit edilmiştir. Bu kapsamda, söz
konusu boruların üretim yönteminin diğer dikişsiz çelik çekme borulardan
ayrıştığı değerlendirilmiştir. Kendisine özgü bir üretim yöntemiyle
üretilen sondaj ve muhafaza borularının kullanım alanının da diğer dikişsiz
çelik çekme borulardan ayrışarak sadece petrol, gaz ya da jeotermal
sondajıyla sınırlı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu çerçevede, söz konusu
iki GTİP altında ithalatı gerçekleştirilen
ürünlerle YÜD’ün ürettiği ya da üretme yeteneğini haiz olduğu
ürünlerin teknik ve fiziki özellikler ile kullanım alanları itibariyle
benzer ürün olmadığı sonucuna varılmış ve bu iki GTİP altında
sınıflandırılan eşya soruşturma konusu ürün kapsamından çıkarılmıştır.
(9) 2016/3
sayılı Tebliğ ile geçici önlemin yürürlüğe girmesinden sonra,
bir ithalatçı firma 7304.31.20.90.00 GTİP altında sınıflandırılan ve teknik
tanımı “çift katlı olarak imal edilmiş, iç ve dış yüzeyi bakır kaplı
çelik borular”ın teknik ve fiziki özellikleri ile kullanım
alanlarının YÜD’ün ürettiği ya da üretme yeteneğini haiz olduğu
dikişsiz çelik çekme borularla benzer olmadığı gerekçesiyle bahse konu
bakır kaplı çelik boruların soruşturma konusu ürün kapsamından
çıkarılmasını talep etmiştir. Yapılan inceleme sonucu, 7304.31.20.90.00
GTİP altında ithalatı gerçekleştirilen “çift katlı olarak imal edilmiş, iç
ve dış yüzeyi bakır kaplı çelik borular” ile YÜD’ün ürettiği ya
da üretme yeteneğini haiz olduğu ürünlerin teknik ve fiziki özellikler ile
kullanım alanları itibariyle benzer ürün olmadığı sonucuna varılmış ve
bahse konu eşya soruşturma konusu ürün kapsamından çıkarılmıştır.
(10) JESDER ve bir ithalatçı
firmanın nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş olduğu görüşlerde,
7304.19.10.00.11 ve 7304.19.10.00.12 GTİP’ler altında
sınıflandırılan gaz veya petrol boru hatlarında kullanılan ince ve kalın
boruların da sondaj ve muhafaza boruları gibi soruşturma konusu ürün
kapsamı dışında bırakılması gerektiği ifade edilmiştir. Yapılan
değerlendirme sonucu, 7304.19.10.00.11 ve
7304.19.10.00.12 GTİP’ler altında sınıflandırılan gaz veya petrol
boru hatlarında kullanılan ince ve kalın borular ile YÜD’ün ürettiği
ya da üretme yeteneğini haiz olduğu ürünlerin teknik ve fiziki özellikler
ile kullanım alanları itibariyle benzer ürün oldukları tespit edilmiş ve
bahse konu iki GTİP altında sınıflandırılan eşya soruşturma konusu ürün
kapsamı dâhilinde tutulmuştur.
(11) Diğer taraftan, YÜD
tarafından üretilen dikişsiz çelik çekme borular ile soruşturma konusu
ülkeden ithal edilen ürünler arasında teknik ve fiziksel özellikler,
kullanım alanları, dağıtım kanalları ve birbirini ikame edebilmeleri
açısından bir fark bulunmadığı, ÇHC’den ithal edilen soruşturma
konusu eşya ile YÜD tarafından üretilen soruşturma konusu ürünün
Yönetmeliğin 4 üncü maddesi çerçevesinde benzer ürün olarak kabul
edilebileceği değerlendirilmiştir.
(12) Soruşturma konusu ürün ve
benzer ürün ile ilgili açıklamalar genel içerikli olup uygulamaya esas olan
bilgi, yürürlükteki Türk Gümrük Tarife Cetvelinde bulunan ilgili GTİP ve
karşılığı eşya tanımıdır.
(13) Önleme tabi ürünün Türk
Gümrük Tarife Cetvelinde yer alan tarife pozisyonunda yapılacak değişiklikler
bu Tebliğ hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Dampinge İlişkin Belirlemeler
Genel
MADDE 10 – (1)
7 nci maddenin dördüncü fıkrasında soru formuna cevap veren
üretici/ihracatçı firmaların sayısının çok fazla olması nedeniyle damping marjı
hesabında Yönetmeliğin 27 nci maddesi hükümlerince örnekleme
yoluna gidildiği ifade edilmiştir. Bu kapsamda, örneklemeye dahil
edilen Hubei Group ve Shandong Huitong Group firmaları
için soruşturma dönemine yönelik damping marjı hesabı yapılmıştır.
TPCO firmasının soruşturma döneminde Türkiye’ye olan satışlarının tamamı
ise soruşturma konusu ürün kapsamının daraltılarak yeniden tanımlanması
sonucunda soruşturma kapsamı dışında kaldığından, söz konusu firma için
herhangi bir damping marjı hesabı yapılmamıştır.
Normal değerin tespiti
MADDE 11 – (1) Yönetmeliğin ek 1 inci
maddesi uyarınca, piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılan ithalata
yönelik damping soruşturmalarında, ilgili ülkedeki soruşturmaya
tabi üreticilerin soruşturma konusu ürünün üretiminde ve satışında bahse
konu maddede belirtilen ölçütler çerçevesinde piyasa ekonomisi koşullarının
geçerli olduğunu yeterli delillerle göstermesi halinde bu üreticiler için
normal değerin tespitinde Yönetmeliğin 5 inci maddesi, aksi durumda ise Yönetmeliğin
7 nci maddesi uygulanmaktadır.
(2) ÇHC’de yerleşik
üretici/ihracatçılardan soru formuna cevap gönderenlerin tamamı kendileri
için Yönetmeliğin 7 nci maddesinin uygulanmasını talep
etmişlerdir. Bu çerçevede, örnekleme içine dâhil edilen ÇHC’deyerleşik
üretici/ihracatçı firmalar için normal değer, Yönetmeliğin
7 nci maddesi çerçevesinde, Türkiye’de benzer malın birim imalat
maliyetine genel, idari ve satış giderleri, finansman giderleri ile makul
bir kârın eklenmesi suretiyle oluşturulmuştur. Normal değer tespiti
yapılırken, ÇHC’li firmaların lehine olacak şekilde hammadde,
işgücü ve enerji giderlerinde çeşitli ayarlamalar yapılmıştır.
(3) Shandong Huitong Group ve Hubei Group firmaları
nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, kendileri için
hesaplanan damping marjının ayrıntılarını içeren firma özel
bildirimlerinde oluşturulmuş normal değerin nasıl hesaplandığına yönelik
matematiksel bir verinin bulunmadığını, bu durumun savunma haklarını
engellediğini iddia etmişlerdir. Ancak, oluşturulmuş normal değere temel
teşkil eden YÜD’ün tip bazında birim maliyetleri, Yönetmeliğin
22 nci maddesi kapsamında açıklanması rakiplere önemli bir fayda
sağlayabilecek gizli bilgi olarak addedilmektedir. Bu tür bilgiler ise,
yine Yönetmeliğin 22 nci maddesine göre bilgiyi sağlayan tarafın
özel izni olmadan açıklanamamaktadır.
İhraç fiyatı
MADDE 12 – (1) İhraç fiyatı
Yönetmeliğin 9 uncu maddesi uyarınca ihracatçı firmaların Türkiye’ye
satışlarında ilk bağımsız alıcıya fiilen ödenen fiyat esasında belirlenmiştir.
Fiyat karşılaştırması
ve damping marjı
MADDE 13 – (1) Adil bir
karşılaştırmanın yapılabilmesini teminen, normal değer ile ihraç
fiyatı mümkün olduğu ölçüde fabrika çıkış aşamasına getirilerek aynı ticari
aşamada karşılaştırılmıştır.
(2) Shandong Huitong Group ve Hubei Group firmalarının
nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, ihraç
fiyatının gerekli ayarlamalar yapılarak fabrika çıkış aşamasına
getirildiği; ancak, oluşturulmuş normal değer için benzer ayarlamaların
yapılmadığının tahmin edildiği ve bu durumun adil karşılaştırmanın önüne
geçtiği ifade edilmektedir. Gerek firma özel bildirimlerinde gerekse de
nihai bildirim raporunda yer aldığı üzere YÜD tarafından sunulan maliyetler
üzerinde ÇHC’li firmaların lehine ayarlamalar yapılarak
hesaplanan oluşturulmuş normal değer fabrika çıkış aşamasına getirilmiş ve
yine fabrika çıkış aşamasına getirilen ihraç fiyatıyla karşılaştırılmıştır.
(3) Soru formuna cevap veren
ancak örnekleme içinde yer almayan firmalar için damping marjı,
örnekleme içinde yer alan firmalara hesaplanan damping marjının ağırlıklı
ortalamasının alınması suretiyle bulunmuştur. Soru formuna cevap vermeyen
firmalar için ise Yönetmeliğin 26 ncı maddesi hükmü
uyarınca damping marjı tespiti yapılmıştır.
(4) Buna göre, soru formuna
cevap veren ve örnekleme içinde yer alan üretici/ihracatçı firmalar, soru
formuna cevap veren ancak örnekleme içinde yer almayan firmalar ve soru
formuna cevap vermeyen diğer firmalar için CIF bedelin yüzdesi ve ABD
Doları/Ton olarak hesaplanan damping marjları aşağıda yer
almaktadır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Zarara İlişkin Belirlemeler
Genel açıklamalar
MADDE 14 – (1) Yönetmeliğin
17 nci maddesi çerçevesinde, soruşturma konusu ülke
menşeli dampingli ithalatın hacminde önemli ölçüde bir artış olup
olmadığı ve bu ithalatın iç piyasadaki benzer mal fiyatları ile YÜD
üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu
çerçevede, dampingli ithalatın miktarı ve gelişimi, dampingli
ithalatın fiyatlarının gelişimi, yurt içi tüketim ve pazar payları, fiyat
baskısı ve fiyat kırılması ile YÜD’ün ekonomik göstergeleri
incelenmiştir. Söz konusu inceleme, 9 uncu maddede belirtilen soruşturma
konusu ürün için 5 inci maddede belirtilen zarar inceleme dönemi kapsamında
yapılmıştır. İnceleme kapsamında kullanılan ithalat istatistikleri TÜİK
kaynaklıdır.
Ürünün genel ithalatı
MADDE 15 – (1) Soruşturmaya konu
ürünün 2012 yılında 128.465.838 Kg olan tüm ülkelerden ithalatı, 2013
yılında 128.112.521 Kg, 2014 yılında ise 140.081.415 Kg olarak
gerçekleşmiştir. Değer olarak ise, 2012 yılında 188.873.379 ABD Doları olan
toplam ithalat, 2013 yılında 169.508.027 ABD Doları, 2014 yılında ise
169.561.964 ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. 2012-2014 döneminde toplam
ithalat miktar bazında %9 oranında artış göstermiştir.
(2) Genel ithalatın ortalama
birim fiyatlarına bakıldığında, 2012 yılında 1,47 ABD Doları/Kg olan
fiyatların, 2013 yılında 1,32 ABD Doları/Kg, 2014 yılında ise 1,21 ABD
Doları/Kg olarak gerçekleştiği görülmüştür. 2012-2014 döneminde genel
ithalatın birim fiyatları %17,7 oranında düşüş göstermiştir.
Ürünün soruşturma konusu ülkeden
ithalatı
MADDE 16 – (1) ÇHC
menşeli dampingli ithalatın gelişimi incelendiğinde, 2012 yılında
43.085.676 Kg olarak gözlenen ithalat miktarının 2013 yılında
56.195.524 Kg’a ulaştığı, 2014 yılında ise 73.905.811 Kg
seviyesine çıktığı görülmektedir. ÇHC menşeli ithalatın genel ithalat
içerisindeki payına bakıldığında ise 2012 yılında %34 seviyesinde olan
ithalat içindeki payın, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla %44 ve %53 olarak
gerçekleştiği görülmektedir.
(2) ÇHC’den gerçekleştirilen
ithalatın ortalama birim fiyatları 2012 ve 2013 yıllarında sırasıyla 1,08
ABD Doları/Kg ve 0,93 ABD Doları/Kg iken, 2014 yılında 0,87 ABD Doları/Kg
olarak kaydedilmiştir. ÇHC menşeli ithalatın birim fiyatları genel
ithalatın birim fiyatlarından 2012 yılında %26,3, 2013 yılında %29,7, 2014
yılında ise %27,8 oranında daha düşük seviyede gerçekleşmiştir. Görüldüğü üzere,
zarar inceleme dönemini kapsayan her üç yılda da ÇHC
kaynaklı dampingli ithalatın ağırlıklı ortalama birim fiyatları
genel ithalatın birim fiyatlarının önemli ölçüde altında seyretmiştir.
Diğer ülkelerden ithalat
MADDE 17 – (1) Soruşturma konusu
ürünün diğer ülkelerden gerçekleştirilen ithalatına bakıldığında, 2012
yılında 85.380.162 Kg olan ithalat miktarının 2013 ve 2014 yıllarında
sırasıyla 71.916.997 ve 66.175.604 Kg olarak gerçekleştiği görülmektedir.
İthalatın değer bazında gelişimi incelendiğinde, 2012 yılında 142.207.484
ABD Doları olan ithalat değerinin, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla
117.271.434 ve 104.944.972 ABD Doları seviyelerinde gerçekleştiği
görülmektedir.
(2) Üçüncü ülkeler menşeli
ithalatın genel ithalat içerisindeki payı ise 2012 yılında %66, 2013 ve
2014 yıllarında ise %56 ve %47 düzeyinde gerçekleşmiştir. Diğer ülkeler
kaynaklı ithalatın genel ithalat içindeki payı, zarar inceleme döneminde
önemli oranda düşüş göstermiştir.
(3) Diğer ülkeler kaynaklı
ithalatın ortalama birim fiyatlarına bakıldığında ise 2012 yılında 1,67 ABD
Doları/Kg olan ortalama birim fiyatın, 2013 yılında 1,63 ABD Doları/Kg,
2014 yılında ise 1,59 ABD Doları/Kg olarak gerçekleştiği görülmektedir.
Türkiye’deki toplam benzer mal
tüketimi ve pazar payları
MADDE 18 – (1) Soruşturma konusu
üründe dampingli olduğu tespit edilen ithalatın nispi olarak
gelişimini görebilmek için, söz konusu ithalatın toplam Türkiye benzer mal
tüketimi içindeki payı incelenmiştir. Bu bağlamda, öncelikle şikâyetçi,
destekçi ve bilinen diğer yerli üretici firmaların yurt içi satış miktarı
ile genel ithalat miktarı toplanarak ilgili yılda Türkiye benzer mal
tüketimi elde edilmiştir.
(2) Buna göre, 2012 yılında 100
birim olan yurt içi tüketim endeksi, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 100
ve 107 birim olarak gerçekleşmiştir.
(3) YÜD’ün pazar payı
2012 yılında 100 birim kabul edildiğinde, 2013 ve 2014 yıllarında,
sırasıyla 100 ve 83 olarak gerçekleşmiştir.
(4) ÇHC’nin 2012
yılında 100 birim olan pazar payı endeksi, önemli düzeyde bir artış eğilimi
göstererek, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 131 ve 160 olarak
gerçekleşmiştir.
(5) Diğer ülkelerin 2012 yılı
için 100 birim olan toplam pazar payı endeksi ise, 2013 ve 2014 yıllarında
genel bir azalma eğilimi göstererek sırasıyla 85 ve 72 olmuştur.
(6) Soruşturma konusu ülke
olan ÇHC’nin pazar payı 2012-2014 döneminde %60 oranında artış
gösterirken, aynı dönemde YÜD’ün pazar payı %17, diğer ülkelerin
pazar payı ise %28 oranında düşüş göstermiştir.
(7) Pazar payını %60 oranında
artıran ÇHC’nin piyasa payını nasıl artırdığı incelendiğinde,
artışın %62,3’ünün diğer ülkeler menşeli ithalatın düşüşünden,
%5’inin YÜD’ün iç piyasa satışı düşüşünden ve %32,7’sinin ise
büyüyen pazardan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Fiyat kırılması ve baskısı
MADDE 19 – (1) Fiyat kırılması, ithal
ürün fiyatlarının Türkiye piyasasında YÜD’ün yurt içi satış
fiyatlarının ne kadar altında kaldığını göstermektedir. Fiyat baskısı ise
ithal ürünün fiyatlarının Türkiye piyasasında YÜD’ün yurt içi
satış fiyatlarını olması gereken seviyeye göre yüzde olarak ne kadar baskı
altında tuttuğunu gösterir. Bu kapsamda, soruşturma konusu ülkeden
gerçekleştirilen ithalatın YÜD’ün fiyatlarını ne ölçüde kırdığı
ve baskı altında tuttuğu incelenmiştir.
(2) Fiyat kırılması ve fiyat
baskısı hesabı soruşturma konusu ürünün iki ana tipi özelinde yapılmıştır.
Ürünün iki ana tipinden sıcak çekilmiş borular için YÜD verileri Sardoğan
firmasından, soğuk çekilmiş borular için ise YÜD verileri Kalibre Boru
firmasından temin edilmiştir. CIF ithalat fiyatları ise iki ana
tipin GTİP’lerinden gerçekleştirilen ithalatın fiyatları olarak
belirlenmiştir. İthalatın Türkiye pazarına giriş fiyatları ise CIF ithal
fiyatların üzerine gümrük vergisi ve diğer ithalat masraflarının eklenmesi
suretiyle bulunmuştur.
(3) ÇHC menşeli ithalatın
Türkiye pazarına giriş fiyatları fiyat kırılması
hesabında YÜD’ün iç piyasa satış fiyatlarıyla, fiyat baskısı
hesabında ise YÜD’ün ticari maliyetine eklenen makul kâr oranı
(%5) ile elde edilen “olması gereken yurt içi satış fiyatları” ile karşılaştırılmıştır.
Her iki hesap da 2012-2014 dönemi için yapılmıştır.
(4) Buna göre, sıcak çekilmiş
borularda ÇHC menşeli ithalatın YÜD’ün iç piyasa fiyatlarını
2012-2014 döneminde sırasıyla %X, %X ve %1X oranında kırdığı ve %3X, %5X ve
%4X oranında baskı altında tuttuğu tespit edilmiştir.
(5) Soğuk çekilmiş borularda ise
ÇHC menşeli ithalat aynı dönemde YÜD’ün iç piyasa fiyatlarını
sırasıyla CIF bedelin %5X, %3X ve %5X’i oranında kırmış ve %5X, %4X ve
%5X’i oranında baskı altında tutmuştur.
YÜD’ün ekonomik
göstergeleri
MADDE 20 – (1) YÜD’ün ekonomik
göstergeleri, zarar inceleme dönemi olan 2012-2014 yıllarını içerecek ve
dönemsel gelişmeleri yansıtacak şekilde incelenmiştir. Ekonomik
göstergelerin değerlendirmesinde Sardoğan ve Kalibre Boru firmalarının verileri
kullanılmıştır. Göstergeler arasında yer alan tüm parasal değerler dönemsel
karşılaştırmanın daha sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi
için, TÜİK’ten temin edilen Üretici Fiyatları Endeksi
kullanılarak enflasyondan arındırılmış ve böylelikle reel değerlere
ulaşılmıştır. Reel değerler ise endekslenerek zarar inceleme dönemindeki
eğilim analiz edilmiştir.
a) Üretim, kapasite ve kapasite
kullanım oranı
1) YÜD’ün soruşturma
konusu ürün için 2012 yılında 100 olan üretim miktar endeksi, 2013 yılında
79’a düşmüş, 2014 yılındaysa 97 olarak
gerçekleşmiştir. YÜD’ün 2012 yılında 100 olan üretim kapasitesi,
2013 ve 2014 yıllarında sabit kalmıştır. Söz konusu üründe kapasite
kullanım oranı endeksi, 2012 yılında 100 iken, 2013 yılında 79’a düşmüş,
2014 yılında ise 97 olarak gerçekleşmiştir.
2) Zarar inceleme döneminde
soruşturma konusu ürünün üretimi ve kapasite kullanım oranı
hemen hemen aynı seyretse de, yüksek kapasiteye rağmen düşük
miktardaki üretim sonucu, YÜD toplam kapasitesinin ancak
%X’inikullanmıştır. %9X’lik kullanılmayan kapasite
ise, YÜD’ün kapasitesinin önemli bir bölümünün atıl kaldığını
göstermektedir.
b) Yurt içi satışlar
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 olan yurt içi satış miktar endeksi 2013’te 102’ye yükselmiş, 2014
yılındaysa 85’e gerilemiştir. Görüldüğü üzere, YÜD’ün iç piyasa
satışları zarar inceleme döneminde %15 oranında düşüş göstermiştir.
c) Yurt içi fiyatlar
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 olan ağırlıklı ortalama yurt içi birim satış fiyatları, 2013 yılında
95’e düşmüş, 2014 yılındaysa 100 olarak gerçekleşmiştir.
ç) Yurt dışı satışlar
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 olan yurt dışı satış miktar endeksi 2013’te 44’e düşmüş, 2014
yılındaysa 272 olarak gerçekleşmiştir.
d) Pazar payı
1) YÜD’ün pazar payı
2012 yılında 100 birim kabul edildiğinde, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla
100 ve 83 olarak gerçekleşmiştir. Görüldüğü üzere, YÜD’ün iç
piyasa pazar payı zarar inceleme döneminde %17 oranında düşüş göstermiştir.
e) Maliyetler
1) YÜD’ün birim ticari
maliyet endeksi 2012, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla 100, 103 ve 93
şeklinde gerçekleşmiştir.
f) Kârlılık
1) YÜD’ün soruşturma
konusu ürünün yurt içi satışlarından elde ettiği birim kârlılık 2012
yılında -100 olarak kabul edildiğinde, 2013 yılında -393 ve 2014 yılında
159 olarak gerçekleşmiştir.
g) Stoklar
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 olan stok miktar endeksi 2013’te 97’ye düşmüş, 2014 yılındaysa 136’ya
çıkmıştır.
ğ) İstihdam
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 birim olan direkt işçi sayısı endeksi 2013 yılında 96’ya, 2014
yılındaysa 88’e düşmüştür. Görüldüğü üzere, YÜD’ün soruşturma
konusu ürünün üretiminde çalışan direkt işçi sayısı zarar inceleme
döneminde %12 oranında düşüş göstermiştir.
h) Verimlilik
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 olan verimlilik endeksi, 2013’te 83’e düşmüş, 2014’te ise 110 olmuştur.
ı) Nakit akışı
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 olan soruşturma konusu ürün temelindeki nakit akış endeksi, 2013
yılında -165, 2014’te ise 166 olarak gerçekleşmiştir.
i) Ücretler
1) YÜD’ün 2012 yılında
100 olan aylık brüt işçi ücreti endeksi, 2013 yılında 103’e çıkmış, 2014’te
ise 100 olarak gerçekleşmiştir.
j) Net
kârlılık, özsermaye kârlılığı ve yatırım hâsılatı
1) YÜD’ün bütün
faaliyetleri ile ilgili olarak 2012 yılında 100 olan net kârlılık endeksi,
takip eden yıllarda sırasıyla 42 ve 120 olarak gerçekleşmiştir.
2) Özsermaye kârlılığının
göstergesi olarak kabul edilen Kâr/Özsermaye endeksi 2012 yılında 100
iken takip eden yıllarda sırasıyla 44 ve 125 olarak gerçekleşmiştir.
3) Yatırımların geri dönüş
oranının göstergesi olarak kabul edilen Kâr/Aktif Toplamı endeksi 2012
yılında 100 iken takip eden yıllarda sırasıyla 42 ve 133 olarak
gerçekleşmiştir.
k) Büyüme
1) YÜD’ün bütün
faaliyetleri ile ilgili olarak bilançosunda yer alan varlıkların toplamı
2012 yılında 100 iken takip eden yıllarda sırasıyla 105 ve 109 olarak
gerçekleşmiştir.
l) Özsermaye artışı
1) YÜD’ün bütün
faaliyetleri ile ilgili olarak, 2012 yılında 100
olan özsermaye büyüklük endeksi takip eden yıllarda sırasıyla 100
ve 116 olarak gerçekleşmiştir.
m) Yatırımların seyri
1) YÜD’ün bütün
faaliyetleri ile ilgili olarak 2012 yılında 100 olan yatırım endeksi takip
eden yıllarda sırasıyla 217 ve 108 olarak gerçekleşmiştir.
YÜD’ün ekonomik
göstergelerinin değerlendirilmesi
MADDE 21 – (1) YÜD’ün zarar
inceleme dönemindeki ekonomik göstergeleri incelendiğinde üretim, yurt içi
satışlar, pazar payı ve istihdam göstergelerinin zarar inceleme döneminde
önemli oranlarda düşüş gösterdiği görülmektedir. Zarar inceleme döneminde
Türkiye tüketiminin artıyor, pazarın ise büyüyor olmasına rağmen, YÜD’ün iç
piyasa satışları azalmış ve pazar payı %17 oranında düşüş göstermiştir.
(2) YÜD’ün soruşturma
konusu üründeki kapasitesi oldukça yüksek seviyelerde olmasına rağmen zarar
inceleme döneminde kapasite kullanım oranı %X civarında seyretmiştir. Bu
durum, YÜD’ün kurulu kapasitesinin önemli bir bölümünün atıl
kaldığını göstermektedir.
(3) YÜD’ün yurt içi
satış fiyatları zarar inceleme döneminde reel anlamda sabit seyretmiştir.
Aynı dönemdeYÜD’ün maliyetlerinde %7’lik bir düşüş görülmüştür. Bu
durum, YÜD’ün yurt içi birim kârlılığını olumlu etkilemiş ve negatif
kârlılık 2014 yılında pozitife dönmüştür. Ancak, YÜD’ün 2014
yılında soruşturma konusu üründen elde ettiği kâr ancak %1-2 seviyesinde
gerçekleşmiştir.
(4) YÜD’ün soruşturma
konusu üründeki stokları zarar inceleme döneminde %36 seviyesinde bir artış
göstermiştir. Bu kapsamda, YÜD’ün stok çevrim hızı önemli oranda
düşüş göstermiş ve stok maliyetleri artmıştır. Öte yandan, zarar inceleme
döneminde YÜD’ün ihracatı önemli oranda artarken, kişi başına
üretimi gösteren verimlilik endeksi de 2014 yılında 2012 yılına göre %10
oranında artış göstermiştir.
(5) YÜD geneli göstergelere
bakıldığında ise, zarar inceleme döneminde yatırımların
arttığı; özsermaye, aktif büyüklük ve net kârlılığın da artış
gösterdiği görülmektedir. YÜD’ün tüm faaliyetlerine yönelik net
kârlılık endeksinin pozitif olması ve 2012-2014 döneminde reel anlamda %45
artış göstermesi, YÜD’ün soruşturma konusu ürün harici diğer
ürünlerden kâr elde edebildiğini göstermektedir.
(6) Bazı ihracatçı firmaların
nihai bildirim raporuna yönelik sunmuş oldukları görüşlerde, YÜD ekonomik
göstergelerinin 2016/3 sayılı Tebliğ ile nihai bildirim
raporu arasında farklılık gösterdiğini ifade ederek farklılığın nedeninin
açıklanması gerektiğini bildirmişlerdir. Soruşturmaya yönelik geçici bilgi,
bulgu ve değerlendirmelerin yer aldığı 2016/3 sayılı Tebliğdeki YÜD ekonomik
göstergeleri ile soruşturmaya yönelik nihai bilgi, bulgu ve
değerlendirmelerin yer aldığı nihai bildirim raporundaki YÜD ekonomik
göstergelerinin arasında bulunan nicel farklılıklar YÜD nezdinde gerçekleştirilen
yerinde doğrulama soruşturmaları kaynaklıdır.
Zarara ilişkin değerlendirme
MADDE 22 – (1) Yönetmeliğin
17 nci maddesine göre YÜD’de zarar
tespiti dampingli ithalatın hacmi ve bu ithalatın iç piyasadaki
benzer mal fiyatları ile YÜD üzerindeki etkilerini içermektedir. Bu
çerçevede, ÇHC menşeli ithalatın mutlak ve nispi olarak gelişimine
bakılmıştır. ÇHC menşeli soruşturma konusu dampingli ithalat,
zarar inceleme döneminde miktar olarak %71,5, değer olarak ise %38,5
oranında artış göstermiştir. İlaveten, ÇHC menşeli ithalatın Türkiye toplam
tüketiminden aldığı pay, zarar inceleme döneminde %60 oranında artış
göstermiştir. YÜD’ün toplam Türkiye pazarından aldığı pay ise
2012-2014 yılları arasında %17 oranında gerilemiştir.
(2) ÇHC menşeli ithalatın
fiyatlarının YÜD’ün iç piyasa satış fiyatları üzerindeki etkisini
görebilmek için fiyat kırılması ve fiyat baskısı hesabı yapılmıştır. Buna
göre ÇHC menşeli ithalatın fiyatlarının YÜD’ün iç piyasa satış
fiyatlarını belirli seviyelerde kırdığı ve baskı altında tuttuğu tespit
edilmiştir.
(3) YÜD’de zarar
incelemesinin bir diğer ayağı olan YÜD’ün ekonomik
göstergelerinde üretim, yurt içi satışlar, stoklar, kapasite kullanım
oranı, istihdam ve pazar payı gibi unsurlarda olumsuzluklar gözlenmiştir.
(4) Tüm veriler birlikte
değerlendirildiğinde, YÜD’de soruşturma konusu ürün bağlamında
zarar inceleme döneminde maddi zararın mevcut olduğu tespit edilmiştir.
ALTINCI BÖLÜM
Dampingli İthalat ile Zarar Arasındaki
Nedenselliğe İlişkin Belirlemeler
Dampingli ithalatın etkisi
MADDE 23 – (1) Soruşturma konusu
ülkeden gerçekleştirilen ve dampingli olan ithalat, zarar
inceleme döneminde mutlak ve nispi olarak önemli oranda artış göstermiştir.
(2) Dampingli
ithalatın YÜD’ün iç piyasa satış fiyatları üzerindeki etkisi incelendiğinde,
gerek sıcak çekilmiş borularda gerekse de soğuk çekilmiş borularda önemli
düzeylerde fiyat kırılması ve fiyat baskısı görülmektedir. Bu durum, her
iki ürün tipinde de YÜD’ün iç piyasa birim
fiyatlarının dampingli ithalat tarafından kırıldığını ve YÜD’ün iç
piyasa fiyatlarını olması gereken seviyelerde belirleyemediğini
göstermektedir.
(3) 21 inci maddede yer alan
tespitlere göre, YÜD büyüyen iç pazardan pay alamamış, soruşturma konusu
üründen büyük ölçüde kâr elde edememiş, kâr ettiği dönemde ise oldukça
düşük bir oranda kâr etmiş, kapasitesinin önemli bir bölümü atıl kalmış,
istihdamı, üretimi, iç piyasa satışları aşağı yönlü seyrederken stoklarında
artış meydana gelmiştir. Zarara ilişkin veriler bir bütün olarak
değerlendirildiğinde, YÜD’ün ekonomik göstergelerinde bozulma
meydana geldiği, mutlak ve nispi olarak artış eğiliminde
olan dampingli ithalatın YÜD’ün fiyatlarını baskı
altında tuttuğu tespit edilmiştir.
Zarara neden olabilecek diğer
unsurlar
MADDE 24 – (1) Yönetmeliğin
17 nci maddesi hükümleri gereğince, YÜD’de maddi zarara
yol açabileceği düşünülen diğer bilinen unsurlar incelenmiştir. Bu
kapsamda, üçüncü ülke menşeli ithalatın hacmi ve fiyatları, YÜD’ünihracat
performansı ve verimliliği, kullanıcı talebinde yaşanan gelişmeler ile
teknolojik farklılıklar konuları incelenmiştir.
Üçüncü ülkelerden ithalat
MADDE 25 – (1) Zarar inceleme
döneminde, üçüncü ülkelerden yapılan ithalat gerek miktar gerekse de değer
olarak azalmıştır. Azalma eğiliminde olan üçüncü ülkeler menşeli ithalatın
ağırlıklı ortalama birim fiyatları da soruşturma konusu ülke menşeli
ithalatın ağırlıklı ortalama birim fiyatlarının oldukça üzerinde
seyretmektedir.
(2) Sonuç olarak, diğer ülkeler
kaynaklı soruşturma konusu ürün ithalatının YÜD’de görülen maddi
zarar durumuna etkisinin olmadığı değerlendirilmektedir.
YÜD’ün ihracat performansı
ve verimliliği
MADDE 26 – (1)
20 nci maddede yer alan tespitlere göre, YÜD’ün zarar
inceleme döneminde ihracatı gerek miktar gerekse de değer olarak önemli
ölçüde artış göstermiştir. 2014 yılı ihracatı 2012 yılına göre yaklaşık üç
katına çıkmıştır. YÜD’ün verimliliği de aynı dönemde %10 oranında
artış göstermiştir. Bu kapsamda, YÜD’ün ihracat performansının
veya verimliliğinin YÜD’de görülen maddi zarar durumuna etkisinin
olmadığı değerlendirilmektedir.
Diğer unsurların etkisi
MADDE 27 – (1) Soruşturmaya konu
ürünün kullanım alanı ve tüketici algılamasının aynı kaldığı ve dolayısıyla
tüketim eğiliminde bir değişiklik olmadığı, soruşturmaya konu ülkelerde
üretilen benzer ürün ile YÜD tarafından üretilen benzer ürünün üretim
teknolojisinde bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Bazı
ithalatçıların iddialarına göre, son yıllarda yüksek basınca dayanıklı
dikişli borular, dikişsiz çekme borulara alternatif olarak piyasada tercih
edilmeye başlamıştır. Ancak, bu eğilimin YÜD’de ÇHC
menşeli dampingli ithalattan kaynaklanan ve fiyat bazlı haksız
rekabet sonucu oluşan maddi zarar durumunu etkileyecek seviyelerde olmadığı
değerlendirilmektedir. Yapılan değerlendirme sonucu, YÜD’demeydana
gelen zararın talepteki değişimden ya da teknolojik farklılıktan
kaynaklanan kalite unsurundan kaynaklanmadığı düşünülmektedir.
(2) Diğer taraftan, ilgili
taraflarca, bilinen diğer unsurlar haricinde zarara neden olabilecek
herhangi bir unsur gündeme getirilmemiştir.
(3) Yapılan tespit ve
değerlendirmeler sonucunda, ÇHC menşeli dampingli ithalatın hem
mutlak hem nispi olarak artışı ile bu ithalatın YÜD’ün fiyatları
üzerindeki etkisinin YÜD’ün ekonomik göstergelerinde meydana
gelen bozulmayla eş zamanlı olarak ortaya çıkması dikkate alınarak bahse
konu dampingli ithalat ile YÜD üzerinde oluşan maddi zarar durumu arasında
illiyet bağının olduğu sonucuna varılmıştır.
YEDİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Karar
MADDE 28 – (1) Soruşturma konusu
dikişsiz çelik çekme borular, sondaj, otomotiv, enerji santralleri, inşaat
ve buna benzer birçok sanayinin önemli bir girdisidir. Bu kapsamda, Kanunun
7 nci ve 13 üncü maddeleri hükmü çerçevesinde zararı ortadan
kaldıracak daha az oranlı bir önlem uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Öte yandan, yerli üreticilerden Sardoğan firması, YÜD’ün rekabet
ettiği ürün kompozisyonunun ağırlıklı olarak düşük fiyatlı ithalat
olduğunu, olası bir dampinge karşı önlemin maktu olarak
uygulanmasının düşük fiyatlı ürünlerle rekabet açısından daha isabetli
olacağını ifade etmiştir.
(2) Soruşturma sonucunda, ÇHC
menşeli soruşturma konusu ürün ithalatının dampingli olduğu, YÜD’de zararın
bulunduğu ve her ikisi arasında illiyet bağının mevcut olduğu tespit
edilmiş olup, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun kararı ve
Ekonomi Bakanının onayı ile aşağıda tanımı ve menşei belirtilen eşyanın
Türkiye’ye ithalatında karşısında belirtilen oranlarda dampinge karşı kesin
önlem yürürlüğe konulmuştur.
Geçici önlemlerin kesin olarak
tahsili
MADDE 29 – (1) Bu Tebliğin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar 2016/3
sayılı Tebliğ hükümlerine istinaden alınmış olan teminat
şeklindeki geçici önlem, Kanunun 14 ve 15 inci maddeleri çerçevesinde,
soruşturma kapsamı dışına çıkarılan Tablo 2’de yer alan eşyalar için iade
edilir.
(2) Bu Tebliğin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar 2016/3
sayılı Tebliğ hükümlerine istinaden alınmış olan teminat
şeklindeki geçici önlem, Tablo 1’de yer alan eşyalar için kesin önleme
dönüştürülmüş olup, kesinleşen dampinge karşı önlem Kanunun 14 ve
15 inci maddeleri çerçevesinde tahsil edilir. Kesinleşen dampinge karşı
önlemin daha önce alınan geçici önlemden yüksek olduğu haller için fark
tahsil edilmez, düşük olduğu haller için ise fark geri ödenir.
Uygulama
MADDE 30 – (1) Gümrük idareleri, 28
inci maddede gümrük tarife istatistik pozisyon numarası, tanımı ve menşe
ülkesi belirtilen eşyanın, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla,
serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamındaki ithalatında, karşılarında
gösterilen oranda dampinge karşı kesin önlemi tahsil ederler.
Yürürlük
MADDE 31 – (1) Bu Tebliğ yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 32 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini
Ekonomi Bakanı yürütür.
4
Ağustos 2016 PERŞEMBE
Resmî
Gazete
Sayı :
29791
|